Cinayetten ömür boyu hapis cezasına çarptırılan adamın mahkumiyeti bozuldu

Oliver Campbell adındaki adam, 1991 yılında Londra'nın doğusundaki Hackney'de dükkan sahibi Baldev Hoondle'ı öldürdüğü iddiasıyla hapse atılmıştı.

Tutuklandıktan sonra avukatı olmadan sorgulanan Campbell daha sonra cinayet ve soygundan hüküm giyerken, arkadaşı Eric Samuels ise sadece soygundan suçlu bulunmuştu.

Üç hakim, Campbell'ın mahkumiyetinin “güvenli olmadığına” karar verdi.

Campbell'ın avukatları, duruşma jürisine akıl sağlığı sorunlarının tam olarak anlatılmadığını ve tetikçi olarak başka bir adamın adının geçtiğine dair kanıtları duymadıklarını iddia etti.

Bu yıl Şubat ayında temyize gitmesinin arifesinde, özgürlüğüne kavuşan Campbell, “Eğer kazanırsam 33 yıldır boynumda olan zincir çözülecek ama henüz özgür değilim. Hala ceza adaleti sisteminin bir mahkumuyum, hala İçişleri Bakanlığı'na bağlıyım çünkü beni her an cezaevine geri çağırabilirler” dedi.

Kendisini sorgulamak üzere götüren dedektiflere neden itirafta bulunduğu sorulduğunda ise Campbell, “Polis baskısı altındaydım, baskı altındaydım. Sanki biri sizi bir odaya kapatmış ve oradan çıkmanız mümkün değilmiş gibiydi. Kendimi %100 savunmasız hissediyordum. Ev ödevlerini yapmış olsalardı haksız yere tutuklandığımı, haksız yere mahkum edildiğimi ve haksız yere hapse atıldığımı fark ederlerdi” şeklinde yanıt verdi.

Mahkemenin hukuk ekibi, Campbell hakkında, “Bebekken ciddi beyin hasarına maruz kalmıştır. En basit sözlü bilgilerden daha fazlasını işleme ya da hatırlama kapasitesi, ciddi şekilde kısıtlanmış muhakeme becerileri ve zayıf konsantrasyon ve hafıza ile zekası sınırda kusurludur” açıklamasında bulundu.

Campbell aleyhindeki delillerden biri de olay yerinde bulunan ve kendisine ait olduğunu ancak soygundan birkaç gün önce birileri tarafından elinden alındığını kabul ettiği şapkasıydı.

Şapkada saç telleri vardı ancak bunların hiçbiri Campbell'a ait değildi. Ayrıca, silahlı saldırganın sağ elini kullandığı, Campbell'ın ise solak olduğu belirtildi.

Hakim Justice Holroyde, kararların “yeni kanıtlar ışığında” farklı olabileceğini belirterek, “Yeni kanıtlardan haberdar olan bir jüri, bu itirafların güvenilirliğini önemli ölçüde farklı bir bağlamda değerlendirecektir. Bu koşullar altında, yeni kanıtların jürinin mahkumiyet kararını makul bir şekilde etkilemeyeceğini söyleyemeyiz” dedi.