ABD Sağlık Reformu

ABD’de arı kovanına sokulmuş bir çomak görüntüsü mevcutken ilginç olan ise ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın halen yürütülmesi için verilen çabadır. Sağlıkta Dönüşüm Programı bir sağlığı özelleştirme programı olup ABD’deki mevcut sistemi taklit etmektedir.
ABD başkanlık seçimlerinde sağlık konusu sıklıkla tartışılan bir konuydu ve Obama sağlık sisteminin bu hali ile sürdürülmesinin mümkün olmadığını sıklıkla vurgulayarak değişim sözü vermişti. Sürdürülemez denilen sağlık sistemindeki iki önemli sorun, tüm ulusal gelirin yüzde 16’sını aşarak artık karşılanamaz hale gelen sağlık harcamaları ve 50 milyon civarında olan sigortasız ABD vatandaşının sağlığa ulaşamaz halde oluşudur. OECD ülkelerinde sağlığa harcanan para ortalama olarak ulusal gelirin yüzde 8’i civarındadır ve bu yüksek harcamaya karşın ABD sağlık verileri ortalama OECD verilerinden kötüdür.
Obama seçim çalışmalarında sağlık harcamalarını kısma ve sigortasızları devlet eli ile sigortalı yapma sözü verdi ve seçim sonrası da hemen çalışmalara başlandı. İşte şimdi ABD’yi karıştıran ve insanları protestolar için sokaklara döken reformun özeti budur. Toplanan vergilerle bir kamu sigorta sistemi ile sigortasızları sigortalamanın 10 yıllık maliyeti 1 trilyon doları bulduğundan bu paranın nereden geleceği sorgulandı. Bu paranın yarısı sağlık harcamalarının kısılmasından, diğer yarısı yüksek gelirli ABD vatandaşlarının arttırılacak olan vergilerinden sağlanmaya çalışılacak. Zenginden alarak fakire vermeye çalışan Obama, şu anda ABD sokaklarında “komünist” olmakla suçlanmaktadır.
Durumdan memnun olmayanlar elbette sadece zenginler değil. 1 Ekim’de Washington DC’de bir milyon sağlık çalışanının katılacağı bir protesto mitingi planlanmaktadır. Zira her yerde olduğu gibi ABD’de de sağlıkta tasarruf dendiğinde akla önce sağlık çalışanlarının ücretlerinin kısılması gelmektedir. Hazırlanan tasarıda Medicare (SGK benzeri ancak özel bir sistem) ödemelerinde hekim ücretlerinin yüzde 22 kısılması planlanmaktadır. ABD hekimlerinin yüzde 90’dan fazlası Medicare ile çalışmaktadır. ABD milletvekilleri, bizdeki gibi parti genel başkanına karşı sorumlu milletvekilleri olmayıp aksine seçmene karşı sorumlu olduklarından bu protestonun çok ses getireceği ortadadır.
İlaç firmaları
Bu reformda canı yanacakların bir tarafında da ilaç firmaları bulunmaktadır. ABD’de eşdeğer ilaç kullanılmamaktadır. Eşdeğer ilaç orijinal ilaç ile aynı etkiye sahip olup orijinal ilacın 10 yıllık patent süresi dolduktan sonra piyasaya sürülmekte ve araştırma geliştirme giderleri olmadığından çok daha ucuza satılabilmektedir. Sağlık harcamalarında yapılacak kısıntıda elbette ilaç giderlerinin kısılması önemlidir ve ilaç firmalarına fiyatlarını düşürmesi baskısı yapılmakta, aksi halde eşdeğer ilaca geçilebileceği tehdidi açık ve gizliden gündeme getirilmektedir.
Ayaklanan bir diğer sektör de sigorta sektörüdür. Şu anda ABD’de tüm sağlık sigortaları özeldir ve sistemi istedikleri gibi yönlendirebilmektedirler. Kurulması planlanan kamu sigorta sistemi pastadaki payı küçülten bir gelişme olduğundan sigorta sektörünün de tepkisini çekmektedir.
ABD sağlık reformunun mimarı Hillary Clinton olarak görülmektedir. Reform önce Bill Clinton’ın başkanlığı zamanında yapılmaya çalışıldı ancak güçlü şirketler o dönemde engellemeyi başardılar. O zamandan beri bu şirketlerin daha da güçlendiği göz önüne alındığında şimdiki reform çabalarının sonucu merakla beklenmektedir. Yapılmaya çalışılan kapitalizmin tüm kurallarına aykırı düştüğünden ABD kamuoyu da bu gelişmeleri anlamaya çalışmakta ve açıkçası zorlanmaktadır.
ABD’de gelinen nokta neoliberal politikaların iki ana noktasındaki açığı ortaya çıkarmaktadır. Bunlardan birincisi özelleştirme, özellikle de sağlıkta özelleştirme, toplum sağlığını olumsuz olarak etkilemektedir. İkincisi ise bu politikaların uygulanmasının gelir dağılımını iyice bozduğudur. 1970 yılında ülkeler bazında en fazla kazanan yüzde 20, en az kazanan yüzde 20’den 30 kat fazla kazanırken 2000 yılında bu rakam 90 kata yükselmiştir. Gelir uçurumu sadece ülkeler bazında değil, kişi bazında da artmış ve artan gelirden zengin-fakir herkesin yararlanacağı öngörüsünü de yalanlamıştır. Ülkemizde de aynı gelişmenin olduğu TÜSİAD’ın Türkiye’de Bölgesel Farklar ve Politikalar Raporu (2008) ile belgelenmiştir. Sağlık verileri ülkelerde gelir dağılımı bozuldukça kötüye gitmektedir. Sağlık verileri en çok para harcayan değil sosyal adaleti sağlayabilen ülkelerde daha iyidir.
Sağlıkta dönüşüm programı
ABD’de arı kovanına sokulmuş bir çomak görüntüsü mevcutken ilginç olan ise ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın halen yürütülmesi için verilen çabadır. Sağlıkta Dönüşüm Programı bir sağlığı özelleştirme programı olup ABD’deki mevcut sistemi taklit etmektedir. Öte yandan AKP Hükümeti bu program nedeniyle altı yıl içinde dörde katlanan sağlık harcamalarını azaltmak için adımlar atmaya çalışmakta, bu önlemler de sağlığa ulaşımı zorlaştırmaktadır.
Ulusal geliri bizden yaklaşık altı kat fazla olan ABD, sağlık hizmetlerini piyasaya terk etmesinin sonucu olarak içine düştüğü durumdan geri dönmeye çalışırken bizim aynı yolda hızla ilerliyor olmamız çok şaşırtıcıdır.
Prof. Dr. A. Özdemir Aktan / İstanbul Tabip Odası Başkanı

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
AKP'li üyeler oturumu terketti
-
Erdoğan sürece mesafeli mi?
-
'Yapılabilecek en kötü açıklama'
-
İktidarın 'anayasa' hesapları
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
Okuyan'dan kritik değerlendirme
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'e soruşturma!
-
Çakarlı cipin sahibi ne kadar vergi ödedi