Sadece kendine demokrat

Sadece kendine demokrat

30.11.2018 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Demokrasi konusunda beni en çok etkileyen efsunlu tümcelerden biri de şu:
-Herkesin aynı görüşte olduğu toplumlarda, demokrasiye gerek yoktur.
Gerçekten de çelişen görüşler, çatışan çıkarlar olmadığı sürece, bunları başkalarına karşı savunma hak ve özgürlüğüne de gerek yoktur, uzlaşma kültürüne de...
Tabii bu tümcede dile getirilen düşünceye göre demokrasi de değişik düşünceye sahip olmanın şiddete başvurmadan savunulması ve yaşama geçmesi için mücadele edilebilmesi özgürlüğü oluyor.
Herkes kendi düşüncesinin, kendi çıkarının özgürce savunulması hakkını talep eder, ama tek başına bu talep, demokrasiyi içermez. Demokrasi ancak bu hakkın herkese tanınması, hatta karşıt görüşlere de teşmiliyle olur.
Son günlerde, Selahattin Demirtaş ile Osman Kavala’nın haklarını savunanları eleştiren görüşlerin, demokrat çizgisiyle tanınan yayın organlarında da yer alması üzerine, demokrasi kavramını bir kez daha gündeme getirmek farz oldu.

***

“Benim görüşlerimi, çıkarlarımı savunmam kutsaldır” önermesini otokratlar da yapabilir. Bunun için demokrat olmaya gerek yoktur. Yani demokrasi talep ettiğiniz zaman, sizin gibi düşünmeyenlerin de haklarını ve çıkarlarını savunabilmelerini talep ediyorsunuz demektir. Başka bir deyişle demokrasiye talip olursanız, aynı zamanda sizinle karşıt görüşteki başkasının hakkına da saygı savunuculuğuna talip oluyorsunuz demektir.
Demokratik sistemlerde, farklı düşünceye saygının güvenceleri oluşturulurken, kişilerden değil, onlardan bağımsız olarak nesnel ilkelerden hareket edilir. Yani haklar ve özgürlüklerin içerikleri kişiden kişiye değişmez, herkes için aynıdır. Bu ilkelerden biri de herkesin hakkında kesinleşmiş bir karar oluşuncaya kadar masum kabul edilmesini öngören masumiyet karinesidir.
Hukukun koruyucu şemsiyesi altına alınırken kişilerin, aksi sabit olana kadar, masumiyetleri esas olduğundan, onların demokratik haklarının kullanılması talebinde bulunulurken haklarındaki suçlamalardan hareket edilmez. Zaten, masumiyet karinesi olmasaydı, suçlama tek başına yeterli olacağından yargılama sürecine de gerek kalmazdı.
Uzatmaya gerek yok. Açıkça görülüyor ki Selahattin Demirtaş ile Osman Kavalı’nın haklarını savunmak, onların görüşlerini paylaşmak demek değildir. Bu, demokrasiyi savunmaktır.

***

Bu durumda, yalnız kendine demokrat olmak tutarsızlığı içinde olmayanların tümü gibi, ben de Osman Kavala’nın bir yılı aşkın süredir, ne ile suçlandığını hâlâ bilmeden, bunca süre boyunca hakkında iddianame bile hazırlanmadan tutuklu olarak içeride tutulmasını eleştiririm. Osman Kavala ile aynı görüşe de, ayrı, hatta karşıt görüşe de sahip olsam eleştiririm.
Aksine davranış, aynı zamanda kendi bindiği dalı kesmek olan, yalnız kendi için demokrat olma durumudur.
Demokrasiyi yalnız kendi için isteyenler, gerçekte “egokrasi”yi istemektedirler.
Oysa “egokrasi” mümkün değildir. Toplumsal yaşamda ya demokrasi vardır ya da otokrasi, ikisinin arasında kimilerinin var olduğunu sandıkları “egokrasi” aslında hayaldir.
Kısacası demokratsak eğer, görüşlerini paylaşsak da paylaşmasak da herkesin hakkını savunacağız.
Demokrasi herkes için geçerli olursa var olabilir.
Ortada iki seçenek vardır; demokrasi, otokrasi, “egokrasi” diye bir üçüncü yol olamaz.
İyi ki de yoktur. Düşünsenize “Benim gibi düşünmeyenlerin hepsi aptal, benimkiyle çelişen bütün davranışlar yanlış, ancak benim yapmadığım şeyler ayıp ve günah” mantığının egemen olduğu “egokrasi”nin o abes dünyası ne kadar baskıcı ve çekilmez olurdu.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023