Darbe girişimi sonrası Türkiye'nin anlaştığı lobi kuruluşu
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Darbe girişimi sonrası Türkiye'nin anlaştığı lobi kuruluşu

07.08.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Ankara’nın Gülen cemaati ve devlet içindeki yapılanmasına yönelik ülke genelinde başlattığı geniş çaplı muharebenin ikinci ayağı, yurtdışında yaşanacak.

Tevkifatların geniş tutulması ve darbecilerle birlikte hareketin açık-kapalı tüm unsurlarına yönelmesi, Gülen cemaatinin bundan sonra Türkiye’de kolay nefes alamayacağını gösteriyor.

Bu yüzden asıl mücadele alanı, Batı kamuoyunda olacak. Gülen hareketi binin üzerinde okuluyla dünya çapında bir örgütlenmeye sahip. Ancak en önemli ayağı, Fethullah Gülen’in de yaşadığı ABD. Bu yüzden ABD nezdindeki yasal “iade” işlemlerinin yanında, Ankara’nın Amerikan kamuoyunu da kazanmak için bir dizi girişim başlattığını görüyoruz.

Darbenin hemen sonrasında Türkiye, APCO isimli halkla ilişkiler şirketi ile anlaştı. ABD’de yabancı bir ülke için hizmet veren halkla ilişkiler ve lobi şirketleri, bunu beyan etmek zorunda. Bu yüzden Ankara’nın APCO’ya darbe sonrası gelen 2 haftada “kriz yönetimi” için 74 bin dolar ödediğini biliyoruz. Tahminim, Cumhurbaşkanı’nın dünya basınına art arda verdiği röportajlar da bu çalışmanın bir sonucu. Ama asıl hedef, Amerikan kamuoyunda Gülen hareketinin oluşturduğu tehdide yönelik bilinç arttırmak ve çeşitli makalelerle 15 Temmuz’u anlatmak.

Bunun yanında Ankara son bir küsur yıldır Gülen’e yönelik ABD içindeki hukuk mücadelesini Amsterdam & Partners isimli hukuk firması üzerinden yürütüyor. Bu firmanın faaliyetleri arasında sadece Gülen’i iade talebi değil, ABD’de sayıca hayli fazla olan cemaat okullarıyla ilgili hukuki süreçler var.

Ankara’nın istediği, başta Teksas olmak üzere ABD’nin farklı yerlerine yayılan ve çoğunluğu “vakıf okulu” statüsünde olan Gülen bağlantılı okulların FBI tarafından mercek altına alınması. Gülen’i bu okullar üzerinden yakalamak istiyor.

Ankara açısından buradaki zorluk, okulların ABD yasalarına göre kurulmuş ve “vakıf okulu” statüsü kazanmış yasal kurumlar oluşu. Ve de genelde Amerikan sisteminin her türlü dini, cemaatsel ya da etnik oluşumlara toleranslı oluşu.

Geçmişte Teksas Harmony gibi cemaat okulları FBI soruşturması geçirdi fakat Amerikan hükümeti bu okullarda “himmet” ve “şeffaf olmayan karar verme süreçleri” dışında büyük bir illegalite bulmadı. Cemaat de bu konularda uyarıldı.

Okulların Amerikalıların da içinde olduğu yönetim kurulları var. Türkiye’nin anlatmaya çalıştığı (ki FBI’nın da geçmiş bulguları bu yönde) asıl karar verici organların yönetim kurulları değil “merkezi bir Gülen sistemi” olduğu ve atamaların “liyakat” değil farklı örgütsel saiklerle yapıldığı.

Kapalı kapılar ardında Ankara ABD’li yetkililere, Gülen’in iade sürecinin Amerikan yargı sistemi nedeniyle zora girmesi durumunda, okullar üzerinden bir FBI soruşturmasının gündemde tutulmasını teklif ediyor. (Yani Al Capone modeli. Nihayetinde Al Capone, mafya ilişkilerinden değil vergi denetimi yüzünden yakalanmıştı.)

Ancak ABD’de okullar dışında birçok derneği olan Gülen hareketi de boş durmuyor. Geçmişte Washington ve Brüksel’de lobi çalışmaları için ABD’nin en büyük halkla ilişkiler şirketleri arasında olan Burson Marstellar’ı tutmuştu. Bildiğim kadarıyla bu ilişki devam ediyor. Bu anlamda Bush döneminin Beyaz Saray sözcülerinden Karen Hughes’un da bir süre Teksas’taki Harmony okullarının iletişim kampanyasını götürdüğünü biliyoruz. (Hughes’un hâlâ bu konuda çalışıp çalışmadığı konusunda bilgi sahibi değilim.)

Bir de işin lobi ayağı var. Kongre nezdinde lobi faaliyetlerini ancak “lobici” diye lisans almış şirketler yapıyor. Ankara uzun zamandır Gephardt lobi grubuyla çalışıyor. Yıllık lobi faaliyetlerinin faturası, alt yükleyicilere ödenen ücretler dahil, 1.7 milyon dolar. (Washington standartlarında çok yüksek değil.)

Gülenciler ise yakın zaman önce Demokrat Parti’nin ağır toplarından (ve Bill Clinton’ın eski özel kalemi) John Podesta’nın kurucusu olduğu lobi şirketi Podesta Group ile anlaştı. Şirketin şimdiki yöneticisi, Podesta’nın kardeşi Tony Podesta. John Podesta ise Hillary Clinton’ın seçim kampanyasını yürütüyor. Ne kadara anlaştığı konusunda henüz bir bilgi yok.

Bütün bunlardan yola çıkarak söyleyebileceğimiz 2 somut gerçek var: Bir, bundan sonra asıl mücadele Washington’da yaşanacak. İki, Amerika son derece karmaşık dengeleri olan bir yer...

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018