Modern nostalji!
Babylon Soundgarden’da bugün sahne alacak gruplardan biri de Boogie Belgique.

Bu sene 20. yılını kutlayan Babylon Soundgarden, bugün Yapı Kredi bomontiada’da düzenlenecek. Sanatçılar, festivalde Kendine Has, Babylon ve Jungle isimli 3 farklı sahnede müzikseverlerle buluşacak. Ayrıca “ATÖLYE” işbirliğiyle katılımcılar tüm gün boyunca sohbet ve aktivitelere de dahil olabilecek. Yiyecek ve içecek alanları da katılımcılar için festival süresince açık olacak. Festivale katılacak olan gruplardan Boogie Belgique’in kurucularından Oswald Cromheecke ile konuştuk.
İnce çizgi...
Yenilikçi bir tarzınız var. Caz, blues ve nostaljik tınılarla elektro müziği birleştirmeye nasıl başladınız?
Çocukluğumda ailem bana çok çeşitli müzikler dinletmişti. 1930 ve 40’lı yıllardaki “swing” caz beni etkisi altına aldı. Özellikle, büyük grupların da hayranı oldum; bunlar arasında Duke Ellington & His Orchestra, Count Basie, Sidney Bechet, Benny Goodman ve daha fazlası vardı. Müziğini, atmosferi sevdim ve sonra da diğer türlerle birleştirmeye başladım. Modern ritimlerin bulunduğu ancak yine de orijinalindeki nostaljik dokunuşlarını duyabildiğiniz bir müzik üretmeye çalıştım. Ama iyi parçayla “ucuz” parça arasındaki çizgiyi bulabilmek çok zor olabilir. Bana göre şu konu çok önemli; arkasında kendi hikâyesi bulunan eski örneklerle çalışırken onlara bir şekilde saygı duymak zorundasınız.
Melankoli ve keyif
Müziğinizi yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Örneğin müziğinizin dinlendirici etkisi benim dikkatimi çekiyor.
Nostaljiyle ve onun aslında ne olduğuyla her zaman çok ilgiliydim. Çoğunlukla insanlar neye nostalji duyduklarını tanımlayamazlar. Bazen hiç yaşamadıkları veya tecrübe etmedikleri zamanların nostaljisini de yaparlar. Ben üretmeye başladığımda her zaman bir şarkının içindeki özel duyguyu ararım, onu bilmesem de. Bu tarif etmesi zor bir şey; melankoli ve keyfin acı tatlı karışımı. İşte bu Boogie Belgique ile başarmayı umduğumuz şey; sonunda hangi türü elde ederseniz edin, fark etmez.
‘İstanbul çok büyük’
Spotify’a göre aylık dinleyici sayısında Paris’in ardından İstanbul ikinci sırada. Türkiye’denin size ilgisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’nin bizim müziğimizden keyif aldığını ve hayran kitlemizin hızlıca büyüdüğünü görmekten dolayı çok mutluyuz. Daha önce de İstanbul’a gelmiştk ve gerçekten çok keyifliydi. İnsanlar inanılmaz ve kişisel olarak İstanbul’un ne kadar büyük olduğuna inanamamıştım. Umarım düzenli olarak gelip sizler için çalarız.
Yeni albüm çok yakında
Çalışmalarınıza 6 yıl önce başlamış olmanıza rağmen, bu zamana kadar Avrupa ve İngiltere’nin birçok yerinde konser verdiniz. Bu başarıyı neye borçlusunuz sizce?
2012’de tek başıma bu işe başladığımda bunu hayal edemezdim. Bizim başarılarımızdan biri bence “Blueberry Hill” albümümüzün ücretsiz olarak dinlenebiliyor ve indirilebiliyor olmasından kaynaklanıyor. Bu şekilde dünyanın her tarafına çok hızlı yayıldı ve insanlar sürekli daha fazla paylaştı. Bu, sosyal medyanın ilk yıllarında oldu. O zamanlar hayranlarınıza ulaşmak ve yeni yayınlarınızdan haberdar etmek daha kolaydı.
Gelecekte neler yapmak istiyorsunuz, projeleriniz neler?
Mayıs’ın 17’sinde çıkacak olan yeni kısa albümümüz “Prelude to Machine” için çok çalışıyoruz. Bu albüm, sonbaharda yayımlanacak “Machine” albümünün tadımlığı gibi olacak. “Machine” albümüne de tabii ki yeni bir sahne şovu eşlik ediyor. Ama yakın zamanda, bizim en büyük ilham verenlerimizden birinin onuruna yeni bir remix yayımlayacağız.

En Çok Okunan Haberler
-
'Son kabadayı' olarak biliyordu: Koğuşunda ölü bulundu
-
İmamoğlu farkı açıyor!
-
Nereden çıktı bu ‘kurucu önder’ lafı?
-
İsrail Şam'ı vurdu!
-
MSB'den açıklama geldi!
-
Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti
-
İmamoğlu’nun şansı
-
Özgür Özel istifasını istemişti: Yusuf Özcan istifa etti
-
AKP'li başkanın eşine ‘kritik’ atama
-
Kanserle mücadele eden Tanyeli'den kötü haber!