Kusura bakmayın Ethem Sancak haklı!
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Kusura bakmayın Ethem Sancak haklı!

07.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Dünya Savaşı’ndan sonra Fransız bir diplomat dedi ki ‘Biz Almanya’yı seviyoruz. O kadar çok seviyoruz ki, iki tane Almanya olsun istiyoruz.’”

Hikâyeyi anlatan CIA’nın eski şeflerinden Graham Fuller. Öykünün, son günlerin tartışmasıyla bir ilgisi var...

AKP’den tasfiye edilen MKYK üyesi Ethem Sancak geçmişte Aydınlıkçıydı. Sonrası biraz karışık. Bir dönem sahibi olduğu medya ile Ergenekon kumpasını destekleyen Sancak, “tanık” olarak Zekeriya Öz’e şunları söylemişti:

“Ben iş hayatına atıldıktan sonra Doğu Perinçek’le aramızda herhangi bir ilişki kalmadı. Hatta beni kapitalist olmakla suçladığı için 1992’den beri görüşmemekteyiz. Kendisiyle herhangi bir irtibatım yoktur.”

Siyasi çizgisini FETÖ’cü savcıya şöyle anlattı:

“Ben TESEV’in de üyesiyim. Bu vakfın başkanı Can Paker’dir ve bu vakfın faaliyetlerini de Aydınlık grubu Sorosçu olarak vasıflandırmaktadır.”

Devamında Soros’un mücadelesini tanıtan Sancak, neredeyse “Sorosçuyum” diye bağırıyordu.

Eski Aydınlıkçılığın yanına, bir de Sorosçuluğu ekleyen Sancak, Fethullahçı da oldu. FETÖ’nün medyadaki vitrinlerinden Ekrem Tufan Aytav’ın “Aydınlık’tan Kaçanlar” kitabında, o da kaçış hikâyesini anlattı. Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret etmekle kalmamıştı:

“Başında Hocaefendi’nin bulunduğu hareket, ahlaklı Müslüman bireyi inşa etmek ve bunu bütün dünyaya yaymak ve örnekler oluşturarak insanlığı sürece çekmek noktasında fikri ve içtimai bir topluluk inşa etti. Kendimi bu harekete ait görüyorum.”

“Her aşk ilk aşktır” diyorlar ya...

Ethem Sancak da “tanıdıktan sonra gördüm ki böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor” dediği Erdoğan sayesinde hem AKP MKYK’ye girdi. Onun desteğiyle savunma sanayisinin yıldızı oldu. Hem de Erdoğan’ı destekleyen Aydınlık’a geri döndü. Grubun kurumlarında görev almaya başladı.

SANCAK’IN İŞTEN ATTIĞI GAZETECİ

“Neci olayım abime” diyen Sancak’ı AKP de taşıyamadı. “Biz Amerikan’ın desteğiyle iktidara geldik” sözlerinden disipline verilince, istifa etmek zorunda kaldı.

Gerçi, Sancak’ın tasfiyesi için başka şeyler konuşuluyor. Geçen günlerde Rusya’ya giden Sancak, Türkiye’nin Ukrayna’ya Bayraktar satışını örtülü dille eleştirmişti. Sancak’ın Türkiye’nin Ukrayna’dan operasyonla getirdiği Hablemitoğlu cinayeti sanığı Nuri Gökhan Bozkır’la tanımlanamayan ilişkisi de buna tuz biber ekmişti. Öyle anlaşılıyor ki “Amerika desteği” sözleri bahane oldu.

Peki Sancak haksız mı? AKP-Erdoğan, ABD desteğiyle iktidara gelmedi mi?

Bunu belki de en güzel anlatan iktidara yakın bir gazeteci. Hem de Ethem Sancakzede bir gazeteci, Nasuhi Güngör.

Güngör, Erdoğan’ı eleştiren bir gazeteciydi. Sonrasında Erdoğancı olmuştu. Bu sayede TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanlığı’na kadar yükselmişti. Aynı zamanda Ethem Sancak’ın medyasında yazıyordu. Gelgelelim, Davutoğlu’yla gergin bir ilişkisi vardı. Onun başbakanlığı döneminde TRT’den tasfiye edildi. Hükümete yakın A Haber’de “AK Parti artık yoluna Ahmet Davutoğlu ile devam edemez” sözleri olay oldu. Söylediği gibi, AKP Davutoğlu ile devam etmedi ama o günlerde, Güngör durumun farkında olmayanların hedefine kondu. Sancak’ın gazetesindeki işine de son verildi. Davutoğlu’nun gidişinin ardından iade-i itibar verilen Güngör, bugün Meclis Başkanı’nın danışmanı.

Nasuhi Güngör’ün AKP iktidarına giden yolda ABD desteğini ele aldığı “Yenilikçi Hareket” isimli bir kitabı var. “Camianın içinden bir gazeteci” olarak Güngör’ün yazdıkları, dönemi anlamak isteyenler için el kitabı gibi.

ABD’NİN LİDER ADAYI

Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’ın, 1 Ekim 1994’te başlayan ABD gezisini değerlendiren Nasuhi Güngör, “Türkiye medyasının ağırlıklı yorumu, ‘Hoca’nın vize almak için ABD’ye gittiği’ şeklindeydi” ifadelerini kullanıyor. Ancak Erbakan’ın ABD’de yaptığı konuşmaların kendisine olan şüpheleri artırdığını söylüyor. Ruşen Çakır’ın bu gezi sürecinde konuştuğu iki ABD’li diplomata dayanarak Güngör şu aktarımı yapmış:

“Çakır’ın adını vermediği diplomatın sorusu ise neredeyse geçen altı yılın gündemini ortaya çıkaran bir vurguya sahipti: ‘Bu partide genç bir lider adayı yok mu?’ Görüşmede bulunan bir başka diplomat ise Çakır’ın ifadesiyle soruyu daha da geliştiriyordu. ‘Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğe soyunduğu doğru mu?’”

Güngör’e göre, ABD’nin, “Erbakan’a karşı Erdoğan” formülü, o yıllara dayanıyordu.

Güngör, ABD’nin Erdoğan’ı keşfinin tarihinde bir yolculuğa çıkarak şu ifadeleri kullanmış:

“Erdoğan daha RP Beyoğlu İlçe Başkanı iken dönemin ABD Büyükelçisi Morton Abromowitz’le tanıştırılmıştı.”

Görüşmelerin devam ettiğini söyleyen Güngör, 15 Ekim 1996 tarihinde, Abromowitz’in Erdoğan’ı belediye başkanlığı makamında ziyaretine konuyu getiriyor. Büyükelçinin Erdoğan’a “Türkiye’nin geleceği için çok önemlisiniz” dediğini hatırlatan Güngör, devamında şunları yazıyor:

“Bu görüşmenin ardından Erdoğan’la ilgili ‘Erbakan’ın veliahtı’ benzetmeleri yerini hızla, ‘geleceğin lider adayı’na bıraktı”.

ABD’DEKİ LOBİLERLE GÖRÜŞME

2002 yılının ilk ayında çıkan kitap, AKP henüz iktidara gelmeden, arkasındaki dış desteği resmen tanımlamış gibi. Güngör, Erdoğan’ın yeni bir harekete hazırlanış hikâyesinde, sırtındaki büyük elin ABD olduğunu da gözler önüne seriyor.

Güngör’ün, yıllar sonra seçim kampanyasında gündeme geldiğinde geri adım attığı o satırlar da bu kitaptaydı:

“Erdoğan, 2000 yılı mayıs ayında ABD’ye yaptığı gezide, uzun süredir orada yaşayan Fethullah Gülen’le de bir araya geldi.”

Erdoğan’ın “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan ceza almasının ardından, ABD İstanbul Başkonsolosu Caroline Huggins tarafından destek ziyaretiyle onurlandırıldığını hatırlatan Güngör, bunun Ankara ile Washington arasında krize neden olduğunu söylüyor. Ancak Washington, Erdoğan’ın arkasında olduğunu, bizzat Dışişleri’nin yaptığı açıklamalarla dile getiriyor.

Güngör devam ediyor:

“Tayyip Erdoğan, son birkaç yılda sık sık gerçekleştirdiği ABD ziyaretlerine, genel olarak ‘dil öğrenme’ ya da ‘çocuklarımla tatil yaptım’ şeklinde açıklamalar getirdi. Ancak her ziyaretinde, ABD’deki önemli lobilerle uzun görüşmeler yaptı. (…) Erdoğan, parti kurulmadan kısa bir süre önce, 4 Temmuz 2001 ‘de ABD’nin bağımsızlık günü dolayısıyla yapılan kutlamalara katıldı. Amerikan Büyükelçiliği’ndeki kutlamalarda Erdoğan’a ilgi gerçekten çok büyüktü.”

İslamcıları pek seven Graham Fuller de yazının başında verdiğim hikâyeyi anlatarak, Erbakan Hareketi’nin bölünmesini ABD’nin desteklediğini anlatıyordu. Güngör’ün aktardığına göre, bu dönemde AKP’yi kuran Yenilikçi Hareket, Erbakan hareketini ABD desteğiyle bölerek, iktidar yürüyüşünü başlattı.

Haliyle bir jöle kadar kolay şekil alan Sancak, belki de geçerken söylediği doğru söz nedeniyle, Mevlana-Şems ilişkisine benzettiği aşkından yara aldı. Gelecek mi? Mevlana’nın dediği gibi, “acı, acıyla iyileşir, aşk ise daha büyük bir aşkla”.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025