Sıla: Kalptense kalbe gider
Sıla, salgın dönemini arınarak geçirdiğini söylüyor. Tüm şehirlerin ve hatta dünyanın susması bir anlamda ona iyi gelmiş. Ertelediği yüzleşmeleri derinliklerinde çözmüş, kendi ile hesabını da görmüş. “Ben kendimi tamamlamayı tercih ettim. Zorlu sınavlarım oldu, herkesin olur. Üstüne gittim. Peşime düştüm. Şimdi çok daha hafif ve gerçek bir yerdeyim” demesi de bundan.
Müzik nereye götürürse oraya
Yeni teklisi “Porselen Kalbim” ile hızlı başladığı müzik macerasına devam eden Sena Şener “şarkılarımdan da anlaşılacağı gibi çok uyumlu ve iç huzuru olan bir insan değilim! İçine doğduğum zamanlar beni boğuyor” diyor, ama sahneye çıktığında yalnız olmadığının farkına vardığını söylüyor.
Müziğin ve hayatın kavşağında
Mabel Matiz, geçmişle hesaplaşmanın ardındaki gölge ‘ben’le ve zayıflıklarla tanışmaya çağırıyor.
Jehan Barbur: Hâlâ “Güzel Şeyler Var”
Jehan Barbur hayatla mücadele etmeyi bıraktığını söylüyor. Şansını hayatın içinden geçerek kullanmaya kararlı. Üreterek, ürettiği şeylerden keyif alarak yoluna devam ediyor. Yeni şarkısı “Güzel Şeyler Var" da bunu anlatıyor.
Cem Adrian:
Cem Adrian bitmek bilmeyen enerjisi ile konserden konsere koşuyor. Binlerce kayıt oluşturmanın, daha çok konser vermenin, daha fazla şarkı ve edebiyat yapmanın hayalini kuruyor. Bunca yıldır zamanın ruhunu yakalamasının sırrı da iç sesine kulak vermesi. En çok da şarkıların onu bu dünyadan koruduğuna inanıyor.
Mehmet Erdem: 'Şarkılarla umudu büyütmek istedim'
Sanatçı Mehmet Erdem dört yıl gibi uzun bir aradan sonra “Sevemedim Kara Gözlüm” yorumu ve yeni albümü “Bir Şarkı Vardı Ya” ile döndü. Hüzün, melankoli, neşe ve umudun harmanlandığı bu albümün ruh iklimi için sanatçı “biz şarkılardaki umudu büyütmek istedik” diyor. Mehmet Erdem karanlık ama duygulara dokunan sesi ve yorumuyla bunu yakalıyor. Erdem, neye ses verse onun hissedilirliğini ve dozunu artırmayı da başarıyor.
Can Oflaz:
Müzisyen Can Oflaz, hayatın herhangi bir döneminde durmanın, soluk almanın, kendine dışarıdan bakıp yeniden başlamanın getirdiği zenginliğin farkında. Kendiyle hesaplaşmanın değil, kendini aramanın peşinde. Sahne bu yüzden onun için çok özel. Çünkü sahnede kendine en yakın haliyle buluşuyor.
Ada Sanlıman: 'Caza ruhumu veririm'
İstanbul caz sahnesinin sesi ve vokal tarzıyla kendine has ismi Ada Sanlıman ilk teklisi “O günler” ile Ferdi Özbeğen ve Selda Bağcan tarafından seslendirilen şarkıya yeni bir yorum getiriyor.
Hayko Cepkin bildiğiniz gibi
Hayko Cepkin'in kariyerinde kırılma noktalarının sayısı birden fazla... Kimisi onu kitlelerin ilahı haline getirdi, kimisi de gözlerin ona dikilmesine sebep oldu. Ancak o hâlâ sahnede ve kendi yolunda ilerliyor... Başarısının sebebini de istikrarlı bir şekilde eğilip bükülmeden, yoluna devam etmekten geçtiğine inanıyor. Günümüzün müzik "ticarethanesi"nde başka şansı olmadığını söylüyor.
Matematik ve ruhtur tiyatro
Erdal Beşikçioğlu durmayı sevmiyor, özgürlük arayışının farklı şekillerini yorumluyor. Kendini bildi bileli hayallerinin peşinde. Bugüne kadar pek çoğunu gerçekleştirse de kalanı için çalışıyor. Hikâyelerini anlatabildiği için mutlu.
Aslında hepimiz bir aidiyet arıyoruz
Rıza Kocaoğlu’na göre aslında hepimiz bir aidiyet arıyoruz. Betonla, demirle, metrekareyle ölçülen bir aidiyet değil. Dinlenilmek ve anlaşılmak adına bir aidiyet. “Ormanlardan Hemen Önceki Gece” oyunu da bu aidiyetsizliğe dikkat çekiyor.
Asıl özgürlük korkudan kurtulmaktır
Eşber Yağmurdereli özgürlük ve demokrasi mücadelesinde 17 yılını hapishanede geçirdi. Gerçi o kendi deyişiyle içerideyken
de özgürdü! Şimdi de bestelerini ve güftelerini yaptığı “Eşber Yağmurdereli Şarkıları - Ey Hayat Aşkla Terbiye Et Beni
albümünü yayımlıyor. Albümü Melihat Gülses seslendiriyor.
Duyguların yüzlerini yapmaya çalışıyorum
Ressam Can Tatlıparmak resimlerinde yalnızca duygulardan oluşan yüzler yapıyor. Bedenin diğer parçaları ve resimdeki dünya yalnızca buna yardımcı. Yüzlere benzeyen formlarla algılar yaratıyor. İzleyicinin ruh hali ifadeyi belirliyor çoğu zaman. Böyle olunca da en çok şiddet düşüyor payına. Bunu yapmaktan da sıkıntılı çünkü üretirken şiddeti yeniden tekrarladığını düşünüyor.
Hayatta yalnızca vazgeçmeyenler kazanır
Erdem Yener, Mahsun Kırmızıgül'ün yeni filmi “Mucize”de Celal karakterini canlandırıyor. Yaşanmış bir hikayeden yola çıkılarak yazılan film 60'lı yılların Türkiye'sinde geçiyor. “Mucize” o günden bugüne değişmeyen Türkiye'nin de tanığı. Yener ise Türkiye'de her güne yeni bir hayal kırıklığı düşse de hayatta yalnızca vazgeçmeyenlerin kazandığını söylüyor. Bu yüzden de umutlu.
Albüm çıkarmak kendime borcum
Can Bonomo'nun yeni albümünün ismi “Bulunmam Gerek”. Bonomo insanların kendi içlerinde ya da şehrin kaosunda kaybolmaktan korktuklarını anlatıyor. Geçmişlerinde güvenlik buldukları anılara sığındıklarını söylüyor. Ama o da biliyor, dönmeyi istediğimiz bir yerle varolmak istediğimiz yer aynı değil.
Aidiyetten savrulduğumuz kadarız
Mehmet Şenol Şişli ya da daha bilinen ismiyle MŞŞ rock müzik ve yeraltı edebiyat alemlerinin en özel isimlerinden. Onu daha çok Kargo grubunun efsane bas gitaristi ve söz yazarı olarak hatırlamanız da olası. Şişli, bir süredir biriktirdiklerini aramıza salmak için demliyordu ve o gün geldi çattı. MŞŞ'nin yeni kitabı “Masa Tenisçisisinin Güncesi ya da Savaşçının Yolu” artık aramızda.
"Türkiye'de rejim değişti, adını sonra fısıldayacaklar"
"Bijon anahtarı ile sıkıyorlar bizi yavaş yavaş. Yeni Türkiye’de rejim değişti, hazmetmemizi bekliyorlar, adını sonra fısıldayacaklar; her zaman yaptıkları gibi."
Hayatın izdüşümüdür meyhanelerde yaşanan
Ufuk Kaan Altın ilk kitabı “Benim Güzel Lokantalarım” sonra hız kesmeden “Meyhanedeyiz Yine Bu Gece”yi yayımladı. Bu kitap aynı zamanda çocukuluğuna, özlediği geçmişe bir yolculuk. Ardımızda bırakıp geleceğimize taşımakistediklerimiz için de verilmiş bir söz.
Oynarken özgürüm
Nesli Çölgeçen’in son filmi “Çalsın Sazlar”da bir meyhane şarkıcısını canlandıran Belçim Bilgin, filmdeki şarkıları kendisi
söylüyor. Kamera önünde gerçek hayattan daha cesur olduğunu söyleyen Bilgin, “hayata oyunculuğuyla meydan okuduğunu” anlatıyor.
"İçinde utanmak kelimesi olmayan yeni bir lisan yarattılar"
İlhan İrem, içinde utanmak kelimesi olmayan yeni bir lisan yaratanların “Yeni Türkiye”sini anlatıyor.
Müzik dolu bir fabrikam var
Serdar Saydam tüm dünyaya kumaş veriyor. Ürettiği ipek kumaşlar, İngiliz prensi William'ın eşi Kate Middleton, Jennifer Lopez, Rihanna ve Barack Obama'ya elbise oluyor. Ama Saydam sektördeki başarısının yanında müziğe tutkulu. Ve anneannesine adadığı, “çocuklarıma mirasım” dediği albümü “Lamia'nın Torunu-Sonsuz Aşk”ın heyecanını yaşıyor. Moda üssü dediği fabrikasında da müzik eksik olmuyor.
Caz standartları hepimizin yol göstericisi
Kerem Görsev yeni albümü “Emirgân”da yaşadığı, hissettiği ve paylaşmak istediği mahallesi Emirgân’ı müziğine taşıyor. Müzikli bir zaman yolculuğu yapıyor. Her albümünde olduğu gibi Emirgân’da da hayata dair pek çok şey var.
Omurgasızlara meydanı boş bırakmamanın kitabı
Gazeteci - yazar Merdan Yanardağ, Liberal İhanet’te Türkiye’nin demokratik gerekçelerle siyasal İslamcılara teslim edilmesinde önemli rol oynayan liberallere ve sol liberallere ayna tutmayı deniyor. “Döneklik zor şey, bir kez ihanet ettiğiniz zaman herkesi ihanete zorlamaya başlarsınız” diyor.
Milyarder olmanın tek yolu ranttır
Emin Çapa ekonomideki istikrarın büyük bir illüzyondan ibaret olduğunu söylerken gelir dağılımındaki büyüyen uçurumu hatırlatıyor. “AKP iktidara geldiğinde Türkiye’de üç dolar milyarderi vardı. Şimdi 43’e yükseldi. Ekonomide herkes bilir ki sanayiden kısa dönemde milyarder olunmaz, milyarder olmanın tek yolu ranttır” diyor.
Okan Bayülgen: Ben emekli bir solcu değilim!
Okan Bayülgen “12 Eylül’den sonra emekli solcu olmadım, Gezi’den sonra da olmam” diyor, kendisine “döneklik yaptı” diyenlerin asıl dönekler olduğunu düşünüyor.
Mizah ve hayal gücü en büyük silahlarımız
Doğu Yücel'in yeni kitabı “Güneş Hırsızları”nda öfke de var umutta. En karanlık öykülerine bile de ince bir mizah sızıyor.
Yerli Isuzu Dmax'ler Anadolu'nun zorlu coğrafyalarında
Gezgin, fotoğrafçı ve belgeselci Sedat Açıl İz TV, TRT ve Al-JAZEERA için çektiği ve çekeceği belgeseller için yola Anadolu'nun en zorlu coğrafyalarına, en zorlu iklimlerine Isuzu Dmax ile çıkıyor.
İlham kaynağım beden hareketleri
Mana Yıldız tasarımlarını yaratırken beden hareketlerinden ve mimiklerden ilham alıyor. Tasarımları aslında tavırlar, hepsinde belirgin bir hareket var. Renk, şekil, doku ve ruh, hepsinde altın oranla biraraya geliyor. Tasarımlarını merakı besliyor, kullanıcıyı da bu meraka ortak ediyor. Renkleri de tasarımında bir anlatım dili ve araç olarak kullanıyor.
Flört şifa niyetine!
Flört'ün yeni albümü “Hücum Kayıtlar” rafa çıktı. Eski klasikler ve yeni klasik adayları bu albümde. Bu adamlar ne yapsa dinlersiniz, öyle samimi ve güzel bir tavırları var. “Hücum Kayıtlar” Flört'ün müzikal serüvenin de bir özeti. Bilmiyorsanız tanışmak, tanıyorsanız pekiştirmek için iyi bir fırsat. Avam ve sığ pop müziğin ayyuka çıktığı günümüzde Flört şifa niyetine!