‘Tek kıstasımız kamu vicdanı’

“Eczacı meslek örgütleri olarak varlık amacımız nettir: Eczacıların haklarını ve mesleğin çıkarlarını savunmak, halk sağlığının korunmasına katkı sunmak ve toplumsal fayda yaratmak. Meslek örgütü olarak, ayrıca meslek ahlakını korumakla da yükümlüyüz. Bu kamusal görevi yerine getirerek kamu idaresinin bir parçası olma rolünü de üstleniyoruz.”

‘Tek kıstasımız kamu vicdanı’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.05.2020 - 02:00

Ecz. Zafer Cenap Sarıalioğlu

İstanbul Eczacı Odası Başkanı 

Ne yazık ki “meslek örgütlerini zayıflatma, bölme, arka bahçe yapma” şeklindeki planın yeniden hayata geçirilmek istendiği günleri yaşıyoruz. Koronavirüs salgınıyla mücadele tüm hızıyla devam ederken, ekonomiden eğitime kadar pek çok alanda sorunlar varken, meslek örgütlerini “öcü” gibi göstermeye çalışmak, hedefe koymak anlaşılır olmaktan uzak bir durum. 

Türkiye’de eczacıların çatı örgütü olan Türk Eczacıları Birliği, 2 Şubat 1956 tarih ve 9223 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu ile kurulmuştur. 1. Bölge İstanbul Eczacı Odası’nın da aralarında olduğu 7 kurucu eczacı odası ile faaliyetlerine başlayan ve bugün bünyesinde 54 eczacı odası bulunan birliğimiz, 1961 Anayasası’nın 122. maddesi ve 1982 Anayasası’nın 135. maddesi ile kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanarak anayasal bir kurum hüviyetini almıştır. 

SEÇİMLERİMİZ YARGI GÖZETİMİNDE

Türkiye’nin dört bir yanındaki 54 eczacı odasına üye eczacılar, 2 yılda bir Seçim Kurulu Başkanlığı gözetiminde seçimli olağan genel kurulda bir araya gelir ve meslek örgütlerinin yönetim kadrolarını seçerler. Bu seçimlerde belirlenen büyük kongre delegeleri ise Türk Eczacıları Birliği’nin yöneticilerini belirler. 

Seçim sistemimiz, üyelerimizin yönetimlerde en demokratik şekilde temsili üzerine kuruludur. Tüm seçimlerimiz demokrasi şöleni havasında yaşanır. Her seçimin doğası gereği kazanan ekip sorumluluk alır ve 2 yıllık görev süresi boyunca yürüttüğü faaliyetleri bakımından “hesap verebilirlik ve şeffaflık” uygulamaları içerisinde denetlenir.     

64 yıllık geçmişe ve birikime sahip çatı örgütümüzün bünyesinde bugün 40 bin eczacı bulunmaktadır. Eczacı meslek örgütleri olarak varlık amacımız nettir: “Eczacıların haklarını ve mesleğin çıkarlarını savunmak, halk sağlığının korunmasına katkı sunmak ve toplumsal fayda yaratmak...”

Meslek örgütü olarak, ayrıca meslek ahlakını korumakla da yükümlüyüz. Bu kamusal görevi yerine getirerek kamu idaresinin bir parçası olma rolünü de üstleniyoruz. 

MESLEK ÖRGÜTLERİ DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜ GELİŞTİRİR

Demokrasinin tam anlamıyla var olduğu toplumlarda meslek örgütleri, kendi üyelerinin hak ve çıkarlarını savunmak için mücadele edilmesi gereken durumda, her türlü demokratik hak arama yolunu kullanır. Daha ileri giderek içinde var olduğu toplumun sorunları ile ilgili olarak, bir sivil toplum örgütü olma özelliği nedeniyle, görüşlerini ve çözüm önerilerini kamuoyuna açıklar. Yani toplumsal çıkarlar için siyasi iktidarlara bir baskı grubu olarak görevini yapar. Meslek örgütlerinin bu anlamda çok önemli bir işlevi vardır, meslek örgütleri demokrasi kültürünün gelişmesine katkı sağlar.  

KAMU YARARINI GÖZETMEK GÖREVİMİZ

Türkiye’de hiçbir iktidar, akademik meslek örgütlerinin varlığından, güçlü olmasından rahatsızlık duymamalıdır. Meslek örgütleri, faaliyetlerini yürütürken “iktidarda bulunan partiye göre” konum almaz. Kıstasımız sadece “kamu vicdanı”dır. Bizler, “İlaç hizmeti eczacısız olmaz”, “Sağlık haktır, satılamaz”, “Çocuk istismarına hayır”, “Kaz Dağları katledilmesin”, “Terörü lanetliyoruz” diyorsak;  laikliği, demokrasiyi, bilimi, aydınlığı savunuyorsak, kamu yararını gözetmeyi görev bildiğimiz içindir. 

12 EYLÜL DARBESİNDE DE HEDEF OLDUK

1956 yılından bu yana İstanbul Eczacı Odası’nın tüm yönetimleri koşullar ne olursa olsun; Cumhuriyetimizin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerinin ve aydınlanma devrimlerinin savunucusu olmuştur. İstanbul Eczacı Odası toplumsal olaylara her dönem demokratik ve insani refleksleri ile tepkisini koyarak insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü adına onurlu bir duruş sergilemiştir. Bu duruşu nedeniyle çeşitli dönemlerde iktidarlar, İstanbul Eczacı Odası’na ve eczacılara bedel ödetmek istemişlerdir. 

Örneğin 1982 yılında anayasa taslağı tartışma sürecinde odamızın yayın organı olan Havan dergisinde demokrasiyi savunan yazı kaleme aldığımız için o günkü oda yöneticilerimiz sıkıyönetim mahkemesince yargılanmış ve 3.5 ay hapis yatmıştır. 

1985 yılında haklarında soruşturma olan Türk Tabipler Birliği yöneticilerinin kongresine gönderdiğimiz, “başarılar” dileyen mesaj suç sayılmış ve oda yöneticilerimiz 12 yıl hapis istemiyle yargılanmıştır. 

Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde eski oda başkanımız ecz. Erkan Önsel 4 yıl hapis yatmış, değerli hocalarımızdan Prof. Dr. Tayfun Uzbay 9 ay tutuklu kalmış, Prof. Dr. Filiz Meriçli gözaltına alınarak sorgulamalardan geçirilmiştir.  

Eczacılar ve 64 yıllık bir geçmişe sahip İstanbul Eczacı Odası bunlar gibi pek çok antidemokratik müdahaleye maruz kalmış ve her defasında daha da güçlenerek dimdik ayakta kalmıştır.

VİCDANIN SESİ

Türkiye’de kalıcı bir demokrasi inşa edilmek isteniyorsa; hukuki bir çerçevesi olan, hiçbir kâr amacı taşımayan, kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleri engel olarak görülmemeli, meslek örgütlerinin saygınlıklarını azaltacak söylemlerden kaçınılmalıdır. Meslek örgütlerini, iktidarlara itaatkâr yapılar haline getirmek amacı taşıyan zayıflatma, bölme planlarından vazgeçilmelidir. Aksi takdirde her iktidar değişikliğinde meslek örgütleri yalpalayacak, eğreti yapılar haline gelecektir. 

Meslek örgütlerinin güçlü olması her şeyden önce devlete ve halka fayda sağlar. Örneğin koronavirüs sürecinde de görüldüğü üzere, eczacılar salgına karşı birlikte hareket ederek hızlı reaksiyon almış, vatandaşlarımıza 7/24 ilaç ve danışmanlık hizmeti vermenin yanı sıra ücretsiz maske ulaştırılması konusunda da önemli rol üstlenmişlerdir. Bu eczacıların güçlü bir örgütlülüğe sahip olmasıyla gerçekleşmiştir.

İnsanlık tarihinden bu yana var olan ve hep var olacak eczacılık mesleğinin temelinde insan sevgisi vardır. Eczacılar olarak bizler bugüne kadar attığımız her adımda kamu yararını gözettik, kamu vicdanının sesi olduk. Bundan sonra da aynı duruşu sergileyeceğiz. Eczacılık fakültelerinden mezun olup mesleğimize adım atarken “hayatımızı insanlık hizmetine adayacağımıza” yemin ettik, bizler yeminimizden dönmeyiz. 

ECZACILIK YEMİNİ

Eczacılık mesleği üyeleri arasına katıldığım bu andan itibaren

Hayatımı insanlık hizmetine adayacağıma

İnsan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime

Bilimsel kanıta dayalı bilgilerimi insanlık yararına kullanacağıma

Mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma

Hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime

Din, milliyet, ırk, cinsiyet, kültür ve politik görüş farklarının vazifemle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime

Sağlık çalışanları ile güven ilişkisi ve etik işbirliği içinde çalışacağıma

Mesleğimin gelecekteki üyelerinin yetiştirilmesine katkıda bulunacağıma

İnsanlığa daha iyi hizmet edebilmek için mesleki bilgilerimi sürekli güncelleyeceğime

Mesleğimi dürüstlük ve şerefle yapacağıma

Namusum ve vicdanım üzerine and içerim.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon