Yandaşlık hakikati reddettirir, insanda ar damarı bırakmaz

11 Mart 2018 Pazar

Murat Sabuncu ve Ahmet Şık, epey uzun süren bir yolculuktan sonra eve dönüşleriniz şüphesiz ki sevindirici. Akın Atalay da 16’sında çıkagelir. Ama ülkenin demokrasi, adalet, yargı, medya özgürlüğü, insan hak ve özgürlükleri üzerindeki iktidarın keyfi uygulamalarının, OHAL’in kâbusu şüphesiz ki temel sorunumuz.
Bir hukukçu bozuntusu kendisine Türkiye’nin demokrasi, hukuk, basın özgürlüğü gibi evrensel konularda dünyada kaçıncı olduğu hatırlatıldığında, utanmadan, “Türkiye’nin böyle keyfi sıralamalara karnı tok, hiç umurumuzda değil, Türkiye’de demokrasi, insan hakları gelişerek devam ediyor, yabancılara bakarak kendimizi yargılamayız...” gibi, gerçekten ucube yanıtlar verebiliyor ve yapılan her türlü baskının arkasına geçerek “demokrasi gelişiyor” diyebiliyor.
Artık bunları ekranlardan söyleyenlerin, yarın bizzat iktidar tarafından, görevi bitmiştir denilerek çöplüğe atılacağının farkında değil mi? Sanki bu araştırma endeksleri, Türkiye’yi keyfi şekilde değerlendiriyor, alıp en kötü sıralara koyuyor.

Hukuktan başlayalım
Önce tabii ki hukuk alanından başlayalım, bu yıl açıklandı: Dünya Adalet Projesi’nin (The World Justice Project - WJP) düzenli yayımladığı Dünya Hukukun Üstünlüğü endeksinde Türkiye 113 ülke arasında 101. sıraya geriledi. Bu endeksin hazırlanışı, 110 bin hanenin incelenmesine ve 3000’den fazla uzmanın somut kriterlere göre yaptığı değerlendirmelere dayanıyor. Ana kriteri de, ülkede iktidar ve yargı güçlerinin yasa kriterlerine uygun davranıp davranmadığı.
Endeks, ülkelerdeki hukukun üstünlüğünü sekiz madde üzerinde ölçer: Hükümet Güçlerinin Sınırlamaları ve Baskısı, Yolsuzlukların Olmaması, Hükümetin Açıklığı, Temel Haklar, Düzen ve Güvenlik; Düzenleyici Yaptırım, Sivil Adalet ve Ceza Adaleti... kaç ülkenin hangi maddelere göre geriledikleri bile ölçülüyor.
Türkiye, yıldan yıla geriye düşüyor, bu endekste 2 puan da geriledi,
99’unculuktan 101’inciliğe düştü. Hukukta, demokraside durmadan yerli ve milli ilerlemenin evrensel adı gerilemek!

Türkiye’nin yukarıdaki 6 madde içinde en çok kaybı, hükümet gücünün adalete müdahalesi... Sonra temel haklar ile düzen ve güvenlikten kaybediyor.

Gelelim demokrasi endeksine
Freedom House’nın son endeksinde, Türkiye birkaç yıldır kısmen özgür kümesinden özgür olmayan ülkeler kümesine düşmüş vaziyette. 195 ülke ve 14 bölgede ölçüm yapıldı. 100 analist ve 30 danışman eşliğinde veriler değerlendirildi. Kriterler: 10 politik haklar ve 15 yurttaş özgürlüğü kriteri göz önüne alınıyor.
Politik haklar başlığı altında 3 adet seçim süreci, 4 adet politik çoğulculuk ve katılım ve 3 soru da hükümetin icraatini kapsıyor. Somut veriler göz önüne alınıyor.
Ülkede Cumhuriyet çalışanlarını on para etmez iddialarla politik olarak aylarca yatırıyorsanız... Vay Cumhurbaşkanı’na hakaret tviti attınız diye binlerce kişiyi sorguya çekiyorsanız... Gazeteciler içerideyse... Gazetecilik faaliyeti suç olarak değerlendiriliyorsa ve ne yapalım OHAL’deyiz, beka sorunu gibi zırva bahanelerin arkasında baskıcı yüzünüzü saklıyorsanız...

En çok puan yitiren ülkeyiz
Özgürlükler konusunda son 10 yılda en çok puan kaybeden (34 puan) ve en çok gerileyen ülke yaparsınız Türkiye’yi... (Avrupa’da sonuncu!) 2012-2016 yılları arasında Türkiye’nin notunu 20 puan düşürerek, basın özgürlükleri en fazla gerileyen ülke yaparsınız.
Hem de internet özgürlüğünde Türkiye’yi 100 ülke arasında 66. sıraya yerleştirirsiniz... Ve internet özgürlüğünün en çok gerilediği ülkeler arasında sürekli kılarsınız...
Daha böyle onlarca rapor var ve Türkiye genellikle hepsinde düşüş içinde!
Mesela en son açıklanan Uluslararası Şeffaflık - Yolsuzluk endeksinde 10 puan gerileyerek 81. sıraya düştük.
Tüm bu endeksler onlarca kritere göre düzenleniyor ve mesela Trump bile yerden yere vuruluyor.
Beğendiniz mi?!
Biliyorum umurunuzda değil. “Türkiye demokrasi dahil tüm alanlarda ilerliyor” yalanlarınızı yüzünüz kızarmadan söylemeyi bundan sonra da sürdüreceksiniz.
Eee yandaşlık kolay değil... İnsanda ar damarı bırakmaz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları