Bir parti bir partiye: Bre parti...

06 Mart 2016 Pazar

“Bir parti bir partiye: ‘Bre parti gel beraber laik bir emekçi cumhuriyet kuralım’ demiş!

***

TKP, Türkiye Komünist Partisi diye bir parti vardı.
Parti programında, sosyalizm için Atatürk Devrimlerinin önkoşul olduğu belirtilirdi.
Parti, bu teşhisten hareketle de, mevcut sorunların çözümleri için ilginç önerilerde bulunurdu.
Kim olduklarını bilmezdim...
Ama yazıp söylediklerini ilgiyle izlerdim.

***

Türkiye’deki solun geleneksel hastalığı onlara da bulaştı:
Bölündüler!
Kaça bölündüler, kim nedir, kim neyi savunuyor, niçin bölündüler, hangi parça nereden geliyor, nereye gidiyor, bilmiyorum...
Açıkçası bilmek de istemiyorum...
Çünkü Marksist olduklarını iddia eden ve zaten sayıları az olan politikacıların birbirlerini yemelerinden hoşlanmıyorum ve kendi özel dinamikleri içindeki acımasız etkileşimlerine karışmak da istemiyorum.
Ama geçen gün, bölünmeyle ortaya çıkan gruplardan birinden, Türkiye Komünist Hareketi’nden, HDP’nin “Cuma namazı girişimi” ile ilgili ilginç bir bildiri gelince bu yorumu, “Türkiye’de bu görüşler de var” diye “Bir haber olarak” sevgili okurlarımla paylaşmak istedim.

***

Laiklik olmadan özgürlük ve barış mümkün değildir.
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır halkını cuma namazında buluşmaya çağırdı. Barış için dua edeceklerini ilan eden HDP Eş Başkanı’nın yaptığı dinin siyasete alet edilmesinden başka bir şey değildir.
Ne ülkemizin kurtuluşu ne de Kürt emekçilerinin özgürlüğü ve eşitliği gerici siyaset üzerinden sağlanamaz. Ortadoğu’da yaşanan yıkımda cihatçı terör ve dinin siyasallaşması ortadayken, ülkemizi felakete sürükleyen AKP’nin özünde gericilik varken, buna çanak tutan bir siyaset doğru değildir.
Kürt sorununda yaşanan çatışma ve devlet şiddetine karşı cuma namazına çağrıda bulunarak siyaset yapmak büyük bir gaflettir.
Ülkemizin sorunu AKP’dir. Çünkü AKP işbirlikçi, emek düşmanı ve gericidir. AKP gericiliğinin bir benzerini yapmak, AKP eliyle kurulan gerici rejime prim vermektir.
Bu çağrı Kürt emekçilerine vaat edilen barış ve özgürlüğü imamlara teslim etmektir.
İddia ediyoruz; laiklik olmadan özgürlük ve barış mümkün değildir.
Ülkemizin, Türk ve Kürt bütün emekçilerin kurtuluşu yeni bir cumhuriyetle mümkün: Emekçilerin laik cumhuriyeti!”

***

Demokrasi üzerinde yükselen bir “Türk ve Kürt emekçilerinin laik cumhuriyeti” fikri bana ilginç geldi...
Okurlarımla paylaşmak istedim.
Bilmem, kitabını ve önerilerini burada uzun uzun irdelediğim Murat Somer buna ne der?
ÖNEMLİ NOT: Can ile Erdem çıktılar ama, ZAMAN gazetesine de el konduğu bu sırada, içeride yatan öteki gazetecileri unutmayalım!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları