Taksim, İstanbul'un kalbi
Gezi Direnişi’nden sonra başka bir gözle bakar olduğumuz, herkesin sahiplendiği Taksim Meydanı’nı ne kadar tanıyoruz? Baha Tanman ve Gülrü Tanman’dan dinleyelim.
Prodüksiyonlu mizah dergisi
Tapir’in yaratıcısı Fatih Solmaz, fotoğraf, ‘fotoşop’ ve grafikten oluşan derginin bu haliyle mizah dergileri arasında bir ilk olduğunu söylüyor.
‘Maraş Katliamı’ sansürü
Ressam Nursel Sökmen Bayram, ‘Maraş Katliamı’ adlı tablosunu “belediye başkanının olası tepkisi nedeniyle” sergiden
çekmesi istenince sergiden tümüyle ayrıldı. Diğer ressamlar da Bayram’ı izledi.
Gezi’yle küllerinden doğuyor
Yayın yönetmenliğini yine Gürsel Göncü’nün üstlendiği dergi, Soma faciasından yola çıkarak, ilk sayının ana konusunu ‘Maden ve Madenciler’e ayırdı. Göncü, ‘Tarihin yaşarken yazıldığına tanık olup veda etmiştik, ölürken yazıldığı bugünlerde geri dönüyoruz’ diyor.
'Benim yurdum yok kentim var'
Angelopoulos’un Altın Palmiye ödüllü filmi ‘Sonsuzluk ve Bir Gün’ün, bir fikirden bir filme dönüştüğü süreci filmin ortak senaristi Petros Markaris bir günlükte topladı. Markaris, ‘Angelopoulos vefat ettikten sonra ben artık senaryo yazmak istemiyorum’ diyor.
‘Büyük bir vicdansızlık dönüyor’
Bugün Film Festivali’nde yarışacak “İtirazım Var”da bir cinayeti dedektif gibi çözmeye çalışan vicdan sahibi bir imamın hikâyesini izliyoruz.
'İtirazım Var’a itiraz var
Yarın gösterime giren Onur Ünlü’nün “İtirazım Var” isimli yeni filmine Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Eserleri Denetleme Kurulu’ndan +18 yaş uygulaması geldi.
‘Hükümetten kulüplere baskı var’
Gezi Direnişi’nin üç büyük kulübün taraftarlarını birleştirmesini konu alan belgeselin yönetmenleri Eslam ve Waldhauer, filmin birbirinden nefret eden insanların kenetlenmesine odaklandığını söylüyor. İki yönetmen, hükümetin futbol kulüpleri üstünde çok fazla baskısı olduğu kanısında.
Biz katili biliyoruz
Sinemada İnsan Hakları bölümünde yarışan “Trans X İstanbul” belgeseli, Türkiye’de translara karşı işlenen ‘nefret suçları’nı merkeze alıyor.“Sinemada İnsan Hakları” bölümünde yarışan “Trans X İstanbul” belgeseli, Türkiye’de translara karşı işlenen ‘nefret suçları’nı merkeze alıyor.
‘Tabuları gıdıklıyoruz'
Kutlukhan Perker ve Ken Kristensen’in ABD’de Image Comics, Türkiye'de Sırtlan Kitap tarafından yayınlanan çizgiromanı, çirkin sanıldığı için ailesi tarafından kafasına kesekağıdı takmaya zorlanan bir çocuğun başından geçenlere odaklanıyor.
Festivalde ödüller öldürülen çocuklara
33. İstanbul Film Festivali Lütfi Kırdar’daki törenle başladı. Gecede Meral Çetinkaya, Gezi Direnişi sırasında polis tarafından öldürülen Berkin Elvan baskılı tişörtüyle büyük alkış aldı. Onur Ödülü alan sanatçılardan Umur Bugay, baskı ve yasaklara dikkat çekti. Eşref Kolçak’ın “Hiç olmazsa ölüler çocuk öldürmüyor ve rüşvet yemiyor” sözleri uzun süre alkışlandı.
"Yasaklar amacının tersine hizmet ediyor"
Yasakların ters teptiğini vurgulayan Tan, sınıflandırma sistemi konusunda da cinselliğe gösterilen duyarlılığın şiddete karşı gösterilmediğini söylüyor. Tan, ‘Müdahaleci bir yaklaşımla değil, diyalog kapısını açık tutarak sinema sektörünü daha ileriye nasıl taşıyabiliriz bunu düşünmek lazım’ diyor.
‘Babam kendi sanatının iktidarındaydı’
Murat Ertel küratör Didem Çapa’yla hazırladığı sergide, babasının sanatsal dönemlerine ışık tutuyor.
Kent belleğinin göçü
1964’te, Kıbrıs meselesi öne sürülerek Türkiye’de yaşayan Yunanistan pasaportlu Rumların sınır dışı edilmesine odaklanan ‘20 Dolar 20 Kilo’ sergisi, olaya 50 yıl sonra tanıklıklar, yazılı belge ve görsellerle ışık tutuyor.
"Büyük hikayelerin zamanı geçti"
Altın Portakal ve Berlin Film Festivali’nin ardından dün gösterime giren Mavi Dalga’yı Kayan ile birlikte yöneten Dadak, “Biz artık büyük hikayelerin anlatıldığı filmlerin zamanının geçtiğini düşünüyoruz biraz da” diyor.
‘Sansüre kesinlikle karşıyım...’
Türkiye gezisinde Cumhurbaşkanı Gül ve Orhan Pamuk’la da görüşen Mo Yan, “Sansüre kesinlikle karşıyım” dedikten sonra, sansürün bazen toplumun ihtiyacı da olabileceğini söyledi. Yazarın 4 kitabının daha Türkçeye çevrileceği belirtildi.
Pussy Riot : Bir Punk Duası
Pussy Riot üyelerinin tutuklanmalarından ceza almalarına kadar geçen süreci anlatan belgesel, bugün !f İstanbul kapsamında izleyiciyle buluşuyor. Filmin yönetmenleri, ‘Putin ile sizin liderinizin karakterleri aynı’ diyor.
‘Aslolan, kentsel doku’
Serttaş, İstanbul'da eşsiz olan ‘kentsel doku’ olduğunun bizde hala anlaşılamadığını vurguluyor. Serttaş'a göre, kentsel dönüşümün en olağan sonucu kimliksizleşme.
'Düş gücü eyleme geçmeli'
1998’den beri birlikte çalışan Karen Mirza ve Brad Butler, 2007’den bu yana yaptıkları işlerle politika ve sanat arasındaki ilişkiyi inceliyorlar. Son video çalışmaları ‘Derin Devlet’ ile de İstanbul’dalar. Butler, ‘Erk tarafından yapılanlar o kadar absürd ki, bilimkurgu filmi yaparak bunun gerçekliğini anlatmak istedik’ diyor.
Bir video aktivistin gözünden
Gezi direnişi sırasında yaptığı video röportajlarla tanıdığımız Fatih Pınar, yıllardır barınma hakkı, kentsel dönüşüm, hak ihlalleri gibi konularda işler üretiyor. Pınar’ın iki çalışması, Hrant Dink Vakfı’nca düzenlenen Vicdan Filmleri arasında yer aldı.
74 yıl sonra adını öğrendi
Filmin yönetmeni Nezahat Gündoğan, ‘Hay Way Zaman’ın geçmişiyle yüzleşenlerin, acılarına rağmen sarsıntılarını paylaşmak isteyenlerin filmi, geçmişin yükünden kurtulmak isteyenlerin filmi olduğunu söylüyor.
‘Baskıya karşı hakkını ara’
Bazı örnek vakalara odaklanan Siyah Bant’ın ikinci yayını ‘Sanatta İfade Özgürlüğü, Sansür ve Hukuk’ bir hak arama rehberi. Rapor kitap, sanat emekçileri için bir hak arama rehberi niteliği taşıyor. Dr. Ulaş Karan, sanatsal ifadelere yönelik müdahalelere karşı mücadelenin bir hak mücadelesi olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.
Barış Atay o isimleri tek tek saydı! Salih, Uğur, Taşkın, Ulaş...
Redhack davasından gözaltına alınıp serbest bırakılan Barış Atay, Sanat Meclisi’nin düzenlediği basın toplantısında birlikte gözaltına alındığı arkadaşlarının isimlerini tek tek saydı
Karanlığın içinden...
Mirza Metin savaşın içinde büyümüş. Dengbejlerin geleneğinden ve Sadık Hidayet'in öykülerinden beslenmiş. Ailesi 30 yıldır Kürt siyasi hareketinin içinde. Tanık olduğu hikayeler hep karanlık hikayeler.
Bu sergide Türkiye yok, ama var
DEPO’da 15 Aralık’a kadar açık kalacak sergide, devletler tarafından halklardan dilenen 8 özür vakası gözler önüne seriliyor. Serginin aynı adlı kitabı da İletişim’den çıktı. Serginin küratörü Önder Özengi, “Bu sergide Türkiye yok, ama aslında var” diyor.