‘İslam dünyası’nın gururu Suudi Arabistan

‘İslam dünyası’nın gururu Suudi Arabistan

22.04.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyaretinde, Obama’dan randevu alabilmek için ter döken bu iktidar değil miydi? Şimdilerde, Obama ile görüşmeyi büyük başarı olarak manşetleyen iktidar basını, çevresi, Suud Kralı, Obama’ya ‘kötü’ davrandı diye sevinç içinde. Kral, Obama’yı havaalanında karşılamamış, Suudi Arabistan ABD’yi 750 milyar dolarlık ABD Hazine bonolarını ve diğer varlıklarını satışa çıkarmakla tehdit etmiş diye sevindirik olan İslamcıların haline bakar mısınız? Ve de İslam dünyasının, “emperyalizmle hesaplaşma” anlayışına bakar mısınız? Gelinen nokta, hâlâ siyasetten anladığı petrol zenginliği ile tafra yapmaktan ibaret, kurulduğu günden beri emperyal hesaplara yoldaşlık yapmaktan başka vasfı olmayan, içerde ve dışarda her türden karanlık siyaseti İslam ile meşrulaştıran bir rejimin gücü ile gurur duymak!
Ama zaten, öteden beri yaptıkları bu değil mi? ‘İslam dünyası’ dedikleri, ‘komünizmle mücadele’ adına tüm dünyada ABD ve Batı ve de küresel kapitalizmin çıkarlarına neferlik yapmadı mı? Soğuk Savaş yılları boyunca, üçüncü dünya ülkelerinde bağımsızlık mücadelelerini bastırma operasyonlarını finanse etmediler mi? Afganistan’da ‘cihat’ dedikleri, ABD ve diğer Batı ülkelerinin uzak diyarlarda Sovyetler ile hesaplaşması değil miydi, ‘cihat’ı da büyük ölçüde onlar organize etmedi mi? Sovyetler çekilir çekilmez, mücahit dedikleri adamlar iktidar mücadelesi için birbirlerine girmediler mi? Taliban denilen hareket, bu mücahitlerin yıkıma sürüklediği Afganistan’da iyi kötü bir düzen kurma arayışının sonucu ortaya çıkmadı mı? Suudiler 1979 Kâbe baskınını bile Fransız istihbaratçılar eliyle sindirmek zorunda kalmadı mı?
Halihazırda, ‘Sünni dünya’ dedikleri hâlâ ABD ve münhasıran Obama’ya ‘Suriye’ye yeterince müdahale etmediği’ için kızgın değil mi? Yemen’e müdahalede sırtlarını ABD ve Batı’ya dayama ihtiyacı duymadılar mı? Günün sonunda, Suriye’de başkasının ceketi ile damat olma hevesleri akim kaldığı için bozum olunca, hırçınlaştılar, hepsi bu.
Çok sevdikleri Suud Krallığı’nın, uzun yıllar ABD Büyükelçiliği’ni yapmış, sonra da Suudi Arabistan istihbaratının başına geçmiş olan ve de Bush ailesine yakınlığı nedeniyle adı ‘Bandar Bush’a çıkmış, Bandar bin Sultan, (kendi onayı alınmış) biyografisinde, Soğuk Savaş yıllarında, “Biz ‘Doğu-Batı veya Amerika’nın antikömünizm tezlerini kullanmadık, biz dini kullandık” diye açıkça söylüyor (William Simpson, The Prince, 2006). Daha neler neler söylüyor, başınızı Wikipedia’dan kaldırıp açın okuyun. Dünya ölçeğinde bir büyük iktidar savaşında, Batı dünyasının yedeğinde at oynatmasalar, İslamcılık siyaseti ne halde olurdu, bir düşünsünler bakalım.

Züğürt tesellisi
Kısacası, İslamcılıktan anladıkları bu, ‘Sünni dünya’, ‘Sünni omurga’ dedikleri bu. Son olarak, ABD-İran ile yakınlaşınca tüm hesapları bozuldu, küskünlük nedenleri bu. Alışmışlardı, sırtlarını Batı ittifakına dayayıp, asıp kesmeye, değişen dengelere hazırlıksız yakalandılar, o nedenle akıllarınca oyun bozmaya çalışıyorlar. Bozmaya çalıştıkları gelişmeler sonucunda Suriye’de daha çok kan akacakmış, ne gam, yeter ki onların işleri tıkırında gitsin! Akıl yok, vicdan hiç yok! Dönüp dolaşılıp gelinen nokta yine aynı, artık stratejik hesaplar, eskisi gibi tutmadığı için ağlaşan, Suudi Kralı’nın Amerika’yı zora sokmasından medet uman, züğürt tesellisi, zavallı bir hal. Keşke, İslam adına sahiden, insanlığa ibret olacak, zulme ve haksızlığa karşı bir çıkış olmuş olabilseydi, yok öyle bir şey.
Bırakın büyük bir karşı çıkışı, bu dünyada sadece ve sadece paraları ile var olan, paradan başka değer bilmeyen zengin İslam ülkelerine gidin bakın, insanlığınızdan utanırsınız. Bu rejimler çağın köle düzenleri, başlarındakiler zamane firavunları. İslam dünyasının fukaraları ile tek ilişkileri, sadaka karşılığında, sadakatlerini sağlamak, Müslüman dünyanın garibanlarını, önce komünizmle mücadele sonra, cihat adına çıkarlarına rehin almak. Pakistan’da medrese kurup, fakir fukarayı Afganistan’da ölüme göndermek, en son olarak, Suriye’de, “Esad zulmüne son vermek” adı altında bin bir benzer iş çevirmek. Tek bildikleri, çok kârlı ticaret peşinde koşmak, velev ki insan ticareti olsun.
Not: Can Dündar-Erdem Gül davası ve Barış İçin Akademisyenler davaları bugün Çağlayan’da, gözümüz kulağımız onlarla olsun.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017