Divan Oteli'nde can pazarı
Başbakan Erdoğan'ın Sincan mitinginde "Gezi Parkı’nı ya yarın boşaltırsınız ya da biz boşaltmasını biliriz" tehditi üzerine durumdan vazife çıkaran İstanbul Valisi Mutlu, parka saldırı emrini verdi.

Gündüz olması nedeniyle parkta pusette, çocuklar, çocuklarını ziyarete gelen analar, revirde yatan hastalar gaz bulutu ve tazyikli su arasında sıkıştı. Sedye ile taşınan hastalara bile tazyikli su sıkacak kadar gözü dönmüştü polisin. Binlerce kişi feryatlar içinde Divan Oteli’ne sığındı. Polis Gezi Parkı ile birlikte Divan Oteli’ni de boşaltma emri almış olacak ki, otelin içine bile gaz bombaları attı.
Otelin içinde can pazarı yaşanıyordu. Revire çevrilen lobinin alt katındaki hastalara, lobide nefes almakta zorlanan, bayılan, gaz kapsülü ve plastik mermi ile yaralanan yeni hastalar ekleniyordu. Doktorlar hangisine bakacağını şaşırmış vaziyetteydi. Lobide nefes almanın imkânı yoktu. Öksürük nöbetine yakalananların imdadına elinde solüsyon spreyi bulunan gençler yetişiyordu. Revire indirilen çocuklar korkudan ağlıyordu. Bir ara otelin içi dayanılmaz hale gelince topluca dışarı çıkma kararı alındı. Dışarısı otelin içerisine göre daha iyiydi.
Divan Oteli’nin önündeki grubun attığı sloganlara Harbiye’deki on binlerin sloganı karışıyordu. Harbiye’deki grubun giderek büyümesi üzerine TOMA’lar hareketlendi. Otelin önündeki grup TOMA’laraıp engel olmaya çalıştı. Bu engelleme üzerine polisler toplu halde Divan Oteli’ne doğru saldırıya geçti. İçeri girmek isteyen polislerle kapı önündeki yüzlerce eylemci göğüs göğüse çarpışmaya başladı. Coplar, tekmeler, yumruklar havada uçuşuyordu. Polislerin copuna, gazına ve suyuna karşılık, göstericilerin tek silahı baretleri ve maskeleriydi. Polisler otele giremeyince döner kapıdan içeriye gaz kapsülleri fırlattılar. Otelin içi yine cehennem yerine döndü.
İnsanlar feryatla kendilerini dışarı attılar. Ama her çıkan yere yığılıyordu. Orta yaşlı bir kadın önümüzde düşüp bayıldı. Maskemizi çıkarıp kadının ağzına tutarak nefes almasını sağlamaya çalışırken bu kez genç bir delikanlı, “Ölüyorum ne olur yardım et hanımefendi” diye yalvarınca, kadının ağzından maskeyi çekip almak ve delikanlının ağzına tutmak zorunda kaldık. Ama bu sefer de biz nefessiz kalmaya başlamıştık. Yerde yatan kırmızılı bir kadın kendinden geçmesine karşın ona yardım edememenin ezikliği içindeydik. Çevremdeki her insan bir başkasına yardım ettiğinden kimsenin bir diğerine yardım edecek hali yoktu. Bir maskeyi üç kişi kullanarak ambulansların gelmesini bekledik uzun süre. CHP milletvekili Sezgin Tanrkulu megafonla polisin önüne giderek, “Suç işliyorsunuz, hem sadece görev suçu değil insanlık suçu da işliyorsunuz. Bunun hesabını ileride veremeyeceksiniz. Amirleriniz sizi kurban edecekler. Sizi uyarıyorum” demesine karşın polisin tavrında bir değişiklik olmadı. Hatta bu konuşmayı karılıksız bırakmayıp Tanrıkulu’na tazyikli su ve gaz sıktılar.

En Çok Okunan Haberler
-
'Son kabadayı' olarak biliyordu: Koğuşunda ölü bulundu
-
İmamoğlu farkı açıyor!
-
Nereden çıktı bu ‘kurucu önder’ lafı?
-
İsrail Şam'ı vurdu!
-
Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti
-
MSB'den açıklama geldi!
-
İmamoğlu’nun şansı
-
Özgür Özel istifasını istemişti: Yusuf Özcan istifa etti
-
AKP'li başkanın eşine ‘kritik’ atama
-
Kanserle mücadele eden Tanyeli'den kötü haber!