AKP’nin Ukrayna Politikasında ‘Gezi’ Etkisi:

14 Mart 2014 Cuma

Ukrayna’nın Kırım Özerk Bölgesi’nde bu hafta sonu kritik bir referandum yapılacak. Kırım halkı, Ukrayna’dan ayrılarak Rusya Federasyonu’na bağlanmayı oylayacak. Sadece Ukrayna-Rusya ilişkilerini değil, bölge ve dünya dengelerini yakından etkileyecek bu gelişmeleri Ankara nasıl değerlendiriyor?

Dış politikada ‘Gezi’ etkisi
Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümetin bir türlü altından kalkamadığı “Gezi Parkı sendromu”, Türkiye’nin dış politikasını da doğrudan şekillendiriyor. Mısır, Tunus ve Suriye’deki Arap Baharı ayaklanmalarının tümünü destekleyen AKP hükümetinin Ukrayna’daki benzer hareketlere bu kadar uzak durmasının başka izahını bulmak zor.
Nitekim, Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında 4 Mart’ta yapılan telefon görüşmesi sonrasında Kremlin’den yapılan açıklama, Ankara’nın bakışını gözler önüne seriyor. Türk basınında fazla dikkat çekmeyen o resmi açıklamada, Erdoğan’ın Ukrayna’da rejimi deviren demokrasi yanlısı Maidan güçleri için “agresif, aşırılık yanlısı ve agresif” dediği belirtiliyor. Kısa açıklama şöyle:
“İki lider (Putin ve Erdoğan) radikal ve aşırı Maidan güçlerinin agresif hareketlerine rağmen Kırım’da dinler arası ve etnisiteler arası barış ve düzenin garanti altına alınacağına duydukları güveni ifade ettiler.”

Onlara da ‘radikal’ dedi
Diplomaside her iki tarafın da uzlaşmadığı konularda bu tür açıklamalar yapılamaz. Ukrayna’da demokrasi yanlısı Maidan hareketine Rusya’nın başından beri karşı olduğu biliniyor. Ancak Kremlin’den yapılan açıklamadaki yeni unsur, Erdoğan’ın da Putin ile birlikte bu gösterileri yapanları “radikal, aşırı ve agresif” olarak nitelendirmesi.
Aynı görüşme ile ilgili Ankara’da Başbakanlık’tan yapılan açıklamada, liderlerin gösteriler konusundaki görüşüne değinilmezken Erdoğan’ın “tüm tarafların uluslararası hukuka saygı içinde hareket etmesi ve Ukrayna’nın siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün mutlak surette korunması vurguları yaptığı” belirtilmekle yetinilmiş.
Tıpkı, Obama-Erdoğan görüşmesinde olduğu gibi Putin-Erdoğan görüşmesinde de Ankara, muhatabından farklı bir açıklama yapmış durumda.

‘Kırım’ güvencesi tutmadı
Erdoğan’ın Putin ile birlikte eleştirdiği Maidan güçleri Ukrayna’da rejimi devirerek iktidar oldu. Buna karşılık o konuşmada “barış ve düzenin garanti altında olacağı” vaat edilen Kırım, bu hafta sonu Ukrayna’dan koparak Rusya’ya bağlanacak. Rusya’nın askeri müdahalesi ile ortaya çıkan bu sonuç nedeniyle AB, ABD ve NATO Moskova’ya karşı yaptırım kararları açıklamaktalar.

Birinci öncelik Rusya
İşte bu ortamda, Türkiye’nin izlediği Ukrayna politikası, içeride olmasa bile dışarıda yakından takip ediliyor. Ankara diplomasi koridorlarında, Erdoğan’ın Mısır’da Müslüman Kardeşler’in protestolarına verdiği destek ile Ukrayna’daki gösterilere duyarsız kalan tutumu sık sık şu örnekler verilerek kıyaslanıyor:
- Ankara Kiev’de demokrasi yanlılarının gösterileri sırasında “sessiz” kaldı. Mısır’da hem Mübarek’e karşı hem de askeri darbeye karşı düzenlenen gösterilere çok açık destek vermişti.
- Ukrayna’ya ikili yardım yapmaktan kaçındı. Yine Mısır’da Müslüman Kardeşler yönetimine tüm dünyadan önce 2 milyar dolarlık krediyi Türkiye açmıştı.
- Krizde Ankara’nın önceliği Moskova ile ilişkisini korumak oldu. Özellikle enerji ve turizm konusundaki ilişkilerinin bozulmasını istemediği için Rusya’yı doğrudan karşısına almaktan kaçındı. Mısır’da ise Erdoğan tüm dünyayı karşısına almak pahasına Müslüman Kardeşler’in devrik Cumhurbaşkanı Mursi’ye sahip çıkmıştı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları