Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Erdoğan’ın imzalamak istemediği dosya
Adil olmak isteyenin gücü yok, güçlü olan ise adil değil. Krizimizin sebebi bu...
Gazetemizde Çağdaş Bayraktar imzalı haberle okudunuz. 28 Şubat davasından dolayı hapiste bulunan emekli Orgeneral Çetin Doğan mide kanaması geçirdi.
Dün Çetin Paşa’nın eşi Nilgül Hanım’la görüştüm. Daha önce endoskopi ve kolonoskopi için hastaneye giden Çetin Paşa’ya, üç ay sonra için gün verildiğini anlattı. Buca Cezaevi’ndeki mahpusların Atatürk Araştırma Hastanesi’ne götürüldüğünü hatırlatan Nilgül Hanım, burada da bayram üzeri uzman doktor bulunamadığını söyledi.
83 yaşındaki Çetin Doğan, dün koğuşta kendi kendini tedavi etmeye çalışıyordu. Gardiyanlar saat başı durumunu kontrol etmek için koğuşuna gidiyordu. Ailesi ise mide kanamasının ağır kalp hastalığını tetiklemesi korkusunu yaşayarak sık sık cezaevi idaresini arıyordu. Ayakta kalmaya çalışan Çetin Paşa’nın cezaevinden tek isteğinin haşlanmış patates olduğunu öğrendim.
Derken...
Cezaevinde olan bitenden kafayı kaldırınca meselenin başka boyutlarını öğrendim. Çetin Doğan’ın tahliye dosyası Erdoğan’ın önüne kadar gitmişti. Ama Erdoğan, atması gereken imzayı atmayarak Çetin Doğan’ın yaşadığı işkenceyi izlemeyi seçiyordu.
RAPORLARI ‘KALAMAZ’ DİYOR
Şöyle anlatayım...
28 Şubat davası mahpusu 85 yaşındaki Vural Avar, 20 Aralık’ta cezaevinde hayatını kaybetti. Kamuoyunda infial yaratan olayın ardından, Adalet Bakanlığı, 2 Ocak tarihli genelgeyle, sürekli hastalık ve kocama hali bulunan mahpusların cezalarının hafifletilmesi ve kaldırılması için genelge yayımladı. Genelgeyle birlikte 28 Şubat sanıkları, tıpkı diğer mahpuslar gibi Adli Tıp’a sevk edildi.
Bugün dava kapsamında hapiste 5 emekli general bulunuyor. Çetin Doğan 83, Fevzi Türkeri 82, Yıldırım Türker 82, Cevat Temel Özkaynak 78, Erol Özkasnak 77 yaşında.
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu, generallere ayrıntılı bir sağlık taraması yaptı. Hepsinin kronik hastalıkları çıktı. Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Cevat Temel Özkaynak hakkında oybirliği ile “kocama hali var” raporu verildi. Raporlar nisan ayında savcılıklara gönderildi.
Bir detay daha...
Erol Özkasnak ve Yıldırım Türker hakkında ise “Du¨zenli takip edilmesi gereken kronik hastalıkları var ama kocama hali yok” raporu çıktı. Bu durum da kafa karıştırdı. Nitekim rapora bazı doktorlar da şerh düşmüş ve rapor oyçokluğu ile çıkmıştı.
Savcılığın da kafası karışmış olacak ki öğrendiğime göre Adli Tıp’tan, iki general için daha net bir açıklama istedi. Gelen yanıtla birlikte kronik hastalıkları olan iki ismin de cezaevinde kalamayacağı netleşti.
SORUMLUSU ERDOĞAN
İşte bundan sonra aslında rutin bir süreç başladı. Dosyalar infaz savcılıklarından Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Konuştuğum bakanlık kaynakları, seçim sürecinin hengamesine rağmen, beş generalin “cezaevinde kalamayacak kadar hasta” olduğunu ifade eden dosyalarının, Cumhurbaşkanlığı’na iletildiğini söyledi.
Süreç o kadar tamamlanmıştı ki...
Generallerin tahliyesi sonrası kalacakları adresin tespiti bile karakollar tarafından yapılarak dosyaya eklendi.
İşte bu noktada, nedense dosyalar, bir süredir cumhurbaşkanının imzasını bekliyor. İmzanın ardından, zaten hapisten çıkması gereken generaller çıkacak. Konuştuğum hukukçular Erdoğan’ın bu konuda takdir yetkisinin de olmadığını ifade ediyor. Bunun bir görev olduğunun altını çiziyor. Yani Adli Tıp “hasta” dedikten sonra, cumhurbaşkanı “Bence sağlıklı” diyemiyor.
Buna rağmen Erdoğan, okuduğunuz yazının yazıldığı saatlerde, halen imzasını atmamıştı. Haliyle 83 yaşındaki Çetin Doğan’a işkence devam ediyordu. “İşkence” diyorum, zira hastalığına rağmen bir mahpusu içeride tutmaya devam etmek işkencenin ta kendisi. Vural Avar örneği ortada. Bundan sonra beş yaşlı generalin başına geleceklerin sorumlusu belli.
Peki neden? Neden 71 yaşındaki Hizbullahçı Mehmet Emin Alpsoy, Saadet Partili sandık görevlilerini katleden 75 yaşındaki Hacı Sülük serbest bırakılırken hastalığı kanıtlanmış Çetin Doğan’ın da aralarında olduğu generaller içeride tutulmaya devam ediyor?
Hemen herkes bunun siyasi bir karar olduğunda hemfikir. Bugüne kadar cumhurbaşkanından aman dilemeyen af istemeyen generaller, hapiste gördükleri işkenceyle fiilen ikinci kez cezalandırılıyor. “Atılamayan imza”nın gerekçesi de bu.
Gücün adil olduğunu ancak kalemlerin de kılıçların da eşit davranmasından anlarsınız.
Not: Gazeteci Merdan Yanardağ’ın tutuklanması, hukuk eliyle yanan zorbalık ateşine yeni bir odun oldu. Yanardağ’ın özgürlüğüne kadar anlatacaklarımıza bir konu daha eklendi. Umarım hapisliği uzun olmaz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Emekliye iyi haber yok!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev