Bayramı göremeyen malzemeci İbrahim’in öyküsü
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Bayramı göremeyen malzemeci İbrahim’in öyküsü

01.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Suda balık toprakta karınca kadar çoklar. Birlikte atom kadar güçlü, tek tek ise atom kadar görünmezler. İbrahim Karakaya 58 yaşındaydı. İzmir Aliağa Işıksan Gemi Söküm Tesisi’nde malzemeci olarak çalışıyordu. Eşi lösemi hastasıydı. Biri 2 öteki 11 yaşlarında iki çocuğu vardı. İbrahim, ilk eşinden olan iki çocuğuyla birlikte dört çocuk babasıydı. Hayat onu herkesten fazla çalışmaya zorluyordu.

Ta ki o güne kadar...

Geçen yıl, 31 Ağustos’ta, 50 yıllık bir petrol platformunun sökümü için çalışma arkadaşlarıyla birlikte gemiye girdi. Nefes aldıkça fenalaşmaya başladılar. Sesi yetip yardım isteyenlere yetişen işçiler de baygınlık geçirdi.

Hastaneye kaldırıldılar. 10 yaralı ilk müdahaleyle normale döndürüldü. Üçü ise uzun süre yoğun bakımda tedavi gördü, yaşadılar.

Gelgelelim...

İbrahim hayat savaşını kaybetti. “İş kazası” dediler. Oysa cinayetti. Vanalardaki görünür deformasyon nedeniyle azot ve argon gazı geminin içini doldurmuştu. İşçiler gazların ölçümü yapılmadan içeri yollanmıştı. Nasıl olsa hayat ucuzdu.

GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜM

Öyle bir cehennemdi ki olay günü ölüm bölgesine ne savcı ne görevliler girebildi. Raporlarına not düştüler: “AFAD görevlileri tarafından olay yerinde gerekli gaz ölçümleri yapıldığında mahalde oksijen bulunmadığı...”

İbrahim, nefes aldığını zannediyordu ama aldığı hava adli tıp raporuna göre zehirli gazlardan ibaretti. Olaydan altı gün sonra dahi, ortamdaki oksijen oranı yüzde 8 seviyesindeydi.

Bilirkişi raporu, Karakaya’nın açık bir ihmalle öldüğünü ortaya koyuyordu: “Gaz ölçümlerinin yapılmadığı, gazdan arındırma belgesinin mevzuata uygun olmadığı, çalışma yerinde herkesin kendi inisiyatifine bırakıldığı...”

Uzun liste devam ediyor.

Özetle patron, gemiyi sökün gerisi beni ilgilendirmez demiş!

Bilirkişi şu basit notu kalın harflerle yazmış: “Gerçekleşen iş kazası önlenebilir bir kazadır.”

MAHKEME PATRONLARIN MÜLKÜ

Gelgelelim...

Bir işçinin patronla mücadele etmesi kolay değil.

Dört gün yoğun bakımda kalan E.K’nin ifadesinden aktarayım: “Şikâyetim yok, halen bu firmada çalışmaya devam etmekteyim.”

Üç gün yoğun bakımda kalan H.K.: “Kimseden şikâyetim yoktur, halen bu firmada çalışmaya devam etmekteyim.”

İşçilerin ifadesi “Şikâyetim yoktur” diye devam ediyor.

Nasıl etsinler, aynı cehennemde çalışmak için bu hesaplaşmadan vazgeçmek zorundalar.

Yaşam ucuz dedim ya...

Diğer işçiler şikâyet etmeden çalışmaya devam ederken geriye İbrahim’in yakınları kaldı. Şirketin sorumlusu, Karakaya’nın hasta eşini ziyarete geldi. Başsağlığı diledikten sonra bir zarf uzattı. İçinden 30 bin lira çıktı. Şirket iki sefer daha 30’ar bin lira yolladı. 90 bin liranın Karakaya’nın canı için yeterli olduğunu düşünüyorlardı. Bir daha arayıp sormadılar.

Eşinin dava edeceğini öğrenince iletişim kurdular. Uzlaşmak istediklerini söylediler. İbrahim’in eşi zor durumdaydı. Kendisinin de yaşamı tehlikedeydi. Üzüntüden nükseden kanser hastalığı nedeniyle hastaneye yatmıştı. Çocuklarının geleceği için taleplerini söyledi. Ama şirkete göre fazlaydı. “Ancak yarısını veririz” diyerek talebi kabul etmediler. “Başka yolla çözeriz” dediler.

Eylem yapan bir gencin peşinden koşan adalet, Karakaya’nın ölümüne uğramadı. Soruşturma başladı ama henüz mahkemeye kimse çıkarılmadı. Zira mazlumlara yıldırım gibi çöken mahkemeler, işçileri ölüme yollayan patronların mülkünün temeli, varlığının güvencesiydi.

TÜRKİYE SERMAYE ÇÖPLÜĞÜ

Öldüler, ölüyorlar, birlikte haklarına sahip çıkmazlarsa yine ölecekler.

Geçen yıl her gün en az beş işçi, bir yılda en az 1897 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu sadece tespit edilebilen.

Neden ölüyorlar derseniz, İbrahim’in hikâyesine dönelim. Ona mezar olan 50 yıllık petrol sondaj platform gemisinin adı Bideford Dolphin. Kuzey denizlerinde petrol arayan Norveçli gemi, ömrünü tamamlayınca Işıksan’a 4 milyon dolara satıldı. Çalışsın diye değil. Sökülüp hurdası satılsın diye. Zira ucuz işgücü, insan yaşamının hiçe sayılması, doğasının denizinin kirlenmesinin kimsenin umrunda olmaması nedeniyle Türkiye; gelişmiş ülkelerin gemi çöplüğü durumunda. İşi biten gemiler, “yerli ve milli” diye tanıtılan sermaye tarafından alınıyor. Hem çevreye hem işçiye zarar veren zehirli sektörde, emekçiler can pazarında çalışıyor. Işıksan da sektördeki sabıkalılardan biri.

Vahşi kapitalizm işi biten gemilerini insan yaşamını hiçe sayan Türkiye’deki partnerlerine devrederken, ölen bizim işçimiz oluyor. Zira iş güvenliği demek, patron için ek maliyet demek. İşçiler, Norveç’in gemilerini sökerken ölüyorlar ama Norveç’in deniz canlıları kadar haber olmuyor. Bu da bizim ayıbımız.

Bugün 1 Mayıs. Emeğin bayramı. İşçi İbrahim yaşasa, belki bayramından bile haberi olmadan zehirli gemilere inmeye devam edecekti. Şimdi geride bıraktığı arkadaşları onun yerine de zehri içine çekiyor. Sürekli babalarını soran çocukları ise ne zaman bir gemi görse babalarının yokluğunu hatırlayacak.

Birlikte yaşamı, ayrı ayrı ölümü vaat eden bu dünyada, gücünün yanyana gelmekte olduğunu görenlerin bayramı kutlu olsun.

Yazarın Son Yazıları

175 milyonluk cevap

Cevap verilemeyen her soru yeni sorulara gebedir.

Devamını Oku
22.12.2025
İddianame aşamasında bir anda dosyadan çıkan fezleke!

İnsan ne anlatırsa anlatsın ancak eylemiyle anlaşılır.

Devamını Oku
18.12.2025
Askerlerin 175 milyonu nereye gitti

“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.

Devamını Oku
15.12.2025
Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025