15 Temmuz’da ilk beraat

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Adıyaman Valisi’nin yanına “rahatsızım” diyerek gitmediği gerekçesiyle tutuklanan Adıyaman İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Müdürü eski Yarbay Gurbet Keskin, 10 aydır tutuklu yargılandığı davada beraat etti ve tahliye edildi. Sanık hakkında o gece şüpheli bir durumun bulunduğunu savunan mahkeme, gerekçeli kararında, “Ancak sanığın olay günü herhangi bir kişiye veya birliğe, anayasayı ihlal suçunu oluşturabilecek emir ve talimat vermediği sabittir. Sanığın mahkûmiyetini gerektirecek her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı nitelikte olmadığı anlaşılmakla ‘şüpheden sanık yararlanır’ evrensel ilkesi gereğince sanığın beraat kararı vermek gerekmiştir” denildi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 18 Temmuz 2016’da tutuklanan ve ihraç edilen Yarbay Gurbet Keskin hakkında darbeye teşebbüs ve örgüt üyeliğinden dava açıldı. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Keskin, 26 Mayıs 2017’deki duruşmada beraat etti ve 10 aylık tutukluluğun ardından tahliye edildi. Mahkeme, 26 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı.

15 Temmuz darbe gecesi komutanlığa iletilen 4 darbe mesajının Alay Komutanı Ercan Atasoy tarafından incelendiği, sanık Gurbet Keskin’in bu sırada sessizce oturduğu ifade edilen kararda, daha sonraki süreçte alt birimlere bu mesajları çekmeye başlayan uzman çavuş, durumu Gurbet Keskin’e sorduğu anlatıldı.

Durum şüpheli ama...

Alay komutanı Ercan Atasoy’un sanık Keskin’i Adıyaman Valiliği’ne telefon ile çağırdığı ancak sanığın rahatsızlığını belirtip gelemeyeceğini beyan ettiği anımsatılan kararda, “yapılan telefon görüşmesi ve bu görüşmenin ses çözümü itibarıyla alay komutanının sanığa valiliğe gelmesini istediği, bu isteğin sanığın ve alay komutanın konumu gereği emir niteliğinde olduğu, ancak alay komutanını sanığın mazeretini maruz görür nitelikte beyanları veya sanığın alay komutanının telefonlarına ilkin çıkmaması, yine sanığın alay komutanın valiliğe gitmesini sorgulaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde şüpheli bir durumun bulunduğu anlaşılmaktadır” denildi.

Kararda, şu değerlendirme yapıldı: “Sanığın olay günü herhangi bir kişiye veya birliğe, anayasayı ihlal suçunu oluşturabilecek emir ve talimat vermediği tanık beyanları ve diğer delillerle sabittir. Fakat bu hususun sanığın mahkûmiyetini gerektirecek her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı nitelikte olmadığı anlaşılmakla, ‘şüpheden sanık yararlanır’ evrensel ilkesi gereğince sanığın bu suç yönünden beraat kararı vermek gerekmiştir.”