‘Özyönetim devrimi’: Demokratik siyasetle mi, silahla mı?
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

‘Özyönetim devrimi’: Demokratik siyasetle mi, silahla mı?

17.12.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Fırat Anlı, İMC TV’de, Türk çoğunluğu kast ederek, “Aramızdaki gönül bağının koptuğunu görüyoruz” dedi. Bunu derken, Hakkâri’den Nusaybin’e uzanan sınır hattında devletin uyguladığı bastırma, sindirme, yıldırma, ıssızlaştırma politikasına karşı Türkiye’nin geri kalanında cılız bir karşı çıkış sergilenmesini kast ediyordu. Etnik fay hattının artık bir uçuruma dönüştüğü alarmını veriyordu.
Bu ilk kez duyduğumuz bir tespit değil. KCK yöneticilerinden Duran Kalkan, aynı gün, Med Nuçe’de, “ ‘Bin yıllık kardeşlik’ söylemi de artık safsata haline gelmektedir. Ben Türkiye’de yaşayan herkese soruyorum: Nerede kaldı Türk  Kürt kardeşliği? Adam ‘bin kere başınızı ezeceğim!’ diyor. Buna kimsenin çıtı çıkmadı” diyordu. Ne var ki, bu tespit benzerliği, iki söylem ve konum arasında yatan büyük farkın görülmesine engel olmamalı.
Fırat Anlı, gazetecinin “Ne öneriyorsunuz” sorusuna, Türkiye’deki tüm demokrat kişileri, örgütleri, toplulukları, vicdanlı Müslümanları, etnik-mezhepçi politikaların ne demek olduğunu bilen Alevileri, hükümetin artık kadim güvenlik devleti politikasına dönmüş olan uygulamalarını ve hazırlamakta olduğu daha kapsamlı askeri harekâtı daha canlı biçimde potesto etmeye, bölgede yaşayanlarla daha aktif bir dayanışma içinde bulunmaya çağırıyordu. Gerçekten de bugün devletin hazırlandığı ve kısmen uygulamaya başladığı operasyon, yakın tarihimizdeki başka “askeri tedip ve tenkil harekâtları”nı akla getiriyor. Ne var ki, buna karşı Türkiye’nin Batısı’ndan güçlü bir ses ve hareket çıkmamasının yegâne nedeni, çoğunluğun Kürtlerin eşitlik talebine sıcak bakmaması değil. Ne de iktidarın aykırı her sesi hukuk terörüyle bastırması. Bunların yanında, Duran Kalkan’ın savunduğu silahlı direnişin bu göreli sessizlik ve şaşkınlık halinin ortaya çıkmasında büyük payı var.
Duran Kalkan, şehir merkezlerinde zaman zaman ağır silah kullanmaya varan şiddet yöntemlerini, “işgalci güçlere” ve “hainlere” karşı bir egemenlik hakkı olarak kullanmayı meşru gösteriyor. “Direniş kararı verilmiştir ve zafere kadar direnilecektir; bunun muğlaklaştırılması gündemden çıkmıştır” diyor. “Ne yapmalı” sorusuna, bu direniş emrinin daha çok yayılması çağrısıyla yanıtlıyor. “Kürdistan’ın bu biçimde demokratik özerklik devrimi sürecine girdiğini” ileri sürerek “sonucun da bu devrimle alınacağını” iddia ediyor. AKP’yi savunan Kürtleri de tehdit edip onların “Kürtlükle alakalarının olmadığını, onlara karşı her türlü mücadelenin yürütülebileceğini” söylüyor. Duran Kalkan’a göre, “iş bu noktaya gelmiştir ve buna seyirci kalanlar suç ortağıdır!” Taraf olmayan bertaraf olur görüşü mutlak hâkim güç olmak arzusu taşıyan her kesimde karşımıza çıkar.
Silahlı mücadele aracılığıyla yürütülecek “özyönetim devrimi” çağrısı, özünde PKK’nin, Suriye’de olduğu gibi, Türkiye’de de özerk kantonlar yaratma ve burada yönetici güç olma hedefinin yeni adı. PKK, “Batı metropollerini de direniş alanına çevirme” çağrısı yaparken Batı’da yaşayan Kürtleri de bu mücadelede karşı cephe gerisi yedek güç olarak görüyor. HDP’nin Türkiye’nin demokratikleşmesi hedefi içinde Kürt sorununun çözülmesini hedefleyen mücadelesinin de elini kolunu bağlıyor.
Bugün devletle bütünleşmiş AKP iktidarı da, siyasal mücadele yollarını kriminalize ederek, devlet terörü politikası uygulayarak, Kürt siyasal hareketinin, burada bir örnek olarak andığımız Fırat Anlı’nın veya HDP yöneticilerinin işaret ettiği yöne değil, Duran Kalkan’ın gösterdiği yöne yönelmesi için elinden gelen ne varsa yapıyor. PKK’nin HDP çizgisine doğru evrilmesini değil, Kürt siyasal hareketinin bütünüyle silahlı mücadele yörüngesine oturmasını arzuluyor. Bu etnik kamplaşma ve ondan türeyecek kanlı hesaplaşmanın AKP ve Reis’i etrafında bir kenetlenme sağlamasını bekliyor. Sınır ötesi politikalarının hepsi iflas eden AKP iktidarının, ülke içinde orduya, polise ve oluşturduğu yargı şebekesine dayanarak, kendini en güçlü olarak gördüğü alana PKK’yi çağırıyor. Suriye’deki gelişmelerle bir özgüven patlaması yaşayan PKK, buna el yükselterek cevap veriyor. Ve Fırat Anlı’nın kederli ve kırgın sesinin ima ettiği gibi, herkes devlet şiddetinin ve buna şiddet yöntemleriyle cevap vermenin işi nereye götüreceğini biliyor. En vahimi, galiba bunu arzuluyor da!

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018