Kral Elvis'e saygıyla...
Baz Luhrmann dramatik müzikali Elvis’te, Rock’ın kralı Elvis Presley’in üstünden 1950’lerden 1970’leri kapsayan Amerika’da yolculuğa çıkıp ülkenin yaşadığı politik, sosyal, ekonomik süreçleri ve Amerikan Rüyası geleneğini gösterişli, coşkulu, enerjik, eleştirel bir anlatımla irdeliyor.

"Çocukken düşler kurardım. Çizgi roman okur, kendimi çizgi roman kahramanı olarak hayal ederdim. Şarkısız bir gün yaşanmış değildir. Yaşamınızda müzik yoksa arkadaşınız da yoktur. Şarkısız yolculuk bitmez. Ben hep şarkı söylüyorum, kendim için, sizler için."
Elvis Presley
Strictly Ballroom, Romeo+Juliet, Moulin Rouge, Australia, The Great Gatsby filmlerinin sıradışı yönetmeni Baz Luhrmann Elvis (2022) adlı dramatik müzikalinde Rock and Roll’un kralı, Amerikan popüler kültürünün ikonu , dünyanın en çok satan solo sanatçısı Elvis Presley’in yolculuğunu gösterişli, coşkulu, enerjik bir anlatımla betimliyor. Yapımcı şirket Warner Bros’un logosu bile Elvis’in ihtişamına göre tasarlanmış. Baz Luhrmann, Elvis’le birlikte izleyiciyi 1950’lerden 1970’lerin Amerikası’na dek götürerek politik, sosyal, ekonomik sorunlara odaklanıyor.
Annesi Satin kadar güçlü olmayan babasının borçlarından ötürü Elvis siyahilerin çoğunluk olduğu Memphis’in yoksul semtinde yaşar. Siyahi arkadaşlarıyla, siyahilerin kilise müziğiyle, gospelle büyür. Annesi Satin’e tapar. Elvis’in dostları B.B.King, Little Richard, Rahibe Rosetta Tharpe, Big Mama Thornton’dur. Memphis’teki Beale sokağı Elvis’in repertuarını besler. İlk sahne deneyiminde erkek izleyicinin homofobik hakaretlerine uğrar. Birden sahnede devleşen delikanlı kalçasını sallamaya kıvırtmaya başlayınca kadınlar kendilerinden geçip çığlık atarlar. Basın onu Elvis the Pelvis (Kalça Elvis) olarak tanıtır. 1955’ten itibaren Albay Tom Parker, Elvis’in menajerliğini yapmaya başlar. Kalçasını sallaması, ahlaksız, cüretkar davranışları tutucu senatörleri öfkelendirir. Elvis’in ulusun güvenliğini bozacak şekilde davrandığı, Amerikalı gençleri kötü yola sürüklediğine dair söylemler başlar.
Memphis’teki stadyum konserinde cinsellik ve şehvet suçlarından tutuklanır. Ya hapse girecektir ya da askere gidecektir. Almanya’dan ülkesine Albay’ın istediği Amerikan evladı olarak döner. B tipi Hollywood yapımlarında oyunculuk yapar. Mutsuzdur, eski asi, protest günlerine dönmek istiyordur.
Martin Luther King ve Bobby Kennedy öldürülür, Sharon Tate, Manson çetesi tarafından katledilir. Ülke çok karışıktır. Elvis’e televizyon yasağı gelir, müstechenlikle suçlanır. Siyahilerin hareketlerini yaptığı için ayrımcılık yasasını çiğnemekten hüküm giyer. Albay ile olan tuhaf, karmaşık ilişkisini film boyunca izleriz.Vietnam savaşı başlar, Beatles grubu ünlenir. Elvis’in dönüşü muhteşem olur, düşüncelerini ve mesajlarını şarkılarıyla iletir.
Elvis salt şarkı söylerken mutludur, karısı Priscilla, kızı Lisa Marie ona yetmez. Şarkı olmadan gün bitmez, yollar bükülmez diyen Elvis için müzik her şeyden, çevresinden kaçış demektir. Blues, gospel, rock, country müziği birleştiren Elvis kamyon şoförü iken dünyanın rock yıldızı olur, Amerikan Rüyası’nın en iyi örneklerinden biridir. Elvis, gerçekleşmesi olanaksız bir düşün peşindeydi, bu olanaksız düş onu hep ileriye taşıdı.
Elvis’i oynayan Austin Butler (Once Upon a Time in Hollywood) güneyli aksanı, mimikleriyle, protezleriyle başarılı bir yorum sunuyor. Suspicious Minds, Jailhouse Rock, C’mon Everybody, That’s Alright, Unchained Melody şarkılarını kendi sesiyle söylüyor. Ruhunu şeytana satmış, güdümleyici, iki kişilikli Albay Tom Parker’da Tom Hanks’in performansı etkileyici.
Görüntü yönetmeni Mandy Walker’ın görüntü çalışması mükemmel. Çevre tasarımları, kostümler, ses tasarımı olağanüstü. 1960 ve 70’lerde çok kullanılan bölünmüş ekran efektleri, grafik anlatımlar filmle bütünleşiyor. William Shakespeare’in tarihi kimliklerden yola çıkarak çok sayıda düşünceyi, olayı, temayı kaleme aldığı gibi Baz Luhrmann’da Elvis Presley’in yaşamı üstünden ABD’nin 30 yıllık tarihini özgün anlatımıyla izleyiciye sunuyor. Genç Elvis’in kilisedeki siyahi toplulukla birlikte transa geçmesi, stadyum konseri, Las Vegas sahneleri çok etkileyici.
Senaryosunu Baz Luhrmann, Sam Bromell, Craig Pearce, Jeremy Doner’in yazdığı, Austin Butler, Tom Hanks, Helen Thomson, Richard Roxburgh, Olivia DeJonge, Kodi Smit-McPhee, Kevin Harrison JR, Alton Mason, Yola, Shonka Dukureh, Luke Bracey, Natasha Bassett, David Wenham’ın oynadığı Elvis (2022) bugün gösterime girdi.

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
İktidarın 'anayasa' hesapları
-
Çakarlı cipin sahibi ne kadar vergi ödedi
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
Okuyan'dan kritik değerlendirme
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
Yılmaz Erdoğan'dan Bahçeli'ye 'teşekkür' telefonu
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı