“Geçmiş geleceğin teminatıdır” derler. Çünkü yaşanmışlık vardır içinde. Ama gel gör ki değişen dünya ve insan yapısı doyumsuzluğa karşı duramıyor!
Atalarımız “Aynı suyla iki kez yıkanılmaz” derken bir gerçeği işaret etmişler! Fazla nasihatı sevmeyen bir süreç yaşıyor dünyamız. Çünkü teknoloji onları ellerindeki küçük ekrana ve bilgi kutucuğuna mahkûm etti! Yaşayarak denemeyi tercih ediyorlar. Öngörü geçerli değil!
Ben bir futbol adamıyım. Yaşımız ve yaşadıklarımız gereği yönlendirici olmak durumundayız. Yarım asırdan bu yana Rıdvan Yelekçi ile başlayan ve Abdülkadir Yücelman ile devam eden yazarlığımız da futbol eğitimi için oldu. Genelde saha içini konuştuk. Ama artık nedenleri olan olayları da yaşıyoruz. Ben geçmişin hiç ilgilenmediği bir haylaz oyunun uygulamacı ve takipçisi olarak aranızda bulundum. Ne yazık ki insan olarak 8 buçuk milyarı bulan insan sayısı ile başka dünyalarda yaşam arayan bir süreçte insanın canlı olarak birbirlerine uyguladığı ölümcül katliam devam ediyor!
Geçen gece oynanan bir maçı izlerken ne kadar heyecan duyduk bilmem ama oynanmayan bir karşılaşma dikkat çekti! Son dönemde futbol dünyası değişimi getirmek adına belki de yenilikler sunuyor!
Ama Rıza Çalımbay’a arkadaşları ve sembol olan kulübünün yaptıkları, hakem Halil Umut Meler’in yumruklanması ve Fatih Terim’in transferi, kısa süreçte bunları yaşamak futbolun asla futbol olmadığını gündeme taşıdı!
Dileğim uzak doğuda futbola duyulan ilginin geçmişteki örneğini yaşayarak sahada başlayan bu mücadelenin orada bitmesidir. Biz nedense yeniliklerden de gerekli sonuçları çıkarmadık ve gençlerimizin spor alanındaki başarılarını birilerinin örnek almasına neden olamadık. İnşallah oluruz. Orta Asya’dan başlayan futbol oyununda yine İngilizlerin örnek alındığı süreçteyiz. Bakalım bu seferki yenilik ne olacak?
