Odatv davasında yine tahliye yok
Ergenekon soruşturması kapsamında açılan Odatv davasının 10. duruşmasından da tahliye kararı çıkmadı. Mahkeme heyeti aralarında gazeteci Ahmet Şık, Nedim Şener, Soner Yalçın, Barış Pehlivanoğlu'nun da bulunduğu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına kadar verdi.
Gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener, Soner Yalçın, Prof. Yalçın Küçük, eski emniyet müdürü Hanefi Avcı’nın da aralarında bulunduğu 13 sanıklı Odatv davasının 10. oturumu dün yapıldı. Mahkeme Başkanı, TÜBİTAK’tan bilirkişi listesi gönderildiğini belirterek, “Virüs olduğuna dair ciddi iddianız var. Bunu sonuna kadar araştıracağız. Görevi kötüye kullanma ve bir komplo varsa gereğini yapacağız. Rapor aldıracağız. Şüpheniz olmasın” dedi.
Sanıklar çıkarıldı
Mahkeme heyeti, İklim Ayfer Kaleli’nin savunması alınırken diğer sanıkları salondan çıkardı. Başkan, Kaleli’nin gözlenen hareketleri, sık sık ağlaması ve ilaç kullandığının bildirilmesi üzerine bu kararı aldıklarını belirtti. Avukatların bu karara itirazı reddedildi. Sözcü, Habertürk ve ANKA’ya yaptığı iş başvurusu kabul edilmediği için Odatv’de işe başladığını söyleyen Kaleli, “Soner Yalçın’la Odatv’ye başladıktan 5 ay sonra o talihsiz telefon görüşmesi nedeniyle tanıştım” dedi. Uğur Dündar’ın, kendisi hakkında “bu işin arkasında gizli servisler olabilir” dediğini akataran Kaleli, “Davasına bakacak avukat bulamayan ben ajanmışım. Bu tarz haberlerin hedefi olmuş bir sanığım” diye konuştu.
“Söyleyemediklerin var mı?”
Mahkeme Başkanı, “Korkup da söyelemekten çekindiğin bir konu var mı?” diye sorunca Kaleli, “Yok ama isim söyleyemiyorum. Savunmamdan bazı şeylerin cımbızlanıp yazılmasından korkuyorum. Google’a bakın 780 bin kötü haber var. Ben kamuoyunda yargılanıp asıldım. Yorgunum. Bu zulümdür. Dosyamı ayırın” dedi. Deniz Baykal’ın, olay gazetelere çıktıktan sonra “Bu kızı üzerime saldıkları belliydi” diye açıklama yaptığını dile getirerek, “Neden hemen suç duyurusunda bulunmadı. Tepki göstermek yerine uzun samimi konuşmalara devam etti. Baykal’a komplo girişimi asla söz konusu değil” diye konuştu.
Baykal’la ne yaşandı?
Mahkeme Başkanı, “Kitabınızda bu konu boş geçiyor. Deniz Baykal’la görüşmenizde tam olarak ne yaşandı?” diye sordu. Kaleli ise “İki kişi arasında yaşanan bu olayı ispat edemeyeceğim için habire dava açılıyor” dedi. Başkan, “Taciz olayından sonra Deniz Baykal’la senli benli samimi konuşmalar yapmışsınız. Baykal’ı sonra neden aradınız?” diye sorunca “Ben kamuoyunda böyle bir iddiada bulunmadım. Bu olayı yaşadıktan sonra Gürsel Tekin’e sonra da sonra da Soner Yalçın’a söyledim. Bir şey olmadı. Gözaltı sürecinde Muharrem İnce ile ilgili de konuşmalar gazeteler çıktı. Bu konuşmalarımın da çıkacağını düşündüm. Deniz Bey’i tekrar aradım bu olayı tekrar ettirmek için, kayıtlara girsin diye. Emniyet ‘seni o tarihte dinlemiyorduk’ dedi. Avukata da danıştım” karşılığını verdi. Başkan da “İkinci arama komplo mu oluyor yani” deyince Kaleli, “Hayır değil. Bu konuyu çapraz sorgumda yanıtlamak istiyorum” diye konuştu.
Kaleli, Soner Yalçın’la buluştuklarında da bu konuda susmaya karar verdiklerini ifade etti.
Gençler gitsin...
Söz alan tutuklu sanık Müyesser Uğur, “Başbakan’ın, bu davaya 1 gün kala tutuklu gazetecilere ilişkin açıklamaları karşısında neler hissettiniz? Mahkemeye bir talimat mı?” diye sordu. Emniyet Genel Müdürlüğü yazısında Ergenekon terör örgütünün varlığının araştırıldığının bildirildiğine dikkat çekerek, “Olmayan bir örgütten yatmak ağrıma gidiyor. Gençleri, öğrencileri, yeni evlileri, hasta Doğan abiyi bırakın gitsinler. Bir kısmımız rehin kalalım” dedi.
Eşim ve kızım için
Nedim Şener ise “Hrant Dink cinayeti araştırmalarımın faturasını ödetiyorlar. Ergenekon operasyonlarını yapan polislerin Dink cinayetindeki ihmalini 2009’da tespit ettim. Burada karartılmak istenen Dink cinayetinin gerçekleridir. Yalçın Küçük’ü kastetmiyorum ama planda Ergenekon sanıklarının bir kısmı var. Kızım ve eşim için tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
Kitabı ben yazdım
Hanefi Avcı, şunları söyledi: “Kitabımı ben yazdım. Kimsenin haberi yoktu. Kitaptaki her şey yanlış olsa bile sonuçta düşüncedir. Tutukluluğumun makul olmadığını düşünüyorum.”
Şık’ın avukatından itiraz
Ahmet Şık, herhangi bir talebinin olmadığını söyledi. Şık’ın avukatı Fikret İlkiz, avukatlara süre kısıtlaması getirilmesine tepki gösterdi. Şık’ın avukatı Akın Atalay, “Ahmet 330 gündür tutuklu. TMK’ye göre 15 ay ceza demek” diye konuştu.
Davayı CHP milletvekili İlhan Cihaner, Uğır Dündar, Hrant Dink’in kardeşi Hosrof Dink de izledi.
12 Mart'a erteledi...
Mahkeme heyeti aralarında gazeteci Ahmet Şık, Nedim Şener, Soner Yalçın, Barış Pehlivanoğlu'nun da bulunduğu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına kadar verdi ve duruşmayı 12 Mart'a erteledi.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Kayıp Amerikalı Suriye'de bulundu: 'Hacıyım' dedi...