Hayatımızın kökleri
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Hayatımızın kökleri

22.12.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülubu (çalıfasulyesi), taka (pencere), seko (ceket), güdük (gömlek), suğluk (bıçak), cice (abla), tadanaka (orada), enderede (şurada, burada), buladan (çınar)...

Çoğunuzun bilemeyeceğini sandığım, parantez içindeki sözcüklerin eşanlamlısı olan bu sözcükleri çocukluğumda dedemin köyünde (Demirışık) öğrenmiştim. Yaz tatillerinde gittiğim, Toroslar’da bir köy. Dedem bu köyün hem imamı hem de tek parti dönemi muhtarıydı.

Bu sözcükler emmi (amca), seyil (sahil) türü sözcüklerden değil. Ya köylülerin atalarının unuttuğu bir başka dilin kalıntıları ya da aynı ataların başkalarından (uzak ve unutulmuş hısımlardan) öğrendiği sözcükler olmalı. Köylülerin belleklerinin derinliklerinde kalmış sözcükler. Şehirlilerin, yani “sahil (seyil)” insanlarının sözcüklerini bilmelerine karşın kendi sözcüklerini kullanıyorlardı. Ben de bunları öğrenmek zorunda kalmıştım. Kuşkusuz daha başka sözcükler vardı ama unutmuşum.

Televizyon çağında hâlâ bu sözcükleri kullanıyorlar mı? Bilemem. Çünkü 1954’ten bu yana gitmedim o köye. Televizyon greyder gibidir: Tümsekleri düzeltir, çukurları doldurur meret!

Bu sözcüklerden en ilgincinin “buladan” olduğunu düşünüyorum. Düşünüyorum ama Türkçede bir hısım ya da akraba bulamıyorum ona. Fakat Fransızcada  “çınar” anlamına gelen “le platane” (“lö platan” okunur) hiç de yabancı değil. “Buladan” ile “platan” arasında sessel benzerlik var. “le platane”ın Latincesi “platanus”, Grekçesi de “platanos”. “Buladan”ın “platanus”la bir köken ilişkisi varsa köylüler bu sözcüğü kimlerden öğrenmiş olabilir?

Daha ilginci de var: Annemin akrabalarından birinin adı “Hapa”ydı. Bu olağanüstü sevimli ve durmadan köylü marka “cüvere” (sigara) tüttüren kadın Deli Hapa lakabıyla anılırdı. Deli Hapa hayatta değilse kendisine “Allah’tan rahmet”, yaşıyorsa daha uzun ömür dilerim.

“Hapa”nın kaynağı ne olabilir? Zeus ile Hera’nın kızlarının adı olan “Hebe”den (gençlik) hem gelebilir hem de gelmeyebilir. Hebe, Hitit yazıtlarında Hepa, Hepat ya da Hepatu diye adlandırılan güneş Tanrıçası Arinna’nın Elenleştirilmişi olmalı. Hitit yazıtlarında bu Tanrıçaya “sedir ağaçlarının ülkesi”nde tapınıldığı belirtilir. Sedir ağaçlarının ülkesi, bugün, Lübnan ve Filistin adlarıyla anılıyorlar. Hepa ya da Hebe’ye gelince kutsal kitaplarda Âdem’in eşi ve bütün insanlığın anası olarak gösterilen Havva’dan başkası değil.

Bağışlayın, amacım bilgiçlik taslamak değil. Bu bilgiye, çok yıllar önce, Kazablanka’da, konusu “Akdenizlilik” olan bir toplantıda yaptığım konuşma için araştırma yaparken ulaştım.

Akrabam Toroslu köylü Deli Hapa’nın adı, galiba, Hitit adı Hepa’dan geliyor. Dilci değilim ama bu iki sözcük arasında bir ilişki kurmamak da epeyce zor.

Fakat buradan yola çıkarak “ülübü” (taze fasulye), “taka” (pencere), “güdük”  (gömlek), “suğluk” (bıçak), “seko” (ceket) gibi sözcüklerin de Hititçeden geldiğini ileri sürecek değilim. Bu, işin uzmanlarına saygısızlık olur. İyi ama nereden geliyor, nereden kaynaklanıyor bu tanımlayan sözcükler.

Bununla birlikte aklıma bir soru geliyor: Anadolu’nun eski kiracıları olan Hititlerin, Friglerin, Karyalıların vb. torunları nereye gittiler? Bunları akrabalarımız arasında aramak gerçeklere aykırı mı olur?

Sanırım ulusal kimliği kültürel kaynaklarından soyutlayarak onu etnik kimliğe indirgemek isteyenlerin üzerinde kafa yormaları gereken bir soru.

“Var olmak bir intihaldir.” Cioran’ın Ecartelement (Bocalama) adlı kitabında sabaha kadar aradım bu cümleyi. Merakım, hangi bağlamda kullanmış. Adı “kol ve bacak koparma cezası” olarak çevrilebilecek kitabın 78. sayfasında tek başına duruyor cümle. Önü ve arkası boşluk. “Var olmak (yaşamak) bir intihaldir” derseniz bu cümlenin önüne ve arkasına başka bir şey yazamazsınız. “İntihal” bir yazarın başka bir yazardan yaptığı bilinçli aşırmanın Osmanlı Türkçesi. Yani bir tür hırsızlık! Evet, hayat bir intihaldir. Bunu felsefenin dilinden insan diline şöyle çevirebiliriz: Hayat, varoluş, başkasından aldığımız emanettir. Birinden aldığın emaneti bir başkasına devredeceksen yaptığın işe hırsızlık denemez. Yeter ki emanet aldığımız vazoyu kırmayalım. Çünkü içinde ne var, bunu henüz bilmiyoruz. İçi boşsa da ne gam!

Soyadı yasası çıktığında eğer törelere uyulmuş olsaydı soyadımın “çakır”, “çakırlı” ya da “çakıroğlu” olması gerekirdi. “İnce”yi, emmim yani amcam “İnce Mehmet” (Yaşar Kemal’inki değil) bela etmiş.

Yazarın Son Yazıları

DEM’in isterim de isterimleri...

Basında yer alan en önemli ortak haber: Öcalan için “özgürlük” talebi; MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan “terörsüz Türkiye” sürecinde DEM Parti de TBMM’deki komisyona raporunu sundu.

Devamını Oku
23.12.2025
Devri sabık yaratmak (2)

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı genç Özgür Özel’in, Çatalca’daki açık hava konuşmasında, “coşkun kalabalığa seslenirken” rütbeleri sökülerek TSK’den atılan teğmenler hakkında “Teğmenlere rütbelerini takacağız” dediğini televizyonda duyunca şimdi yazdığım gibi “Aferin aslanım” dedim ve alkışladım.

Devamını Oku
21.12.2025
Gunnamak

“Doğurganlık hızı felaket!” Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Saray’da yapılan Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu’nda, doğurganlık hızının “felaket düzeyine indiğini” söylemiş.

Devamını Oku
19.12.2025
Atatürk’ü örnek verip...

1 Ekim 2025 günkü Sözcü gazetesinin 11. sayfasında şöyle bir haber yayımlandı:

Devamını Oku
16.12.2025
Piliç değil bilinç

İnsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu “Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, o kişiye varlığının adresini sormaktan başka bir şey değildir.

Devamını Oku
14.12.2025
MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025