Daha 2019 seçimlerine 2 yıl olmasına rağmen, siyaset kulisleri şimdiden hareketlenmiş durumda. Bir yanda Meral Akşener ve arkadaşlarının kuracağı yeni sağ partinin dedikoduları, diğer yanda CHP’nin 2019 başkan adayı ve İstanbul büyükşehir kulisleri, tam gaz gidiyor.
İktidar partisi de boş durmuyor; artık partinin dümenini eline alan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘metal yorgunluğu’ teşhisiyle teşkilatlara neşter atmış durumda.
Daha iki yıl var; ancak tansiyon bu sonbahar itibarıyla yükselecek gibi...
2019’da muhalefetin gayesi, Tayyip Erdoğan’ı yenecek bir aday çıkarmak. Referandum sonuçları gösterdi ki, bu muhalefet açısından ulaşılabilir bir hedef.
Ancak yüzde 49.5’lik ‘Hayır’ blokunun dikkat etmesi gereken noktalar da var:
1.Meral Akşener ve arkadaşlarının ekim ayında kuracağı partinin medya ve iş çevrelerinde hafif bir heyecan yarattığını gözlemliyorum. Kuşkusuz ki Koray Aydın’ın katılımıyla bu hareket, ciddi bir siyasi ivme yaratır. Ancak ortada adı geçen isimlere baktığınızda, henüz geniş bir cazibe alanı olan bir merkez sağ parti hissini alamıyorsunuz. Partinin belkemiğini eski MHP’liler ya da MHP’li küskünler oluşturacaksa, bu parti olsa olsa artık bir erime sürecine giren MHP’ye alternatif olacaktır. MHP’nin alternatifi olmayı azımsamıyorum ve bütün yoklamalar, Meral Hanım’ın bir parti lideri olarak ‘Bismillah’ dediği anda yüzde 20’lik bir potansiyeli olduğunu gösteriyor. Ancak amacınız Tayyip Erdoğan’ı yenmekse, bu yeterli değil.
2.Türkiye’nin asıl ihtiyacı, gerçek bir sağ-muhafazakâr parti. CHP, sol ve laik kesime; HDP, sol, sosyalist ve Kürt tabana hitap ediyor. İktidar partisi ise, ilk çıkışındaki reformist misyonundan çok uzak, bir kişilik kültü ve devlet imkânlarının dağıtımına odaklı kurumsal bir kimliğe dönüştü. Boşluk, merkez sağ ve muhafazakâr tabanda. Akşener ve arkadaşları, sadece Neo-MHP kimliğine hapsolursa, Meclis’e girer ancak gerçek anlamda iktidar alternatifi olamaz.
3.Akşener ve arkadaşları, MHP alternatifi yerine daha geniş tabanlı bir sağ kadro ve vizyonla ortaya çıkar, bunu gerçekten Özal’vari bir söylem ve demokrasi vaadiyle besleyebilirse, durum değişir. O zaman ‘öteki yüzde 50’den oy alabilirler.
4.CHP’deki tartışma, hâlâ Ekmeleddin Modeli’nin doğru olup olmadığı. Yani Tayyip Erdoğan’a alternatif merkez sağ ve muhafazakârlardan oy alabilecek bir isme mi yönelmeli, yoksa CHP tabanının daha benimseyeceği, sol ve laik hassasiyetleri taşıyan (hatta Kürt seçmene de sempatik gelen) biri mi olmalı. Kulislere yansıyan, CHP genel merkezinin Ekmeleddin Modeli’ne daha sıcak baktığı, İlhan Kesici gibi merkez sağ isimlerin adaylığının tartışıldığı yolunda. Ben bu hesabın iyi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Birinci tur ve ikinci tur senaryoları ve Meral Akşener’in olası çıkışının etkisi de düşünülmeli. Belki de CHP’nin İlhan Kesici değil birinci turda Özgür Özel ya da Gürsel Tekin gibi tabandan gelen bir CHP’liyi çıkarması daha makul olacaktır. Dedim ya, bu hesap-kitap işi; CHP’nin artık hata yapma lüksü yok.
5.Kürt seçmenin en az yarısı, yani yaklaşık yüzde 10’luk bir blok, ilk turda HDP’nin adayına oy verecektir. Ancak ikinci turda bu seçmenin kime oy vereceği, 2019’da Türkiye’nin başına kimin geçeceğini belirleyecek. Siyasi partiler, sanki böyle bir durum yokmuş gibi ‘Kürt’ lafını ve meselesini ağzına almadan, sanki o seçmeni yok sayıp son anda ‘Alo’ dediklerinde, Kürtler koşa koşa oy verecek sanıyor. Yanılıyorlar.
2019’da ne yapmalı?
Yazarın Son Yazıları
Yaklaşan facia
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?
Bu mu devlet aklı?
Lale Devri bitti!
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter
Avrupa ile yakınlaşmak için
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?
Alis harikalar diyarında
Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar
Brunson’la takas fikri kimden çıktı
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı
Sessizlik
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?
Batı’yla pazarlık
Osmanlı bu değildi
Yeni dönem ne olur?
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz
Hüzün
Sonuçlara bir de böyle bakın
Kazanacağız
25 Haziran Türkiye’si
Emanetim sende saklı
İki seçim arası
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim
Oyun büyük
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i
Ben sana iktidar olamazsın demedim...
Sessiz çoğunluk
Burası Rusya değil kardeşim
Ne yapmalı?
Dip dalga ne gösteriyor?
Baskıda kaosa geçiş süreci
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?
Attım bunu cebe
Bilinenler, bilinmeyenler
Piyesin son sahnesi
Diktatörlüğün sıradanlaşması
CHP’nin zor kararı
İki çift lafım var...