"Sağlıkta eşitlik unutuldu"

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, 2008 yılında SGK bütçesi 25 milyar 903 milyon açık verirken, esnaf ve sanatkar kesimiyle olan gelir-gider ilişkisi 600 milyon lira fazla verdiğini belirterek ''bu da göstermektedir ki, kuruma Devlet bütçesinden esnaf ve sanatkar için hiç aktarma yapılmamış, aksine Kurum bütçesine katkımız olmuştur. Her halde bu durum bir ilktir'' şeklinde konuştu.
 

''Esnafın sağlığı hiçe sayılıyor''

Palandöken, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile nüfusun tamamına eşit, sağlık tesislerinin ortak kullanıldığı, kolay ulaşılabilir ve kaliteli sağlık hizmeti sunumunu finanse eden Genel Sağlık Sigortası sisteminin oluşturulmasının amaçlandığını söyledi.

Esnaf ve sanatkarlar olarak sağlık hizmeti alma konusunda kendilerine eşit davranılmadığını vurgulayan TESK Genel Başkanı, krizden en çok etkilenen kesim olan esnafımız sağlık hizmetinden yararlanamadığını, esnafın yüzde 70'inin borçlu olduğunu, 2008 yılında yarısı prim yapılandırması olmak üzere 10 milyar 225 milyon TL prim ödemesi yapmasına rağmen sağlığı için yapılan harcama 38 milyon TL'de kaldığını ifade etti.

Bir önceki yıl 3 milyar 52 milyon TL sağlık harcamasından esnaf için neredeyse yok denecek kadar az sağlık gideri yapıldığını kaydeden Palandöken, ''daha açık söyleyişle, esnafımız primini ödediği halde sağlık hizmetlerinden gereği gibi yararlanamamakta, esnafımıza sağlık hizmeti verilebilmesi, ilave ödendi koşuluna bağlı kılınmaktadır'' şeklinde konuştu.

Hasta olan esnafın tedavi olabilmek için üniversite ve özel sağlık kurumlarına 12 TL, Devlet hastanelerine 5 TL ödemek zorunda bırakılmakta ayrıca reçete başına eczanelere 3 TL ödemekle yükümlü tutulmakta olduğunu belirten Palandöken, bu ilave ödentiler Sosyal Güvenlik sistemimizin sağlık hizmeti ayağını işlevsiz hale getirdiğini, esnafın sağlık primini ödediğine göre sağlık hizmetlerinden koşulsuz olarak ve ilave ödentilerde bulunmadan yararlanması gerektiğini anlattı.

''Bu, uluslararası sosyal güvenlik standartlarının da zorunlu bir gereğidir. SGK'nın bu durumu görmezden gelmesini kabul etmiyoruz. İnsanımızın rahatlıkla sağlık hizmetinden yararlanması için önlem alınmalıdır'' diyen Palandöken, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun esnaf ve sanatkarlara, işçi ve memurlardan farklı olarak, 30 günden fazla prim borçları olduğu dönemlerde, kendilerine ve bakmakla yükümlü oldukları eş, çocuk, ana ve babalarına sağlık hizmeti verilmediğinin altını çizdi.

Palandöken, ''Esnaf ve sanatkarın kendi yaşamı ile birlikte bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin yaşamı da risk altına girmektedir. Prim borcunun tahsil edilmesi, sosyal güvenlik kurumlarının görevi olduğuna göre, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, prim borcu ile ilişkilendirilmemelidir'' şeklinde konuştu.
 

Yeniden yapılandırmada esnaf tüm imkanlarını kullandı

Eski adıyla Bağ-Kur yeni adıyla 4/b sigortalılarının Kuruma olan borçlu sayısı incelendiğinde, 2009 Eylül ayı itibariyle toplam 2 milyon 80 bin 589 sigortalının yalnızca 763 bin 277'sinin Kuruma prim borcu bulunduğunu belirten Palandöken, ''Bu da geriye kalan 1 milyon 317 bin 312 sigortalının sağlık hizmetinden yararlanamadığı anlamına gelmektedir. Oysa bu sigortalılar geçmişe dönük borçlarını gecikme faizi ile birlikte ödedikleri zaman, bu ödemenin içinde sağlık primleri de yer almaktadır. 2007-2008 döneminde prim yapılandırması kapsamında esnaf ve sanatkar SGK'ya 6 milyar 166 milyon TL ödedi'' dedi.

Yeniden yapılandırma kapsamında prim borçlarını ödemek için esnafın tüm imkanlarını kullandığını vurgulayan Palandöken, şunları söyledi:

''Ödediğimiz 6 milyar 166 milyon TL'nin içinde yüzde 12'si sağlık primidir. Esnaf almadığı sağlık hizmetinin primini faiziyle ödemiştir ve karşılığını da alamamıştır. Hatta sonuna geldiğimiz 2009 yılında SGK, esnaf ve sanatkar için bir kuruş harcamamıştır. Bu da SGK'nın 2009 yılı tahmini bütçesinde sıfır olarak görülmektedir'' dedi.

Yetkililerden esnafın sağlık konusuna önem vermelerini isteyen Palandöken, ''Sağlık her şeyin başında gelmektedir. Esnafın sağlık hizmetlerinden yararlanması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Ayakta durmakta zorlandığı bir dönemde Esnafımızdan katılım payı alınmamalıdır'' diye konuştu.