Galatapalas!

17 Ekim 2017 Salı

Türkiye Rabia Cumhuriyeti’ne Doğru! (8)

Türkiye’nin ulusal eğitimine yön veren “Milli Eğitim Şûrası” 19. kez en son, 2014’te toplandı! Ondan sonra yerini, aynı zamanda Türkiye’nin reis-i cumhuru, sadrazamı, parti reis-i umumisi, vükelası, YÖK (KÖY) reisi de olan muhterem hazretleri aldı!
Muhterem, 2 hafta önce açıkladı: “Hamdolsun imam hatip okullarında 1.3 milyon öğrenci var!”
Diyanet İşleri Başkanlığı, İl müftülüklerinin çatısı altında boş bulunan imam hatip kadrolarına, “geçici cami görevlisi” alınmasına ilişkin bir duyuru yayımladı. Duyuruya başvuran 4 bin 995 kişi, camilerde “temizlik işçisi” olarak göreve başladılar. Kız öğrenciler “imam” olamadıklarına göre, acaba onlar da camilerde “çöpçülük” yapmaya mı başladılar?
“Eğitim” ile ilgili haberlerini okudukça yüreğim burkuluyor! Bazı alıntılar:
“Medreseler diriliyor! Fiziki durumu uygun olan imam hatip okullarının bahçelerine cami yaptırılacak. İçinde özel Kuran okuma odaları da bulunacak. Okullar gece gündüz açık olacak…”
“Bir okulu yıkmak bir ilçeyi yıkmaktır. Şişli Kent Konseyi üyeleri ve Şişli Endüstri Meslek Lisesi öğrenci velileri okullarını yıkma çalışmasını protesto için gösteri yaptılar.”
Türkiye’nin yalnızca mühendis, mimar, doktorlara değil, “teknisyen düzeyinde çalışacak meslek insanlarına” gereksinimi var. Yıkılan ya da imam hatip okuluna çevrilen meslek okulları mezunları kalmadığından olsa gerek, İşkur bu düzeyde iş vermek için 142 bin kişiyi arıyor!
Galatasaray Kulübü’nün kuruluşunun 112. yıldönümü Galatasaray Lisesi’nde törenle kutlanıldığı cumartesi günü, takım da Atıker Konyaspor’u rakip sahada yendi. Böylece öteki takımlarla arasını açarak başköşede oturmayı sürdürdü.
Ne var ki o gün, Türkiye’de 1959’da kurulan “Süper Lig” tarihinde ilk kez Galatasaray, bir “yabancı çalıştırıcının” yönetiminde “11 yabancı oyuncuyla”, “Türk takımı” olarak sahaya çıktı. Türk oyuncular yedek kulübesinde oturuyorlardı!

***

Oysa Galatasaray’ın kurucusu Ali Sami Yen, takımın varoluş amacını “Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek” sözleriyle açıklamıştı!
(Bu öğrencinin babasının, dilimize “Kammus’ül Alam” adlı 6 ciltlik; tarih, coğrafya, ünlüler ansiklopedisi ile “Kamus-i Türki” adlı ayrıntılı sözlüğü kazandıran Şemsettin Sami olduğunu da anımsatalım…)
1901’de İstanbul’da iki İngiliz, James Lafontaine ve Horace Armitage, Rum ve İngiliz oyunculardan oluşan Kadıköy Futbol Kulübü’nü, sonra 1903’te İngilizler takımdan ayrılarak Moda Kulübü’nü kurdular.
1904’te ise bu kulüpler, Imogen, Elpis, Strugglers takımlarıyla da anlaşarak, “İstanbul Futbol Birliği’ni” kurarak Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nın olduğu yerde “Union Club (İttihat Spor)sahasında düzenli karşılaşmalara başladılar.
1905’e gelince, Türk olmayan bu yabancılarla azınlıklardan oluşan takımlar Galatasaray Lisesi öğrencilerini üzdü. Onlar da kendi takımlarını kurmak üzere Ali Sami Yen’in öncülüğünde, aralarında 1’er kuruş toplayarak bir futbol kulübü kurmaya karar verdiler.
Kulübün adının “Gloria (Zafer) ya da “Audace (Cesaret)konulması önerildi. Ancak ilk maça Rum takımını 2 – 0 yenerken, izleyicilerin “Galata Saray’ın efendileri” sözleri ile teşvik etmeleri üzerine “Galatasaray” adında birleştiler.

***

Dünya Kupası’nda nal toplayan Türkiye Ulusal Takımının teknik çalıştırıcısı Romanyalı (!) Mircea Lucescu, “Türk oyuncuların kulüplerinde az oynatıldığından yakınıp takım kurmakta zorlandığını” söyledikten sonra “Böyle giderse ulusal takıma oyuncu bulamayacağız!” dedi.
Beşikstone’un da Fenergarden’ın da Galatapalas’tan ne farkları var ki? Yakında ulusal atletizm takımında olduğu gibi “yabancıları devşirip”, “Türk oyuncu” diye sahalara çıkartmaya başlayacağız, demektir!
Bir ay önce AKP Reis-i Umumisi şöyle konuşmuştu:
“Gençlik ve Spor Bakanımızla da konuşuyorum. Futbolda özellikle yabancı oyuncu sayısının aşırı oluşu, A Milli Takımımıza dezavantajlar getiriyor. Yerli oyuncularımızın performansı ligde az kaldığı için, milli takımda o gücü yakalayamıyoruz. Kulüplerimiz hiç mi yabancı oynatmasın? Oynatsın, ama bu kadar fazla değil. Bakıyorsun sahaya, neredeyse yerli oyuncu yok. Bunu doğru bulmuyorum!”
AKP Reis-i Umumisi’nin tüm bakanlara sözü geçiyor, ama Spor ve Gençlik Bakanı ile Futbol Federasyonu Başkanı kendisini takmıyorlar anlaşılan!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları