Özgürlükçü laiklik
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Özgürlükçü laiklik

03.05.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yeni anayasada laiklik ilkesinin yer almaması ve içinde Allah lafzının yer aldığı dindar bir anayasa yapılması önerileri, bu kişinin on yıllardır savunduğu görüşler. Sadece onun değil, Milli Görüş hareketinin birçok üyesinin, yöneticisinin de geçmişte defalarca dile getirdiği, milliyetçi-mukaddesatçı siyasal geleneğin başat temalarından biri bu. Necip Fazıl’ı fikri önder kabul edenler için bu doğal bir talep.
Beklenmedik olan, bu sözlerin Tayyip Erdoğan tarafından eleştirilmesiydi. Kahraman’ın şahsi görüşü olduğunu ilan etmekle yetinmeyip sözlerini geri aldırdı. Kahraman, bir aşındırma denemesi yapmakla şimdilik kaldı. Başbakan bunu fırsat bilip, partisinin otoriter laiklik yerine özgürlükçü laikliği savunduğunu iddia etti. Bu özgürlükçü laiklik lafına mim koyalım.
Laiklik ilkesi anayasaya 1937 yılında girdi ama laik devlet anlayışı 1928’de devletin dininin İslam olduğu hükmünün ve şeriat hükümlerinin TBMM tarafından yürütüleceğini belirten cümlenin anayasadan kaldırılmasıyla başladı. Bundan önce, 1924’te halifelikle birlikte şeriye ve evkaf nezaretleri lağvedilmiş, 1926’da Medeni Kanun kabul edilmişti. Devletin din işlerinden elini eteğini çekmesi veya her türlü inanca eşit mesafede olması değil, tam tersine dini yaşamın esas düzenleyicisi olmasına dayalı bir “yerli ve milli” laiklik uygulaması 1924’ten itibaren başladı. Sünni İslam, devletin yarı resmi dini oldu ve öyle kaldı.
Önce İslamı devlet denetimi altına almak amacıyla başlatılan bu otoriter laiklik uygulaması, iktidara Sünni dindar kesimin temsilcilerinin seçimle gelmeleriyle birlikte, toplumu dindarlaştırma amacı taşıyanların devlet olanaklarına sahip olmasını sağladı. Otoriter laiklik uygulamaları dini inançlarını kendi uygun gördüğü biçimde yaşamak isteyen dindar kesimin özgürlüklerini kısıtlarken, “dindar laiklik” olarak tanımlanabilecek muhafazakâr politikalar ise, toplumun yüzde 99’unun Müslüman olduğu gerekçesiyle kamu alanını Müslümanlaştırmak, toplumu dindar kılmak amacıyla tasarruflarda bulundular. Sonuçta otoriter veya dindar laiklik -ki bir o kadar otoriterdir- uygulamaları hiçbir zaman genel olarak özgürlükçü olmadı. Ne de demokrasinin asli payandası oldu. Bir kesimin hakları ve özgürlüğü korunurken, bu diğer kesime uygulanan yasak ve dayatmalar anlamına geldi. Bugün de giderek artan biçimde iktidar aynı yolda ilerliyor.
Davutoğlu’nun özgürlükçü laikliği örneğin Alevilerin, ne gerekçeyle olursa olsun, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi talebine olumlu yanıt vermeyi içermiyor. Bu konudaki son AİHM kararını “yok hükmünde” kabul etmek herhalde özgürlükçü laiklik uygulaması değil. Askeri cuntanın dayattığı, sekiz yıl boyunca zorunlu din dersi uygulaması da. Seçmeli ders kılıfı altında Siyer, Kuran vb. derslerin kamu okullarında okutulması ve başka ders seçme olanakları daraltılarak, yer yer zorunlu seçimlik derse dönüştürülmeleri mi özgürlükçü laikliğin göstergesi? Diyanet’in ahlaklı toplum yaratma amacıyla görevlendirilmesi mi?..
Laik devletin başı olması gereken Cumhurbaşkanı’nın, imam ve hatip yetiştirme görünümlü meslek okullarında okuyanları, “sadece bu milletin değil tüm ümmetin umudu” olarak tanımlamasını özgürlükçü laiklik savunucusu Başbakan nasıl değerlendiriyor, bilmiyoruz! Dindar nesil yetiştirmek, imam hatiplerde okuyan öğrenci sayısını hızla artırmak politikasını yöneten, yönlendiren, milleti ümmet olarak algılayan ve tanımlayan bir devlet başkanı bu özgürlükçü laikliğin neresine giriyor? Kamu personelinde en hızlı artışın polis ve imam hatip kadroları olması mı özgürlükçü laiklik göstergesi? Yoksa işe alırken kimin Sünni, kimin Alevi, kimin Hıristiyan veya dinsiz olduğunun tespit edilmesi mi?
AKP yöneticileri, İsmail Kahraman’ı gerçek bir laikliği savunmak için susturmadı. Otoriter laiklikten devralınan yasa, kurum ve uygulamaların bugün dindar iktidar için olabilecek en uygun zemini oluşturduğunu bildikleri için hemen davrandılar.
Özgürlükçü laikliği gerçekten tartışmaya var mısınız?.  

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018