Demirtaş temkinli

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, yeni MİT- İmralı görüşmeleriyle ilgili net ifadelerden kaçındı

Demirtaş temkinli
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.01.2013 - 07:27

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, yeniden başlayan MİT-Abdullah Öcalan görüşmelerini “olumlu” bulduklarını ancak bu durumun kendilerini “heyecanlandırmadığını” belirtirken, Öcalan’ın “silah bırakın” çağrısına PKK’nin yüzde 99 uyacağını söyledi. Görüşme trafiğinin dışında olduklarını ve kendilerine de hiçbir bilgi verilmediğini belirten Demirtaş, “Bu tek taraflı dezenformasyon da olabilir. Görüşme olduğu doğrudur çünkü resmi bağlayıcı açıklamalar yapıyorlar ama Öcalan’ın dışarıya ulaştıracağı bilgiler çıkmadan hiçbir şeyi doğru olarak değerlendirmiyoruz” görüşünü dile getirdi.

Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan’ın Öcalan’dan Kürt sorunu konusunda bir “enstrüman” olarak söz etmesine “Enstrüman değil, baş aktördür” sözleriyle tepki gösterirken, “Başdanışmana katıldığım tek bir şey var, ‘beklentilerin yüksek olmaması lazım’ diyor. Ben herkes için bunu söylüyorum. Hayalleri yüksek olanın hayal kırıklığı da büyük oluyor” diye konuştu. Demirtaş’ın sorularımıza verdiği yanıtlar anabaşlıklarıyla şöyle:

Görüşmeleri olumlu: Başbakan’ın “İmralı’da görüşmeler oluyor, olacak” demesi kesinlikle olumlu bir şeydir, ileri bir adımdır. Bizim de ısrarla üstünde durduğumuz konulardan biriydi. Kesinlikle İmralı’da Sayın Öcalan’la görüşmeler olmalıdır, kendisinin dışlandığı bir çözüm süreci de mümkün değildir diyorduk.

Sözcü mü, Başbakan mı?:
Bir defa Başbakan’ın siyasi danışmanının, hükümet adına, bütün devlet adına konuşma yetkisini nereden aldığını ben merak ediyorum. Bu hükümetin sözcüsü yok mu, Başbakan’ı yok mu? Bütün devlet adına bir tane siyasi danışman konuşuyor. Doğru, kendisi bizzat Başbakan adına konuşuyor, hükümet adına değil. Zaten hükümetin hiçbir numarası yok. Bu mesajı vermek istiyorlar. Hükümetin, Meclis’in, yargının hiçbir numarasının olmadığı bir ülkede, Başbakan “tek başına müzakereyi ben başlatırım” diyorsa yarın da “tek başına ben bitiriyorum” der. Bakın daha içeriği kimse konuşmuyor. Biz de konuşmuyoruz, onlar da yansıtmıyor. Ama güven verici bir dil değil.

BDP müdahil değil:
Bu aşamada kimsenin büyük derin hayallere girmemesi lazım. Herkesin gerçekçi olması lazım. Biz, evet görüşmeyi olumlu buluyoruz, ilerlemesi gerekir, desteklemek istiyoruz ama bu sürece müdahil değiliz, içinde değiliz.

Dezenformasyon olabilir: Sadece Başbakan adına konuşan kişinin yaptığı açıklamalar dışında bir şey yok ortada. Başka bir bilgimiz yok. Bu tek taraflı dezenformasyon da olabilir. Görüşme olduğu doğrudur çünkü resmi bağlayıcı açıklamalar yapıyorlar ama içeriğiyle ilgili biz Öcalan’ın dışarıya ulaştıracağı bilgiler çıkmadan hiçbir şeyi doğru olarak değerlendirmiyoruz. İçeriğe ilişkin bilgiler dezenformasyon da olabilir.

Öcalan çağrı yapsa PKK silah bırakır mı?: Denemeden kimse göremez. Bizim görebildiğimiz kadar çok küçük bir kesimde rahatsızlık yaratabilir. Kürt hareketi büyük bir hareket. İçinde farklı gruplar var ama yüzde 99’u Öcalan’ı dinleyecek. Yönetim kademesinde fire verilmez. Tereddütsüz insanlar bu çağrıya uyacaktır. Öcalan reformlarla ilgili çağrı yaparsa o müzakereyi de demokratik siyaset yürütür. Öcalan’ın tek bir çağrısı ile bütün sorunları çözer demedik.

AKP çözüme inanmıyor: Şundan eminim, AKP’nin zihin dünyasında köklü kurumsallaşmış bir demokrasi, köklü Kürt sorununun çözümü yoktur. Ama bu çözüme mecbur olmayacağı anlamına da gelmiyor. Türkiye’deki ilerleyen süreç, bölgesel gelişmeler AKP’yi bu noktaya götürebilir. İnanmasa bile bazı adımları atmak zorunda kalabilir. O nedenle siyasal gelişmeler AKP’yi, Başbakan’ı çözüm noktasına getirecektir. Başbakan’ın danışmanı aynı konuşmada ne diyor: “Evet, görüşmelerimiz devam ediyor ama bakın Lice’den haber geldi, 10 teröristi etkisiz hale getirmişiz. Bir yandan da böyle devam edecektir” diyor. Buna inanmak, bunun çözüm süreci olduğunu düşünmek mümkün mü?


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon