TOA nedir, bilen elbette vardır. Batık kredinin kibar söylenişi TOA. Tasfiye Olunacak Alacak’ın ilk harflerinden oluşan kısa adı yani.
Nurcan Gökdemir’in Bir Gün’deki haberinde okuduk. Halkbank’ın geçen yıl, yani 2016’da yakın izlemeye aldığı 100 hesaptan 10’unun ve her 100 liranın
25.5 TL’sinin tahsil imkânı kalmamış.
Bu yılın başında, zerrece alakası olmadığı halde OHAL KHK’si fırsatçılığıyla Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilen Halkbank’ın Sayıştay denetim raporu TBMM’ye ulaştı.
Rapora göre Halk Bankası’nın tahsil edilemeyen alacakları bir önceki yıla göre yüzde 34.1 oranında artarak, 4.5 milyar TL’ye ulaşmış. Bu, tahsilinden umut kesilen batık kredi tutarı. Sayıştay, bu oran ve tutarın yüksek olduğunu vurgulayarak önlem alınmasını istiyor. Tahsil edilemeyen alacakların yanı sıra takibe aktarılan tutarlarda da büyük artış olduğu Sayıştay raporunda vurgulanıyor. Dönem içinde takibe aktarılan tutar, bir önceki yıl sonuna göre yüzde 53.5 oranında arttı. Takibe aktarılan alacaktan yapılan tahsilatta azalmalar kayda geçti.
Bir yıl önceki verileri esas alan rapora göre, 2016 yıl sonunda takip edilen risk miktarı 5.1 milyar TL. Buna karşılık tahsil edilen tutar ise 423 milyon TL.
TVF ‘yatırım kapısı’olacak mı?
TVF’ye devredilmesinin, Halkbank’a ve topluma nasıl bir fayda sağladığını henüz bilmiyoruz. Aslında bakarsanız TVF’nin ne yaptığını da biliyor değiliz.
Üç yıllık stratejik planının yayımlanmasını beklerken, başkanı görevden alınan ve üç aydır yerine asaleten atama yapılmayan TVF, yabancı yatırımcılar için güçlü bir yatırım platformu sağlayarak Türkiye’nin “yatırım giriş kapısı” olacaktı. Yanı sıra milli şirketlerin küresel oyuncu olmalarına yardım olarak kamu varlıklarının da değerini artıracaktı.
OHAL KHK’siyle devraldığı kamu şirketleri üzerinden, portföyünü 40 milyar dolar olarak açıklayan TVF’nin, şu ana dek herhangi bir raporlamasını okumadık. Keza, bankacılık, finans, telekomünikasyon, ulaştırma, madencilik alanlarında nasıl bir operasyon yaptığını da bilmiyoruz. TVF’nin milli şirketlerin küresel oyuncu olmalarına nasıl katkıda bulunacağı konusunda bilgilenmeye ihtiyaç var.
Bu arada son iki yazıda denetim alanındaki gelişmeleri irdelediğimiz Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nın (NGS), TVF’nin Ağustos 2016’daki yasama sürecinde TBMM’de anıldığını hatırlatalım.
Kanun teklifi gerekçesinde, TVF’nin “mega” ölçekli altyapı yatırım projelerine finansman desteği sağlamak amacıyla kurulduğu kayda girmiş ve Akkuyu NGS bu projeler listesinde yer almıştı.
Akkuyu NGS’nin yüzde 49’a kadar Türk şirketlerince finanse edilmesi, Rusya açısından yaşamsal önem taşıyor. TVF’nin bundan dokuz ay önce Rusya Yatırım Fonu ile ortak bir yatırım fonu kurmasına ilişkin bir protokol imzalandığı dikkate alınacak olursa, yakın bir gelecekte TVF ile Akkuyu NGS arasında kurulacak bir bağ sürpriz olmayacaktır.
Her 100 TL’nin 25.5 TL’si batıksa
Yazarın Son Yazıları
Hoşça kalın
O fayansın talimatı kimden?
Bakan düzeyinde 2018’de biteceği açıklanmış ilk metro hattında işlerin planlandığı gibi gitmeyeceği, herhalde baştan belliydi ki, İETT yarım milyar TL’lik bir otobüsle taşıma ihalesini yapıverdi. Otobüsle taşıma seçeneği zorunluysa, özel taşımacılık şirketlerine kaynak aktarmak zorunlu muydu? Otobüsle taşıma işini İETT’nin organize edip gerçekleştirmesi daha mı pahalı olurdu?
‘Enflasyonla topyekûn mücadele’
Bankalara ne oluyor?
Tek hane hedefi
Boykot ve adanmışlık
Otağ Merkezi ve bütçe
Cevapsızlığın şiddeti
Türkiye’nin Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki sırası 81’inciliğe düştü. “Vergi Barışı” tebliği, uluslararası yükümlülükleri hiçe sayıp Türkiye’yi kara para aklayan ülkeler konumuna sokabilir. CHP’li Utku Çakırözer, yurtdışındaki paraların ülkeye transferini yapanların sorgulanmamasını sağlayan düzenlemeyle kimlerin korumaya alındığını sordu.
2019 bütçesinde KÖİ garantileri
Devletin dövizli sözleşmeleri
Türkiye kara para cenneti midir?
İstanbul metrolarının geleceği
Müteahhit kriterleri
3. Havalimanı’na nasıl gidilir
Matrah artırın, yoksa…
Melen Barajı 11 Ağustos’ta açılacak mı?
Tarım alanına santral yaparsanız
Tarım alanlarına Danıştay’dan destek
Yap-işlet-devret yöntemiyle yapılacak Kanal İstanbul büyük bir rant yaratacak. Ancak Kanal İstanbul’un mühendisliği ne kadar mükemmel olursa olsun, çarpık kentleşmiş, betona boğulmuş, neredeyse her gün yeni bir felaket yaşayan ve deprem beklenen bir metropolde doğayla oynanacak. Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal, gittiği aile hekimliğinde doktorla tartıştı. Doktorun “beyaz kod” alarmı vermesi üzerine hastaneye gelen polisler, yaşlı vatandaşı gözaltına aldı. Gözaltına alınmasına tepki gösteren Topal’a polislerce biber gazı sıkılıp ters kelepçe takıldı. CHP’li Gülizar Biçer Karaca, Meclis’te milletvekillerini uyardı: “Bu projeyle İstanbul’da milyonlarca metreküp toprak taşınacak. Güzergâh üzerindeki Sazlıdere Barajı yok edilecek. Hafriyatla ekolojik sistem değişecek, sular kirlenecek.”
Büyük ihalede itirazlar dinlendi
Devlet şişmanlıyor ‘Yeni devlet’ darmadağın ve çok başlı
Şehir hastanelerinde ‘kur’ virüsü
Berberoğlu kararı ve ‘kapsayıcı Meclis’
TCDD’nin mali yüküymüş!
SGK neden Sayıştay’dan kaçırıldı?
Torba teklif dönemi
‘Ses ve öfke’
Perhizler ve turşular
Madde 104 yokmuş gibi davranmak
1 numaralı kararname
Ucuz hayatlar
Kişiye özel elbise
‘Yeni’ Meclis dalsız bir çınar gibi
‘Helalinden yüzde 31’
Yüksek enflasyonda dolarlı ihale
Sahip çıkma becerisi
Sonuna dek beklense ne olurdu?
Asıl sorudan kaçmak