Barış Doster

İsraf ve Cumhuriyetin devlet adamları

07 Eylül 2019 Cumartesi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim öncesinde söz verdiği üzere, AKP’li yönetim dönemindeki araba israfını sergilemeye başladı. AKP hemen yanıt verdi. CHP’yi algı yönetimi üzerinden siyaset yapmakla suçladı. Lakin herkes kamuda israf olduğunu, yolsuzluk olduğunu biliyor. Partisi ne olursa olsun, belediyelerde imar plan tadilatları söz konusu olunca, iktidar ve muhalefetin işbirliği yaptığını biliyor. Makam arabası ve lojman saltanatı olduğunu, rüşvet, iltimas, adam kayırma olduğunu biliyor. Kişiye özel, adrese teslim ihaleler yapıldığını, Kamu İhale Kanunu’nun son 16 yılda, 186 kez değiştirildiğini biliyor. Kayırmacılığı, ahbap çavuş ilişkilerini, eş dost atamalarını biliyor.
Şurası açık; Cumhuriyetin eğitiminden, kültüründen, değerlerinden, yurttaşlık bilincinden, ahlakından, yurtseverliğinden, özverisinden uzaklaşmak, yozlaşma ve yolsuzlukta, çürüme ve çöküşte çok etkili oldu. Çünkü Cumhuriyet kadroları, sadece icraatlarıyla değil, dürüstlükleri ve erdemleriyle de örnektiler. İşte birkaçı...
Kâzım Özalp, İstiklal Harbimizin ünlü komutanlarındandı. İttihat ve Terakki’de görev üstlenmiş, İzmir’in işgalinden sonra Kurtuluş Savaşı’na katılıp Balıkesir ve çevresinde Kuvayi Milliye’yi örgütlemişti. Milli Savunma Bakanlığı, Meclis Başkanlığı, CHP Grup Başkanvekilliği yapmıştı. Yakalandığı ağır hastalık nedeniyle, devlet bütçesinden yurtdışına gitmesi önerildiğinde reddetti. Şöyle dedi: “Devlet benim için boşuna masrafa girmesin. Hastalığıma yurtdışında da çare bulunamaz. Bırakın vatanımda öleyim”.
Fevzi Çakmak, İstiklal Harbimizin en büyük komutanlarındandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Genelkurmay Başkanı’ydı. Atatürk’le birlikte mareşal unvanı taşıyan iki komutandan biriydi. Uzun yıllar milletvekili, Milli Savunma Bakanı olarak da hizmet etti. O denli dürüsttü ki, Varlık Vergisi çıkarıldığında, kendisinden istenen vergiyi ödeyecek parası yoktu.

‘Efe Başvekil’in örnek tutumu
Şükrü Saracoğlu, Mülkiye’den sonra Cenevre’de de siyasal bilgiler okumuştu. Milli Mücadele başlayınca Kuvayi Milliye’ye katıldı. TBMM Başkanlığı, milletvekilliği, bakanlık, başbakanlık yaptı. Hastalığı nedeniyle, devlet bütçesinden yurtdışına gitmesi önerilince, kesin bir dille reddetti. Ödemiş’te babadan kalma evini ve arsasını satarak kendi parasıyla yurtdışına tedaviye gitti. Oğluyla Fenerbahçe maçına gittiğinde, kendisi şeref tribününe gider, oğlunu bilet kuyruğuna sokup bilet aldırır, taraftarlarla birlikte tribüne yollardı.
Hasan Esat Işık, Osmanlı Devleti’nin ünlü yönetici ve tabiplerinden göz hekimi Esat Paşa’nın oğluydu. Brüksel, Moskova ve Paris’te büyükelçi olarak Türkiye’yi temsil etti. CHP’den siyasete atıldı. Dışişleri Bakanlığı yaptı. Kansere yakalandığında, devlet bütçesinden tedavi için yurtdışına yollanmayı kabul etmedi. Ankara’da İbni Sina Hastanesi’nde vefat etti.
Kıssadan Hisse: Bu isimler tabelalardan silinse de, tarihten, belleklerden ve yüreklerden silinmezler. Çünkü onlar devlet kurmuşlardır, servet değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları