SADAT’çıların harp okullarında ne işi var?
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

SADAT’çıların harp okullarında ne işi var?

14.10.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sabah orada akşam orada. Yine de biz, güneşle vedalaşınca, varlığını fark ediyoruz. Yıldızlar insana yalnız gece mi görünür?

Tarih: 23 Ocak 2018. Yer: Cumhurbaşkanlığı Sarayı. Güvenlik toplantısını Erdoğan yönetiyor. Masadaki ana gündem Afrin operasyonu. Bakanların ve bürokratların dizildiği masada, MİT Müsteşarı’nın yanında oturan sakallı adam dikkat çekiyor. Zira harekâtın konuşulduğu masada, SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi de var. Tanrıverdi, oraya “Cumhurbaşkanı Başdanışmanı” sıfatıyla oturmuştu.

Aslında bu fotoğraf, 15 Temmuz’un sonucu. AKP iktidarı, FETÖ’den boşalan koltuklara, hangi ideolojiden olursa olsun, liyakatli kadroları seçmedi. Yerine, “bizden” dediği ekipleri, grupları, cemaatleri seçti.

ASKERİN ASKERİYEDE ADI YOK

Ne garip, hep aynı hikâyeyi tartışıyoruz. Sadece meseleler değil, vakalar ve kişiler bile aynı. Son olarak Caner Taşpınar’ın haberiyle, Türkiye gündemine yeniden geldi. Taşpınar’ın taraflara teyit ettirdiğine göre, harp okulları mülakatlarına, SADAT bağlantılı isimler katılıyordu. Savunma Bakanlığı da yaptığı açıklamada, “Harp okulları mülakatını üç yıl SADAT yaptı” ifadesine itiraz ederken, mülakatlarda SADAT bağlantılı isimlerin olduğunu teyit etti.

Yaşanan tartışmaların ardından harp okulları mülakatını bilen isimlerle konuştum. Anlatılanlar öyle çarpıcıydı ki “nereye gidiyoruz” dedim.

Önce şunu söyleyeyim...

Harp okulları mülakatında, genellikle beş kişilik bir komisyon görev yapıyor. Askere dair diğer meselelerde olduğu gibi, mülakatlarda da 15 Temmuz sonrası en önemli değişiklik, “asker karışmasın” yaklaşımında. Askere alınacak isimlerin seçimine, asker neredeyse müdahale edemiyor.

Komisyonda sadece bir muvazzaf asker bulunuyor. Çoğunlukla yarbay rütbesinden seçilen, zaman zaman binbaşı ya da albay da olabilen askerin, mülakatta sözü hiçbir şekilde geçmiyor. Öyle ki bir mülakatta askeri üye, “Bizi dinleyen yok” diyerek sinirlenip salonu terk etmiş.

ASKERE MÜLAKATTA TACİZ

Bir mülakatta, asker üye, başvuran 10 türbanlı adaydan 8’ine olumlu oy kullanmış. Ancak 9. isme “yeterli değil” deyince, “Türbanından mı rahatsız oldunuz” denilerek taciz edilmiş. Bir başkasında, asker üyenin olumsuz oy verdiği aday imam hatipli olunca, “İmam hatip karşıtı mısınız” diye sataşmaya uğramış.

Mülakat komisyonunda, askeri camiayı en iyi bilen, normal olarak görev başındaki asker. Ancak komisyon başkanı hiçbir şekilde o değil. Bu görevi Milli Savunma Bakanlığı’ndan gelen, çoğunluğu birkaç yıllık memur kişiler yapıyor. Mülakat yapılmadan önce, sadece farklı salonlardaki komisyon başkanları bir araya geliyor. Bu isimler “seçecekleri kişilerde nelere dikkat edeceklerini” konuşuyor. Bu aşamada bile askerin görüşü alınmıyor.

Gelelim üçüncü kişiye. Üçüncü kişi bir psikolog. Askeriyede bu görevi yapan isimler olmasına rağmen, o da çoğunlukla asker içinden seçilmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ve Sağlık Bakanlığı’ndan geliyor. Üstelik, mülakat dışında, bedensel yeterlilik testlerinde bile, askerden değil Milli Eğitim Bakanlığı’ndan görevlendirme yapılıyor.

‘FETÖ’CÜ DEĞİL’ REFERANSI

Gelelim mülakatta dördüncü ve beşinci üyeye. İşte bu isimler bazen iki eski askerden bazen de bir eski asker bir bakanlık memurundan oluşuyor. Ödenekle görevlendirilen bu eski askerlerin belli bir ideolojik çerçeveden seçilmesi, mülakatları tartışmalı hale getiriyor. SADAT ya da ASDER gibi oluşumlarda görev yapan, irtica nedeniyle ordudan atılmış, AKP’nin iadei itibar verdiği bu isimler mülakatları ideolojikleştiriyor.

Daha da önemlisi, mülakat komisyonlarının koordinasyonunu da irtica nedeniyle ordudan atılmış, bu kurumlardan çıkmış, eski bir asker yapıyor. Bu kişinin, mülakat öncesindeki toplantıya, elinde listeyle gelip “Bunu almayın”, “Şuna dikkat” gibi uyarılarda bulunduğu anlatılıyor.

Meselenin daha da ilginç bir noktası var. O da bu askerlerin çoğunluğunun, kumpas davalarına destek vermiş olması. Bir zamanlar, “Kemalist zihniyette” dedikleri kişilerle, FETÖ’cülerle kol kola girip mücadele eden bu eski askerlerin defoları, mülakatlarda kendisini gösteriyor.

Örnek mi?

Muhafazakâr medyada “Bunu da gördük” diyerek propagandası yapılan “türbanlı asker” fotoğraflarını hatırlıyor musunuz? İşte onlardan birisinin geçmişte FETÖ’nün öğrenci evlerinde kaldığı ortaya çıkmış. Ağabeyinin de bunu itiraf eden açıklamaları olmuş. Ancak bizzat SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi’nin devreye girerek “FETÖ’cü değil” diye referans olduğu, söz konusu ismin harp okuluna alınmasını sağladığı anlatılıyor. Bu tür tartışmalarda, kendileri de bir zamanlar FETÖ ile aynı menzile yürüyen emekli askerlerin en tipik argümanları; “17-25’ten önceymiş” ya da “artık yolunu ayırmış”.

‘PES’ DEDİRTEN OLAYLAR

Gerilim öyle bir noktaya gelmiş ki... Kamuoyunun yakından tanıdığı bir amiral, mülakatların yapıldığı binaya kadar gelerek, “FETÖ bağlantılı bu isimleri bizim okulumuza alamazsınız” diyerek isyan etmiş. Bunun sebebi, kimi adayların FETÖ okullarından gelen geçmişiymiş. Bu tartışma sırasında, komisyondaki eski askerlerden bazılarının da çocuklarını FETÖ okuluna verdiği anlaşılmış. Amiral duruma “pes” demiş. Bir başkasında, mülakatlardan çıkan bir kadın yarbay, “Bunlar okula FETÖ’cüleri alıyorlar” diyerek isyan etmiş.

Daha da ötesi var...

Askerlerin şikâyetleri doruğa çıkıp mülakatlarda yaşananlar Milli Savunma Üniversitesi Rektörlüğü’ne kadar gidince, rektörlüğün kritik bir ismi, mülakatların yapıldığı binaya gelmiş. Askerlerle de diyaloğu iyi olan sivil isim, komisyondakileri toplayarak uyarılarda bulunmuş. Onlara “Sizden ideolojik değil, liyakate dayanan seçim yapmanızı istiyoruz” demiş.

Rektörlüğü bile bu noktaya getiren, komisyonların bazılarında yaşanan kan donduran diyaloglarmış. Örneğin bir komisyonda, adaya, “Muhsin Yazıcıoğlu sence kazayla mı suikastla mı öldü” diye soru sorulmuş. Birinde, “asrın lideri” diye anılarak, adayın Erdoğan’a bakışı sorgulanmış. Hatta birinde Atatürk ile Erdoğan’ı karşılaştıran yorum yaptırılmış. Bu sorular, “Milli ve yerli aday seçiyoruz” diyerek gerekçelendiriliyormuş.

‘MEHDİ GELSİN, LAİKLİK GİTSİN’ DEMİŞTİ

Olaylar, yaşananlar uzayıp gidiyor...

Dinlediklerimden sonra SADAT Kurucusu Adnan Tanrıverdi’nin meşhur videosunu açıyorum. “Eyalet sistemi getirilmelidir, Kürtlerin ve diğer etnik grupların özerklik talepleri karşılanmalıdır, Cumhurbaşkanlığı’na Eyyübileri simgeleyen bir yıldız daha eklenmelidir” diyerek hayalindeki düzeni anlatıyor.

Bir görüntüde FETÖ kanalına çıkmış, “Resmi ideoloji anayasada olmasın, anayasada laiklik ilkesi olmasın” diyerek anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesi projesini anlatıyor.

Diğer videoda ise bir zamanlar yazarı olduğu Akit mikrofonuna, “Mehdi gelecek, ortamı buna göre hazırlamalıyız” diye konuşuyor.

Kapatıyorum...

Gündüz gözüyle yıldızları bu denli parlak görüyorsak suçlu yıldızlar değil, belki de her şey dipsiz bir kuyuda olduğumuzdan, diyorum.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025