Bir bu eksikti... Hiçbir açığımız millete koz olmadı ama ıstakoz fena çarptı! Etrafımdaki çokbilmişler, bir iki gün geçer unutulur dediler. Öyle görünmüyor. Şimdi et bulamazlarsa ıstakoz yesinler gibi bir şey çıktı ortaya.
Kelebek etkisi gibi bir şey bu. Ormanda bir kelebeğin kanat çırpması adım adım fırtına oluşturur derler ya... Sanki böyle bir şey geliyor üstüme.
Istakoz küçük ama kelebekten büyük!
Kelebek böyle bir etki yaptığına göre ıstakoz ne yapmaz. İçindeki takozdan belli!
Koca devletin bütçesini şahsım kesesi yaptım. Bize de damlıyor, dediler.
İhaleleri istediğim kişiye vermek için tüm yasaları şahsıma uydurdum. Çalıyor ama çalışıyor, dediler.
Şahsıma gerekli gereksiz saraylar yaptırdım. Adam Türkiye’yi temsil ediyor, dediler.
Memlekette ne var ne yok hepsini sattım. Bir bildiği vardır, dediler.
Çevremdeki herkesi zengin ettim. Bal tutan parmağını yalar, elbette etrafını gözetecek, dediler.
***
Istakoz öyle olmadı. Milletin dilinde. Açlık başlarına vurdu diyeceğim, onları aç bıraktığımız ortaya çıkacak.
Şahsımı ve maiyetimi her türlü saldırıdan koruyacak, “demir kubbe” gibi medya kalkanlarım var. Aktrollerim var. Hiçbiri ıstakozun gündemden düşmesini sağlayamadı.
Korkarım bu ıstakoz, halka arama takoz!
Hem milletin dilinde hem medyanın... Zapping aletini sallasam ıstakoza çarpıyorum.
Aslında bu ıstakozu daha önce de Saray mönüsüne almalı diye düşünmüştüm. Yemesi zormuş. Özel alet gerekiyormuş. Benimkiler kolay yemeyi sever!
Merak ettim, nasıl pişirildiğine baktım. Bana çok tanıdık geldi. Tencereye canlı koyuyorlarmış. Istakoz başta rahat, canlı canlı tencerede... Su ısınmaya başladıkça vaziyeti anlıyor ama iş işten geçmiş. Suyu ısındıkça haşlanacak. Kaynama noktasında sesler çıkarıyormuş. Bilirim bazen sesler yükselir! Toplum cendereden, affedersin ıstakoz tencereden çıkmak ister.
Başaramaz.
Birden ürkütücü geldi bu hal bana. Istakozun kaynar suda canlı canlı pişerken bağırması bana niye olmadık şeyler çağrıştırıyor.
Tencere devrildi mi yoksa?
Yoksa tencere tam takır boş da millet bize ıstakoz gibi bakmaya mı başladı?
Aman Allah’ım her şey birbirine karışıyor. Yoksa yıllardır sürdürdüğüm kurgu dağılıyor mu? Ne güzel tekerlemeydi o; halkı aç bırak, kendine muhtaç bırak, sonra babacan görün, kapısına paket bırak...
Biz ıstakoz yedikçe millet bunları yememeye başladı!
***
Simit deyince milletvekillerimin çoğu artık yat simidini anlıyor.
Milletim bir simit 10 lira oldu deyince, milletimin vekili, “Ne güzel işte bir yat simidini 10 liraya alabiliyorlar” diyor!
Bu durum vekillerimin, milletimle arasına takoz koyduğunu gösteriyor. Ama ıstakoz yediklerini sosyal medyada paylaşmasalar yine de sorun yoktu. Bütün mesele o!
Yarından tezi yok, bu algıyı mutlaka değiştirmem gerekiyor. Istakozun üstüne çıkacak, hatta unutturacak bir şey.
Yerel seçimden önce denedim, tutmadı ama seçimden sonra yeni gündem hamleleri yapmalıyım.
Yoksa fena...
Yoksa ıstakoz biz olacağız.
Bizi öyle kısık ateşte de pişirmezler.
Şu işe bak. Türkiye’yi yedik bir şey olmadı. Bir ıstakoz hepimizi yiyecek!
