Mıntıka Temizliği!..

Evrensel ölçekte emperyalizmin tüm hesap ve planları böylesi bir projeye odaklanmış durumda. Ne var ki, yukarıda değindiğimiz nedenlerle çıkacak pürüzleri de temizlemek, en azından hesaplamak gerekiyor.
AKP siyasal erkin başına oturalı Türkiye her gün yeni ve yapay gündemlerle oyalanıyor. Toplumun ekonomik ve sosyal sorunları bir tarafa bırakılarak görmezlikten geliniyor. Dikkatleri dağıtmak ya da başka yönlere çekmek için adeta özel bir çaba gösteriliyor.
Anımsanırsa, bu hükümet işbaşına geleli Türkiye’nin en temel hiçbir iç sorununa köklü çözümler getirilmedi. Daha çok dışa dönük ilişkilere odaklanmış bir politikayla adeta bir turizm firması gibi diyar diyar dolaşıldı!
Bu saptamayı haklı çıkarmak için somut argümanlar vermemiz gerekecek. Birincisi, AKP daha kuruluşundan beri hiç yerli bir parti olmadı, olamadı. Çünkü bu partinin kökleri hep dışarıdaydı ve bir Amerikan projesi olarak lanse edildi. Dünyanın hiçbir ülkesinin devlet ya da hükümet başkanı kolay kolay Beyaz Saray’a kabul edilmezken, AKP Başkanı Recep Tayyip Erdoğan daha başbakan olmadan Beyaz Saray’da konuk edildi.
Yine bir Amerikan projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) durduk yerde kendisini eşbaşkanı ilan eden Tayyip Erdoğan’ın değil miydi? Daha da önemlisi bir ülkenin ekonomik ve toplumsal dokusunun temelini oluşturan işletme ve kuruluşlar bu hükümet zamanında özelleştirme adı altında yabancılara ve yerli işbirlikçilerine haraç mezat satılmadı mı?
Bu örnekler çoğaltılabilir. Ama bunlardan da önemlisi sözünü ettiğimiz siyasal partinin ideolojik önderi daha bu parti kurulmadan Amerika’ya yerleşti ve halen orada oturmaktadır. AKP’nin kurmaylarının yüzünü Kâbe’ye döner gibi halen yönlerini bu Hoca’ya bakarak belirlediklerine son Mavi Marmara olaylarında bir kez daha tanık olunmadı mı?
Şimdi gelelim Amerika Birleşik Devletleri ve Batı emperyalizmi neden AKP ve “ılımlı İslam” olarak sunulan böylesi bir projeye gereksinim duydu sorusunun yanıtına. Bu soruyu doğru ve iyi yanıtlayabilirsek, asıl o zaman AKP oluşumunun ana damarına da girmiş olacağız.
Enerji kaynakları
Önce belirtmek gerekirse, bugün içinde yaşadığımız çağ enerji çağıdır ve dünya ekonomisinin bütün çarkları enerji kaynaklarıyla devinmektedir. Ve yeryüzünde en yaygın ve pratik kullanımı olan enerji kaynakları fosil yakacaklar üzerine odaklanmış bulunmaktadır. Bu enerjinin ham maddesini oluşturan yeraltı petrol birikimleri (rezervleri) dünyanın birçok alanında tükenmeye yüz tutmuşken özellikle Ortadoğu ve kimi Asya ülkelerinde daha uzun ömürlü olduğu bilinmektedir. Ve yine bilinmektedir ki, petrol birikimleri açısından zengin olan bu alanların çoğu İslam ülkeleri toprakları içindedir.
Bu kaynakların işletilmesi nedeniyle zenginleşen İslam ülkelerinde bu zenginliğe koşut olarak ulusal bilinç de o oranda gelişmektedir. İnsanların nesnel yaşam koşulları iyileştikçe nasıl ki entelektüel etkinlikleri de o oranda yükseliyorsa, bu yasanın kaçınılmaz bir gereği olarak uluslar ve toplumlar da bundan olumlu bir biçimde etkilenmektedir. Dolayısıyla bilimde, teknolojide, kültür ve siyasette daha üstün ve yaygın kullanım olanakları oluşmaktadır. Örneğin siyaset alanında Arap ülkelerindeki BAAS örgütlenmeleri böylesi bir gelişmenin ürünleridir. Bu tarihsel ve toplumsal gelişimin ilk örnekleri Mısır’da Nâsır, Libya’da Kaddafi dönemlerinde açıkça yaşanmıştır. En yakın örnek ise Irak’ta, Saddam ve ülkesinin başına gelen trajedide açıkça görülmüştür.
Tarihin akışını durdurmak olası değildir. Emperyalizm tarafından kaynakları sömürülen tüm halklar bir gün gelip direnişe geçeceklerdir. Bu gelişimin ayırdında olan emperyalist odaklar, zora ve silaha dayanarak yürüttükleri eski sömürgecilik politikalarının bir gün iflas edeceğini de görmektedirler. Bu nedenle yeni yöntemlere, yeni gereçlere gereksinim duymaktadırlar. Geçerliliğini yitirmekte olan baskı ve şiddetin yanı sıra şimdi ideolojik hegemonya kurma yolunun da peşindedirler.
İşte, petrol kaynakları zengin Arap ve Müslüman ülkeler üzerinde ideolojik hegemonya kurmanın bir aracı olarak doğmuştur ılımlı İslam ve BOP projesi. Bu projenin tüm Arap ve İslam ülkelerinde başarıyla uygulanabilmesinin bir sıçrama tahtası olarak da hem Müslüman, hem Batı’ya yakın ve hem de bir NATO ülkesi olan Türkiye seçilmiştir. Ayrıca petrol kaynakları zengin olan bu ülkelerle Türkiye’nin tarihsel, dinsel ve kan bağlarının da bulunduğunu vurgulamaya bilmem gerek var mıdır?
Emperyalizmin Türkiye üzerinden AKP eliyle yürütmek istediği bu proje iyi giderken bir yerde teker patlamış ve araba yerinde duraklamıştır. AKP yitirmekte olduğu tabanını yatıştırmak ve asıl varlık nedeni olan ABD’ye bağımlılığını perdelemek için Davos’ta “one munit”, Gazze’de Filistin’e yardım, İran’la nükleer bomba havariliği manevralarına soyunsa da tekerlek onarılacak bu araba yoluna devam edecektir. Ve görünen o ki bu yolculuk şimdilik İran’a değin sürecektir.
Stratejik hesaplar
Ancak bu yolculuğun Türkiye üzerinden geçerek sürmesinin daha güvenli olacağı konusunda stratejik hesapların yapıldığı Amerika’da ve Batı’da uzmanlar halen tartışmaktadır. Çünkü kimi dinamik güçlerin yanı sıra Cumhuriyet mitingleriyle gelişen süreçte Türkiye’de geniş bir Amerikan karşıtı halk muhalefeti olduğu gerçeği de bulunmaktadır. Ama Irak’ın işgalinde Türkiye üzerinden yapılmayan bir yolculuğun Amerika’ya ve koalisyon güçlerine nelere mal olduğunu askersel açıdan biraz bilgisi olan herkes bilmektedir.
Evrensel ölçekte emperyalizmin tüm hesap ve planları böylesi bir projeye odaklanmış durumda. Ne var ki, yukarıda değindiğimiz nedenlerle çıkacak pürüzleri de temizlemek, enazından hesaplamak gerekiyor. Türkiye’de yaşanan Ergenekon tutuklamaları, anayasada yapılması planlanan değişiklikler, Silahlı Kuvvetler’de YAŞ uygulamaları hep bu temizliğin birer parçasını oluşturmaktadır. Asker diliyle söylersek, Amerika için Türkiye’de mıntıka temizliği yapılıyor.
İş bununla da bitmeyecek. Türkiye bu projenin bir parçası olarak bölgede kirli ve karanlık bir savaşın içine sürüklenirse, kaçınılmaz olarak seferberlik ilan edilecek, bu nedenle 2011’de yapılması gereken genel seçimler de yapılmayacak. Böylece AKP’ye süresi belli olmayan yeniden iktidarda kalmasının ortamı ve koşulları da yaratılmış olacak.(*)
(*) Bu yazının sonu bir varsayımla noktalanmakla birlikte gerçekleşme olasılığı oldukça yüksektir.

En Çok Okunan Haberler
-
'Diploma' soruşturmasında yeni gelişme!
-
Edip Akbayram hayatını kaybetti
-
Üsküdar'da Nevzat Tarhan programı iptal edildi
-
5 kişi hayatını kaybetti!
-
Ekrem İmamoğlu'ndan flaş suç duyurusu
-
‘O Ses Türkiye’den ayrıldı’ iddiası: İzleyici ifşa etti!
-
TÜİK şubat ayı enflasyon verilerini açıkladı!
-
Halk TV burada Yeni Şafak nerede!
-
‘Neyin zulmünü yaşatıyorsunuz, neyin derdi var sizde?’
-
Evinde ölü bulundu: Son paylaşımı 'The End' oldu