Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yangın Haftası
Savaş haftasına geldik.
Zirve koltuğunun, iki lideri taşıyamayacağı görüldü.
Öyle bir noktaya geldik ki...
Birinden biri tasfiye edilecek:
Ya devlet, ya paralel devlet...
***
Köşk’e giden mektubun içeriği dikkatli incelendiğinde, “Uzatılan dostluk elini tutarız” diyen Gülen’in, aslında alttan almadığı, tersine kibar bir dille barış koşullarını sıraladığı görülüyor.
Mektubun dolaylı muhatabı olan Başbakan’ın da nazik ifadeleri ayıklayıp altından çıkan talepleri okuyunca “Bu çete tasfiye edilene kadar savaş” kararını açıkladığı anlaşılıyor.
İktidar yanlısı medyanın süründüğü savaş boyalarından, yaklaşan operasyonun boyutu anlaşılıyor.
Mehmet Metiner’in tabiriyle “ölümüne itaat, ölümüne mücadele” dönemi başlıyor.
***
Tarafların mühimmatına bakalım:
Hükümet cephesinde asla geri adım atmamaya kararlı bir lider var.
İlk adım, cemaatin bürokrasideki kadrolarını temizlemek, vitrindeki isimlerini “çete üyeliği”nden gözaltına almak olacağa benziyor.
Bugün yarın polisler polislerin kapısını çalabilir, savcılar savcılar için iddianame yazabilir, yargıçlar yargıçları yargılayabilir.
Cemaatin insan ve para kaynağı sayılan dershaneleri önce denetime almak, giderek kapatmak, yurtdışında bugüne kadar verilen desteği kesmek, muhtemel ataklardan bazıları...
Ardından sıra cemaate yakın sermayenin ve medya sahiplerinin tacizine gelecektir.
***
Ya cemaat?
Onların da oturup beklemeyeceği kesin...
“Hizmet”in güçlü arşivinin peyder pey kamuya açılması sürpriz olmaz.
Eski dosyalar kavgası başladı bile:
Zafer Çağlayan’ın Sarraf’ın uçağıyla yaptığı umre haberi, “Zekeriya Öz’ün Dubai sefası” haberiyle cevaplandı.
Bu atışma hızlanacaktır.
Cemaat, hükümetin unutturmaya çalıştığı yolsuzluk dosyalarını ısrarla gündemde tutacak, gücü yeterse Başbakan’ın oğlunu ifadeye çağıracaktır.
Erdoğan’ın internetten kazıttığı “Ergenekon’un savcısıyım” sözleri dolaşıma sokulacak, bugün Ergenekon davasını yeniden gördürme çabası “çark etme” olarak anlatılacaktır.
***
Neye güveniyorlar?
Erdoğan, cemaatin tabandaki gücünün abartıldığını düşünüyor olsa gerek... AKP içinde sadece iki milletvekillerinin olduğu biliniyor. Onlar da ayrılmadı; duruyor.
Buna karşın cemaatten canı yanmışların hükümete desteği günden güne büyüyor.
Cemaat kanadında ise hava değişik:
Onlar, Erdoğan’ın cemaati sindireceğini sanarak yanlış hesap yaptığına inanıyor. Seçim sürecinde AKP’lilerin gireceği hemen her evde cemaatin okullarında okumuş, dershanelerine girip çıkmış, yurtlarında barınmış birilerinin olacağını ve bunların Başbakan’a tavır koyacağını düşünüyor.
“Gözaltına alacakları isimler de asıl fikir önderleri olmayacak” diyorlar.
Dışarda ise Amerika ve İsrail’in, Ortadoğu’yu birbirine katan kavgacı bir lider yerine, Batı’yla barış isteyen, uzlaşmacı bir dini öndere daha yakın durduğuna inanıyorlar.
***
Türkiye, mezhepler arası çatışma görmüştü, ama -Hüseyin Gülerce’nin ifadesiyle- “Sünniler arasında böyle bir yangın hiç yaşanmadı”.
Ülke yönetimine dini sokuşturmanın bedeli bu...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- ‘Haddini bilsin, tepemin tasını attırmasın’
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- CHP’nin yükselişi sürüyor
- 'Bir milletvekilliğine her şeyi sattın'
- Neler konuşuldu?
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- 'AK Partili bakan yardımcısının toplam maaşı...'
- Mehmet Ali Yılmaz'ın ailesinden açıklama
- Son mesai saatinde 4.5 milyonluk fatura kesilmiş