Sahi mi kimse talimat veremez mi!
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Sahi mi kimse talimat veremez mi!

25.10.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Yargımız bağımsız” diyoruz. “Kimse talimat veremez” diye devam ediyoruz. Ciddi olduğumuzu göstermek için 10 elçiyi “istenmeyen adam” ilan ediyoruz. Sonra da dönüp talimatın hasını veriyoruz.

Geçen hafta gazetemizde okudunuz. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı’nın tasfiyesini, FETÖ’nün hedefindeki eski askeri hâkim Ahmet Zeki Üçok’a sormuştum. Üçok, yargı içinden edindiği kritik bilgileri paylaşmıştı.

Üçok, Başsavcı Kamil Aykut Güre’ye yapılan operasyonun başlangıcını şöyle anlatmıştı:

“İki yıl kadar önce, Cumhur-başkanı’nın avukatı olduğu iddia edilen bir avukat, Başsavcı Güre’nin telefonuna mesaj atıyor. Mesajda özet olarak, sosyal medya hesaplarından Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettikleri iddia edilen ve isimleri yazılı olan beş kişinin, cumhurbaşkanına hakaret suçundan, sabaha karşı gözaltına alınarak haklarında soruşturma açılması isteniyor.”

Üçok, devamında yaşananları da şöyle anlatmıştı:

“Olay, 2014 yılında, Sayın Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilmeden önce meydana gelmiş. Hakaret ettiği iddia edilenler, suç tarihinde 18 yaşından küçük, biri o gün itibarıyla İzmir CHP İl Başkan Yardımcısı. Durum böyle olunca, Kamil Bey, aradan beş yıldan fazla süre geçmiş bu olayla ilgili olarak, cumhurbaşkanına hakaret suçunun oluşmadığını ve kişilerin suç tarihinde 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle gözaltı yapmayacağını, CHP il başkan yardımcısının gözaltına alınmasının siyasi bir operasyon olarak anlaşılacağını ve böyle bir şey yapmasının Adalet Bakanı’nı çok zor duruma düşüreceğini iletiyor. Ayrıca o zamanlar 10 başsavcı vekili var. Onları da odasına topluyor ve kendilerine böyle bir talep gelmesi durumunda yerine getirmemelerini söylüyor. Bu noktadan sonra İstanbul Grubu denilen yapının hedefine oturtuluyor.”

Üçok’un anlattığına göre, Güre hakkında daha sonra ortaya çıkan ve tasfiyesine gerekçe yapılan “FETÖ’nün ankesörüne takıldı” evrakı, Pelikancılara yakın İstanbul Grubu’nun marifetiydi. Güre, bu sızıntının ardından başsavcılıktan alınmış, Yargıtay’a gönderilmişti.

MESAJLARLA YARGIYA TEHDİT

Geçen hafta yolum İzmir’e düşünce, “sonra neler oldu” diye öğrenmek için sürecin tanıklarıyla görüştüm.

Önce gözaltına alınması istenen CHP’li gençlerle konuştum. Onlar da anlatılanları doğruladılar. Söylediklerine göre, CHP’ye İzmir operasyonu yapmak üzere, özel bir çalışma yapılmıştı. Partili gençlerin hesapları taranmış, yıllar önce henüz reşit bile değilken attıkları mesajlar bulunmuştu. Ardından trollerin örgütlü olduğu bir grup üzerinden harekât başlamıştı. Üçok’un bahsettiği “malum avukat”, sonrasında devreye girmiş, yargıya talimat vermişti. Gençler, Başsavcılık ile “malum avukat” arasındaki sürtüşmenin, sosyal medyaya kadar taştığını gösteren mesajları da paylaştılar. Gerçekten de adı Erdoğan ile anılan bir avukat, sosyal medya üzerinden, yargıyı tehdit ediyordu.

Süreç, sonrasında da sancılı geçmişti. İstenen “şafak operasyonu” yapılmamıştı. Ama savcılık “tepedekileri” tatmin etmek için, gençlere soruşturma ve dava açmıştı. Gençler, bazı savcıların gönülsüzlüğünden, “mecburuz” diyen yargı üyelerinden, CHP ile temas kurularak “Biz gözaltı yapmayalım, siz getirin” ricalarından bahsettiler. 

Nihayetinde, Erdoğan’a hakaret içerdiği iddia edilen mesajların olduğu tarihte çocuk olduğu anlaşılan dört gencin soruşturması, takipsizlik ve beraat ile sonuçlanmıştı. O tarihte 18 yaşını geçmiş bir genç ise 14 ay ceza almıştı. Ancak sabıkası olmadığından bu ceza da ertelenmişti. Mesaj tarihinde Erdoğan, cumhurbaşkanı bile olmadığından, ceza “kamu görevlisine hakaret”ten verilmişti. Kısacası gençler, halihazırda bir gün bile hapiste kalmamaları gerektiği ortaya çıkan bir yargılamada, talimatla tutuklanmak istenmişti.

BAKAN’DAN ‘YANINDAYIM’ TELEFONU

İzmir’de yargı kulislerini de taradım... 

Bir yargı mensubu, başsavcıya verilen talimatı içeren mesajın ekran görüntüsü olduğunu söyledi. Bunu da görmüştü. Bir başkası ise daha ilginç bir olayı anlattı. Başsavcı, kendi vekillerini toplayıp, “operasyon yapmayın” diye uyarırken vekillerden biri, adı Cumhurbaşkanı ile anılan avukata, toplantı haberini uçurmuştu.

Yargı içindeki entrikalar hayret vericiydi…

Birinden ise gülümseten bir olay dinledim. Bu hadiseler sırasında başsavcının telefonu çalmıştı. Arayan Adalet Bakanı’ydı. “Sanırım her şey bitti” diye telefonu açan başsavcıya, bakan, “Yanındayım” demişti. Belli ki Bakan Gül ile Pelikancıların kavgası, İzmir’de sürüyordu. 

ARAYAN HÂKİM ÇIKTI

En sonunda, her şeyin ipucunu veren Ahmet Zeki Üçok ile yeniden konuştum.

Başsavcıyı görevden aldıran “ankesörlü arama”nın failinin bulunduğunu söyledi:

“Kamil Bey’i ankesörlü telefondan arayan kişi bir FETÖ abisi değil, hâkim çıktı. Bu hâkim, FETÖ’den dört gün gözaltında kalıyor. Serbest bırakılınca, önce bugün Yargıtay üyesi olan, o zamanki Kastamonu Başsavcısı’nı arıyor. Diyor ki: ‘Sizinle beraber çalıştık, siz benim FETÖ’cü olmadığımı bilirsiniz, bana yardımcı olun. Sonra bugün yine Yargıtay üyesi olan, o dönemki Kastamonu Başsavcı Vekili’ni arıyor. Benzer şeyleri ona da söylüyor. En sonda yine beraber çalıştıkları İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre’yi arayıp benzer şeyleri ona da söylüyor.

HSK incelemesinde tespit edilen dönemin Kastamonu Başsavcısı, Başsavcı Vekili ve Kamil Bey’e ait HTS kayıtları, HSK’nin arşivinde mevcut. Ama ne hikmetse, diğer iki savcının HTS kayıtları çıkarılarak sadece Kamil Bey’in HTS kayıtları basına verildi. Türkiye’nin en çok ankesör operasyonu yapan ilin başsavcısı hakkında ankesörle arandığı şüphesi yaratılarak görevden alınması için zemin hazırlandı.”

‘CUMHURBAŞKANI GEREĞİNİ YAPMALI’

Şeytanın avukatlığını yapıp başsavcıyı telefonla arayan o hâkimin, FETÖ’den atılıp atılmadığını sordum. Üçok’ta onun yanıtı da vardı:

“Hayır. Hâkim geçen yıl emekli oldu. Dolayısıyla FETÖ’cü olmayan bir kişinin, ankesörlü telefondan Kamil Bey’i araması; ne yazık ki Cumhurbaşkanımızın avukatı olduğu iddia edilen bir şahsın hukuk dışı bir talimatını yerine getirmediği için, görevden alınmasına gerekçe yapılıyor.”

Üçok, hemen ardından 10 büyükelçinin Kavala bildirisini hatırlattı, bu bildiriye verilen tepkiyi anladığını söyledi. Ancak şöyle devam etti:

“Ama Sayın Cumhurbaşkanı’nın; avukatlarının İzmir Cumhuriyet Başsavcısı’na talimat vermesine ilişkin de gereğini yapması, kanaatimce bir zorunluluktur. Aksi takdirde, Rahip Brunson olayındaki gibi bir açmazla karşı karşıya kalırız. Hukuk devleti söylemlerimiz havada kalır.”

Brunson ya da gazeteci Deniz Yücel hadiselerinde olduğu gibi…

İktidar, hemen hemen bütün politik davalarda, talimatla tutuklayıp talimatla bırakan yargı örneklerini, dünyaya gösterdi. Yolu açtı, sonra vardığı yeri beğenmedi. Öyle ya, insan sadece eylemleriyle esir olmaz, bazen eylemleriniz de sizi esir alır. 

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025