'Onlar bizim cenaze aracımız, ambulansımız'
Roboski ’deki tüm kadınlar gibi Rahime Encü
de katır üzerinde gelin oldu. Yıllar sonra aynı
katır ağır hasta olan kızını kilometrelerce
uzaktaki hastaneye yetiştirdi. Tıpkı doğum yapan
kadınları taşıdığı gibi. Encü, “Onlar yeri
geldi bize ambulans, yeri geldi 34 canımız için
cenaze aracı oldu” diyor.
Roboski’de katırlar için nöbet başladı
24 Mart’ta kaçağa gittiği iddiasıyla 8 katırları vurulan
köylüler, Şirit Yaylası’nda protesto nöbeti tutuyor.
Çocuk cezaevinde IŞİD propagandası
Çocuk cezaevinde
yaşanan şiddet, cinsel
istismar, taciz olaylarının
duyulduğu son mekân,
Van M Tipi Cezaevi’ydi.
Çocuklar dipçikle, tabanca
kabzasıyla dövüldüklerini,
cinsel tacize maruz
kaldıklarını anlattı.
Transların yeni yuvası
Nefret ve ayrımcılığın hedefindeki trans bireylerin yaşlılıklarında başlarını sokabilecekleri bir sığınma evi var artık. Birkaç kişinin başlattığı girişim Gezi Direnişi’nin yarattığı farkındalıkla engelleri yenmiş.
Tabutumuz sırtımızda
Özgecan eyleminde
gözaltına alınan SDP’li
kadınlar: Polis ‘Umarım
Özgecan’ın başına
gelenler senin de
başına gelmez’ dedi
Özgecan ışık oldu
Özgecan için arkadaşlarının düzenlediği eyleme binlerce kişi katıldı. Her yaş grubundan, her meslekten insan vardı. Yine de alınacak çok yol olduğunu, korteji yönlendirenlerin hep erkekler olduğunu görünce bir kez daha anladım.
Özgecan dünyaya armağan verdi
‘Kızım dünyanın en ünlü psikoloğu olacaktı, belki de oldu’
diyor babası Mehmet Aslan: Geldi, görevini yaptı ve gitti...
Poyraz Ali'yi de mahkum etmeyin
3 yaşında bir çocuk. Cezaevinde bir koğuşta. Günde iki kere sayıma gelen gardiyanları görünce ağlıyor. O çocuk Poyraz Ali; bir yıldır annesi Zeynep Bakır’la cezaevinde. Poyraz Ali ‘atipik otizmli’. İstikrarlı bir ebeveyn bakımı ve ev düzeniyle iyileştirilebiliyor. Çözüm, Poyraz Ali’nin anneyle dışarı çıkması.
Bulmaca kolay olunca kızıyorlar
Sedat Yaşayan, bulmacalarıyla okurların pazarlarını renklendiriyor. “Cumbul” adlı grubun bulmacaları çözmek için internet üzerinden yardımlaştığını belirten Yaşayan, “Cumbullar”ın “kavuştay”larına da katıldığını belirtiyor. Yaşayan, en büyük eleştiriyi ise bulmacayı kolaylaştırdığı zaman aldığını söylüyor.
İnsanız, haklıyız, haklarımızı kazanacağız
10 Aralık İnsan Hakları Haftası. Türkiye gibi hak ihlallerinin yoğunlukta olduğu, yaşam hakkına bile saygı duyulmayan bir ülkede “kutlama” yapmak mümkün değil tabii.
Dünyanın 320. şarap uzmanı olmak
Tuğba Altınöz, şarap tutkunu. Bu tutkusunu, eğlenmek için arkadaşlarıyla Bozcaada’da şarap yapan eşiyle tanıştıktan sonra keşfetmiş. O günden beri şaraba dair öğrenme açlığı içinde. Londra Wine and Spirit Education Trust’ı bitirdi. İki uluslararası şarap festivalinin daimi jürisi. Şimdi dünyada 319 kişinin sahip olduğu “Master of Wine”ın peşinde. Bu enstitüye girmeyi başardı, sırada mezuniyet var.
Erkek "seni öldürürüm" diyorsa inanın
“Gazeteler 84 yıl ceza diye yazdığında korktum en çok”. Eşini, baldızını ve kayınvalidesini kurşuna dizmiş bir adamın korktuğu tek an işte bu. Ama o ceza da 14 yıla indirilmiş! Burçe Bahadır'ın “Ölü Kadınlar Memleketi” kitabında bunun gibi pek çok örnek var. Cezaevindeki katil erkeklerle konuşuyor Bahadır. Kadın cinayetlerini daha net görmek için bize iyi bir kaynak sunuyor.
Tek "düşman" var, o da bu sistem
Özel güvenlikçiler son zamanlarda polis şiddetini aratmayan görüntülerle kazındı akıllarımıza. “Düşman”ları malum; köylüler, öğrenciler, işçiler... Oysa onlar da işçi. Ancak sistem onlara bunu unutturarak koruyor kendini, öyle de korutuyor. Bunun farkında olan güvenlik görevlileri de var. Bu şiddeti kınayan, örgütlenmeleri için çağrıda bulunan Güvenlik-Sen üyeleri gibi.
Herkesin hayatında bir soytarı olmalı
Demet Evgar için oyunculuk çocukluktan beri içine oturan bir fikri takip aslında. Evgar'a göre gerçek üretimin yolu 'biz'den geçiyor. Bu yüzden hergüne önce kendi 'soytarı'sı olmak için başlıyor, çünkü bencilliği, egoyu 'İnsan önce kendi dokunulmazlığını kaldırmalı'.
Bozüyük 'nefesini' tuttu
Silikozis, önlenebilir, ancak tedavisi olmayan bir hastalık. Bugünlerde Bozüyük’teki seramik işçilerinden dolayı gündemde. 30’a yakın işçi fabrikalara dava açtı. Abdullah Yurt da onlardan biri. İstekleri net; başkaları da hastalığa yakalanmasın.
En kötüsü dost dediğinin ihaneti
Dünyanın en önemli piyanistlerinden Fazıl Say, Türkiye’de maruz kaldığı baskı, sansür ve eleştirilerle gündeme geliyor. Ona göre bunun sebebi ‘zehir gibi akan önyargılar, hazımsızlıklar ve kıskançlıklar’. “Onlar yüzünden çok çektik” diyor Say ve ekliyor: “En kötüsü de dost zannettiğin insanların ihaneti”.
Poyraz Ali cezaevinde büyüyor
Zeynep Bakır 9 aydır atipik otizm durumuyla karşı karşıya olan 2.5 yaşındaki oğlu Poyraz Ali’yle birlikte cezaevinde. Poyraz Ali’nin tedavisi ve ihtiyaçları bürokrasinin hantallığına takılıyor. Zeynep Bakır kendisiyle aynı durumda olan bütün anneler için denetimli serbestlik istiyor.
AKP adaleti polis eliyle dağıtacak
AKP’nin yeni yasası “Üçü Bir Arada” AKP hükümeti yine yargı ve güvenlikle ilgili değişikliklere girişti. Dolayısıyla herkesi haklı bir telaş sardı. “Polis devletine mi gidiyoruz” soruları yine gündemde. Oysa sokak ortasında insanları vuran, gaz fişeğini insanları yaralamak için kullanan, trafik kavgalarında bile biber gazı sıkan polislerimiz olduğu düşünülürse
bu soru için çok geç.
O fotoğrafları bizimle taşıyın
Gelecek hafta Cumartesi Anneleri, 500. kez buluşuyor. Vedat Türkali, Nadire Mater, küçük İskender, Ahmet Mümtaz
Taylan, Berat Günçıkan, Ece Temelkuran ve Feridun Düzağaç kendi Cumartesi Anneleri’ni kaleme alarak acılara ses oldu.
Renkleri duymak, sesleri görmek
Güher ve Süher Pekinel'in, son albümü "Renkleri duymak, sesleri görmek" algıları tersine çeviriyor. "Geleceği belirleyen görsel medya, internet. Bu süreci yakalayamazsak önümüzü giöremeyiz" diyorlar.
Oynadığı roller de hayatı gibi
Demet Gül, “Ulan İstanbul” dizisinin Maşuka’sı olarak kısa süre önce girdi hayatlarımıza. Daha uzun süre de ekranlarda olacağa benziyor. Yakında bir de Ömer Faruk Sorak’ın çektiği sinema filminde çıkacak karşımıza. İstedik ki izlemekle kalmayalım, sizi onunla tanıştıralım da...
Erdoğan 'inlerien girdi' şimdi gözle Gülen'de
22 Temmuz'da bazı polislere ve emniyet şeflerine yapılan gözaltılarla güne başladık. Bunun Cemaat'in AKP'yi köşeye sıkıştırmak için yaptığı 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına karşı bir misilleme olduğu aşikar. Peki Gülen-Erdoğan arasındaki savaş daha ne kadar genişleyecek? Erdoğan, Gülen'i bitirebilir mi? Yanıtları Ruşen Çakır'dan aldık.
Her an o ailelerden biri olabilirsiniz
Berrin Demir, yıllardır iş cinayetlerinde yakınlarını kaybeden ailelere gönüllü avukatlık yapıyor. Türkiye'de insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu, devletin iş güvenliği davalarındaki tavırlarını yakından biliyor. Yine de bir gün kendisinin de o ailelerden biri olacağını hiç düşünmemişti kuşkusuz. Soma'daki maden katliamında iki kuzenini kaybedene kadar.
“Gözdağı” çabaları boşa
Gezi Direnişi hepimize çok şey öğretti. Umutlandırdı. Ardında toprağa düşmüş gencecik yaşamlar ve onun kat kat fazlası aralılar ordusu bıraktığı için üzdü de... Can Dündar “Gözdağı” belgeselinde işte o yaralılardan altısının hikâyesini anlatıyor. Gözlerini kaybetmiş gençlerin yaşadıklarını, umutlarını taşıyor.
Birer birer öldüklerinde duymalıydık
Günlerdir hepimiz Soma'nın acısını taşıyoruz içimizde. Dile kolay tam 301 insan göz göre göre öldürüldü. Üstelik Türkiye'de her yıl 1300 insan iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Davutpaşa, Kozlu, Esenyurt Çadır Yangını, Karadon bu konuda hukuksal mücadelesi devam eden olaylardan sadece birkaçı.
Deniz yıldızının hikayesini bilir misiniz?
Mersin'deki Akdeniz Çocuk ve Sanat Atölyesi, eğitim hakkından yararlanmakta zorlanan Roman çocuklara farklı bir geleceğin kapısını aralamayı amaçlıyor. Bunun için de sadece çocukları eğitmekle yetinmiyor, aileye yönelik de eğitimler düzenliyor. Gelin birlikte gezelim...
Bir özür, bir destek projesi: Roboski Müzesi
Roboski'de çoğu çocuk 34 insan katledildiğinde ne yazık ki Batı'dan çok da ses çıkmadı. Oysa acılar paylaşıldıkça bitmese de, azalabilir. İşte farklı kesimden insanların oluşturmak için harekete geçtiği “Roboski Müzesi” biraz da bunun için önemli. Onları hiç unutmayalım ve yeni katliamların yaşanmasına izin vermeyelim diye...
Gündelikçi değil, ev işçisi
Onlar, ev içi emekleri görmezden gelinip sosyal güvenceleri olmadan çalıştırılan, “patron”larının bıraktığı, bir günde bir insanın yapamayacağı kadar uzun görev listelerini tamamlarken fıtık olan, kaza geçiren kadınlar. Çoğunluk hala onlara “gündelikçi” dese de