‘Gardırop Erdoğancılığı’ ve ‘reisçilik putu’
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

‘Gardırop Erdoğancılığı’ ve ‘reisçilik putu’

12.08.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Peygamber, “La ilahe illallah”, “Allah’tan başka ilah yoktur” dedi. Devesinden indi, asasını havaya kaldırdı. Önündeki ilk puta darbe indirdi. Kendilerinden marifet beklenen Hübel, Lat, Menat, Uzza... Yüzlerce put birer birer yıkıldı. Ancak “put yapma” da “put yıkma” da bitmedi. Put, aksi sanılsa da bir heykel değildi. Üzerine iktidar elbisesi giydirilmiş, büyüdükçe de insandan uzaklaşmış bir hikâyeydi. Kimi zaman taştan topraktan, kimi zaman etten kandan, kimi zaman paradan ya da güçten putlar yaratılmaya devam etti. Eksik olmasınlar, her devrimci de eylemine “putları yıkıyoruz” diye başladı.

Ardında elif ve vav harfli tablo. Önünde ay yıldızlı bayrak. Solunda kimsenin okumadığı ama “çok kazandıran” bir dergi. Yorulduğunda AKP logolu bardağa uzanıp dudağına götürüyor. “La ilahe illallah” demiyor ama devrin anahtar kelimelerini sıralıyor: “Reis sevdalısıyım, teşkilattan yetişmiş bir insanım”.

Kim olduğunu bilmediğimiz ama adını sürekli mafyayla, uyuşturucu baronlarıyla, AKP’li siyasetçilerle, cinsellik öyküleriyle andığımız Aliye Uzun; Sedat Peker’e yanıtına böyle başladı. Peker, Roya Abidini isimli bir kadının kayıt dışı parasını kurtarmak için, Burhan Kuzu’nun kendisinden yardım istediğini söylemişti. Dediğine göre Kuzu ile Abidini’yi, Aliye Uzun tanıştırmıştı. Kuzu’yu, uyuşturucu baronu Zindaşti ile de Aliye Uzun’un tanıştırdığını hatırlattı. Uzun’un verdiği yanıtın öyküsü de böylece başlamış oldu.

GÖRÜNÜR SEBEP VATANDAŞLIK

Gerçekten de Uzun, daha önce söylediği bir şeyi tekrar etti. “Zindaşti’nin ülkemize yatırım yapacağını düşündüğüm için Burhan Hoca ile tanıştırdım” ifadeleriyle bağlantının kendisini olduğunu kabul etti.

Geçen yıl İsmail Saymaz’a verdiği röportaj sayesinde ilişkinin bu kadar olmadığını da anlıyorduk. Zindaşti’yle gönül ilişkisi sorulduğunda “öyle bir şey oldu” demiş, “flörtleşme gibi” diye devam etmişti. 

Teşkilattan Aliye Hanım”ın Zindaşti’yle daha derine inmesi sadece “duygusal” değil...

Uyuşturucu Baronu Zindaşti’yi, Aliye Uzun üzerinden Burhan Kuzu ile buluşturan görünür rica “vatandaşlık”tı. Şimdi çarşıda pazarda dağıtılan Türk vatandaşlığı, Zindaşti’ye verilmiyordu. Sebebi de sır değil. Tonlarca uyuşturucu ile yakalanan, Ergenekon kumpasında Zekeriya Öz’ün gizli tanığı olan, adı bir dizi cinayetle anılan adama neyse ki devletin güvenlik bürokrasisi vatandaşlığı uygun bulmamıştı! İşte bu durumda Burhan Kuzu devreye girmiş, aldığı ihale mafyanın pençesine düşmesiyle sonlanmıştı.

MAFYANIN AĞINDAKİ KUZU

Bedava sanmayın. Bu iş farklı bir yolla oluyor. “Okunmayan ama çok kazandıran dergi” dedik ya. Zindaşti, Aliye Uzun’un vatandaşlık işi için 650 bin lira istediğini, Uzun’un dergisine 100 bin lira verdiğini söylüyordu. “İş takibi ve danışmanlık yapıyorum” diyen ve bunu da para karşılığı yaptığını söyleyen Uzun, hem vatandaşlık işini hem de dergiye verilen parayı kabul etti. 

Burhan Kuzu, “iş takibi” yapan Uzun için kritik bir istasyondu. Zira Cumhurbaşkanlığı hattından açtığı telefonlarla bir dediği ikiletilmiyordu. Bunları da aslında hem Burhan Kuzu hem muhatapları kabul etti. Zindaşti’yi bırakan hâkim de  bırakmayan hâkimler de, kendilerini Burhan Kuzu’nun aradığını açıkladı. Burhan Kuzu Zindaşti’nin vatandaşlığı için aracılık ettiğini de hâkimleri aradığını da itiraf etti. Sedat Peker’in videolarından sonra, gazetemizde, Zehra Özdilek’in haberinden öğrendik ki, Burhan Kuzu yalnız Zindaşti’nin değil, onun kanlısı Orhan Ünğan’ın da işlerini görmüştü.

Peki Burhan Kuzu, bu illetin pençesine nasıl düştü? Onu da öğrendik. Zehra Özdilek’in haberi, “Naci bana kumpas kurdu” diyen Burhan Kuzu’nun özel hayatına dair bir kaset çekildiğini ve kendisine bununla şantaj yapıldığını ortaya çıkarıyordu. Görüntüler, polisin operasyonuyla Zindaşti’nin telefonundan çıkmıştı.

ZİNDAŞTİ’NİN KUCAĞINDAKİ FOTOĞRAF

Aliye Uzun’a tekrar dönelim. Peker’e verdiği cevapta, Zindaşti’den şikâyetçi olduğunu söyledi. Tutanağını da gösterdi. Gerçekten de 26 Mart 2016 tarihinde, Sarıyer Asayiş Büro Amirliği’ne, Zindaşti’yi şikâyet etmişti.

Neden mi? Sebebi o gün yaşanan bir silahlı çatışma.

Uzun ile Zindaşti, al-verli ilişki kurarken, o günlerde sahiden birbirine düştü. Zindaşti, taahhüt ettiği parayı vermeyince, Aliye Uzun ondan ilginç bir şekilde intikam aldı. Zindaşti, iki gün sonra, 28 Mart 2016 günü, polise verdiği ifadede kopuşlarını şöyle anlattı:

Yeğenime Aliye Uzun’u arattım. Kimliğin henüz çıkmadığını, kimlik çıkmadan da herhangi bir ödeme yapmayacağımızı söylettim. Aliye Uzun da kucağıma oturduğu fotoğrafı internete koyacağını söyledi. Bir süre sonra yeğenim olan Emel D. aradı. ‘Dayı Aliye senin uygunsuz fotoğraflarını yayımlamış’ dedi. Aliye’yi arattım. Aliye ‘Beni ve partimi karşınıza almayın, benim dergimin vergisini ödeyin’ dedi.

Zindaşti’nin yeğeni de bunu doğruladı. Yalan söylüyorlar diyebilirsiniz. Ancak Aliye Uzun tarafı da hikâyeyi doğruluyor. Uzun ile aynı gün ifade veren, “iş arkadaşı” Ömer Erdal Akkartal da şantaj olayını şöyle anlatıyor:

Aliye Uzun aradı. Telefonu açtığımda Aliye ağlıyordu. İranlı olduğunu bildiğim Naci (Zindaşti) isimli şahsın kendisini aradığını, Naci ile çekilmiş fotoğrafını Twitter’da paylaştığı için hakaretler ettiğini, tehdit ettiğini söyledi. Bunun üzerine Naci’nin kullandığı telefonu aradım.”

Aliye Uzun’un kucak fotoğrafıyla Zindaşti’ye şantaj yapmasının ardından, telefonda iki erkek kavga etti. Ardından Sarıyer’de silahlı çatışmaya girdiler. İşte Aliye Uzun’un “Zindaşti’den şikâyetçi oldum” dediği hadise buydu. Yani artık olmak zorundaydı!

‘KULE’DE TOPLU SEKS BULUŞMASI

Bu kadar değil...

Zindaşti, kucağındaki Uzun ile tanışıklığını da anlattı:

Arkadaşlarımla haftada bir iki defa âlem yaparız. (...) Aliye’yi aradım ve 6-7 kız için kendisiyle kız başına 500 Avro’dan anlaştık. Aliye kızlarla birlikte daireme geldi. Misafirlerim Aliye’nin getirdiği kızları seçip odalarına geçti. Bana da Aliye Uzun kaldığı için onunla ilişkiye girdim. Aliye Uzun ile bu şekilde tanıştım.

Türkiye’nin ünlü “kuleleri”nden birinde, haftada 1-2 yaşanan partide, hangi siyasetçiler hangi zavallı kadınlar vardı bilmiyoruz. Ancak tüm parçalar yan yana gelince, “iş takipçileri”nin olağanüstü ricaları için Cumhurbaşkanlığı hattını bile kullanan Burhan Kuzu’nun, içinde bulunduğu şartları daha iyi anlıyoruz.

KUZU’NUN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜNÜN KAYNAĞI

Seks partileri, şantaj, mafya, uyuşturucu, çatışmalar, cinayet ile örülü hikâyenin özeti Aliye Uzun’un anlattığı pankartta gizli. Türkiye, “iş takipçisi” olan, “partimi karşınıza almayın” diyerek iş gören Uzun’u, 15 Temmuz’un 2. yıldönümünde Trump Towers’tan sallandırdığı “1. Başkan Erdoğan” pankartıyla tanıdı. Erdoğan’ın resmi, “Reis sloganları”, “din-iman-vatan-millet” edebiyatı bu çürümenin örtüsü olmuştu. 

Ölümünüzdeki şüphenin kaynağı genellikle yaşamınızdaki şüphedir. Şüpheli bir hayat süren Kuzu’nun “ecel saati”ne doğal olarak kimse inanmadı. Hele Kuzu ile neredeyse aynı gün, onunla fotoğraflarıyla gündeme gelen Fatma Mavi isminde bir kadın öldürülüp cinayete yangın süsü verilince, işler daha da karmaşıklaştı. 

Bir zamanlar putlara savaş açtıklarını söyledikleri bir “dava”ları vardı. İktidarda olmak, o davanın yerine; gücün, paranın, makamın putlarını koydu. Kaçınılmaz; “dava” denilen içi boşalmış hikâye, artık “gardırop Erdoğancılığı”na dönüştü.Mana”; yerini Aliye Uzun’un başkan pankartına, masasındaki AKP logolu bardağa, anahtarlığındaki maskota bıraktı. Tapılan “Reisçilik putu”, “maneviyat” dedikleri değerlerin çekici oldu.CeHaPe zihniyeti reisimizi öldürmeye çalışıyor” diyen Aliye Uzun’un çekici de videosundaki “Arabama binip Ankara’ya gidiyorum, bakanlıklara giriyorum” diyen sözlerinin içinde, devletin zirvesindeki fotoğraflarının ucundaydı.

Siz bakmayın heybetlerine. Safa Tepesi’ne dikilen “İsaf” ile Merve Tepesi’ne dikilen “Naile”nin mitolojisini Diyanet Ansiklopedisi şöyle anlatıyor: “Kabileleri hac için Mekke’ye geldiğinde bu ikisi Kâbe’ye girmiş, orada baş başa kaldıkları bir sırada cinsel ilişkide bulunmuş ve hemen ikisi de taş haline gelmiştir.” Aslında ibret olsun diye dikilen putlarının önünde, bir süre sonra tapınanlar o kadar çoktu ki, onları yıkmak işin aslını anlatmaktan daha kolay hale gelmişti.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025