Jorge Jesus tarafından değerlendirilmeyen Arda Güler, sonrasındaki sezon Real Madrid ile tanıştı. Ancelotti kariyerine uyan bir cesaretle ona şans tanıdı ve şu anda yıldız adayı konumuna geldi.
Arda, Karadağ karşılaşmasında 83 dakika sahada kalan ve gençleri temsil eden olgunlukla oynayarak bizi mutlu eden isim oldu. Geçmişte Rüştü, Tanju, Feyyaz ve diğerlerini yetiştiren bir hoca olarak dikkat çeken bu durumun kimse tarafından sahiplenilmediği bir durumdayız. Türkiye’de futbol geçmişimiz artık kimseyi ilgilendirmiyor.
Bulunduğumuz grup güçlü olmadığından dolayı beklenilen sonuç doğaldır. Bu grupta Hollanda, Fransa, İtalya gibi devlerin olmadığı ortamda Karadağ karşısında galip gelmemiz normaldir.
Montella gibi yabancı bir antrenöre teslim edilen Milli Takımımızda Arda bizim geleceğimizdir. Çünkü arkasında bekleyen arkadaşları onun başarısına alkış tutarak futbol devrimi yapmamızı beklemektedirler. Bu grubu lider olarak tamamlamak beklentimizdir ama Arda bizim için çok önemlidir. Montella, onun temsil ettiği futbol gerçeğini gören bir düşünceyle doğruyu bularak Arda’yı izleme şansı vermiştir.
Milli maçta doğru mevkilerde doğru rollerde oynatılan Arda oyunu yöneten bir maestroydu. Ben diyorum ki; geçmiş dönemdeki başarıyı tekrar yakalamak için futbolda gençlere güvenmeli ve onlara uygun bir lig oluşturulmalıdır. Yurt dışında eğitim gören Orkun, Hakan, Kenan gibi isimlerin içeride gelişen gençlerle olan rekabeti Milli Takım’a yansımıştır. Futbol bir bütündür. Doğru yerde doğru işi yapma sanatıdır. Bu ancak tekrar sayısı fazla ve bu işi para için değil en iyisini yapmak için uğraşanlarla yapılmalıdır. Türkiye, Karadağ karşısında aldığı galibiyetle kendisini çok tepede görmemeli çünkü bizim klasmanımızda değildir. Federasyon, daha başarılı olmamız için gençlere sahip çıkarak Türkiye’yi iddialı noktaya getirmek mecburiyetindedir.
Sonuç olarak şunu demek istiyorum; Türkiye futbolda vardır. Temposunu yükseltmek ve iddialı gençlere sahip çıkarak onları değerlendirmelidir. Bu bakımdan görev alanların sorumluluğu fazladır. Arkalarından yeni kuşakların geldiğini görmek zorundadırlar. Bunun için TFF’nin teknik direktör eğitimine önem vermesi şarttır. Bu geç kalınmış bir durumdur.
