Sakallı generallere hazır mısınız?
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Sakallı generallere hazır mısınız?

27.01.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Parçalara bakarken bütünü unutuyor muyuz? Ayrıntıları konuşurken asıl hikâyeden uzaklaşıyor muyuz?

SADAT’ın Afrika’da verdiği eğitimleri konuştuk. Suriye’ye giden silahlardaki parmağını tartıştık. Ama asıl mesele halen ortada duruyor. SADAT gerçekte, Türkiye’yi, Türk ordusunu dizayn etmek için mi çalışıyor? Öyle ya, çok değil, iki yıl öncesine kadar, SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesiydi. Saray’ın güvenlik toplantılarında Savunma Bakanı ve MİT Başkanı ile aynı masada oturuyordu.

İşte bu soruya yanıtı, çıkan bir kitap veriyor. Gazeteciler Caner Taşpınar ve Ersin Eroğlu’nun yazdığı “Gölge Ordu”, SADAT’ın yurtiçindeki misyonunu da derli toplu bir şekilde anlatıyor.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ SADAT İSTEDİ

Kitabın yazım aşamasında, iki gazeteciye konuşan isimlerden biri, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç. Arınç’ın, SADAT’ı kuran ekiple, SADAT’ın öncülü olan ASDER döneminden kalma bir fotoğrafı da var. Arınç, iki gazeteciye şöyle anlatmış:

“(...) YAŞ kararlarının yargıya açılması gerektiğini, bunun yargı kararıyla ancak denetlenmesini gerektiğini düşünüyorduk, TSK’nin başındaki komutanlar aynı düşüncede değildi. Bu münakaşalarımız neredeyse 2010 yılına kadar devam etti. Hatırlayacaksınız Yüksek Askeri Şûra kararlarına katılan Sayın Başbakan Erdoğan ve Sayın Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, sürekli muhalefet şerhi koydular. Koydukları muhalefet şerhinin maddi olarak hiçbir kıymeti yoktu. Ama manevi kıymeti şuydu: Biz bu ihraçları tanımıyoruz, yargı yolunun açılmasını istiyoruz. Ta 2010 yılı referandumuna kadar... Başka konuları da içine alan 26 maddelik anayasa değişikliğinin bir tanesi de ASDER’in arzu ettiği YAŞ kararlarının yargıya açılmasıydı. Beni sevdikleri bir insan olarak ziyaret ettiler.”

Demek YAŞ kararlarına yargı yolunun açılması, YAŞ ile atılan SADAT’çıların talebiydi. Arınç devam ediyor:

“(...) Bunlar kurulduktan sonra sanırım bir heyet olarak bana geldiler. O zaman ben Başbakan Yardımcısıydım. 2010 referandumundan sonra olması lazım ki bütün haklarına kavuşmuşlardı. (Tanrıverdi’ye) Paşam ne olacak ne bitecek dediğimde de, ‘Biz, savunma konusunda, güvenlik konusunda, tecrübeli arkadaşlarımız var, bu konuda bütün dünyada şirketler vardır, o şirketlerden birisini kurmak istiyoruz’ dedi. Bu çerçeve içerisinde konuşmalar yaptık.”

KANUN TEKLİFİ SADAT’TAN

Gerçekten de SADAT kuruldu. Bir şirket görünümünde, dünyaya iş yapma niyetinde gibiydi. Gelgelelim, SADAT’ın lideri Adnan Tanrıverdi, bir anda Saray’da belirdi. Arınç o kısmı ise şöyle aktarıyor:

“Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olunca, Külliye’de ikamet ediyordu, orada gündüzleri bulunuyordu. Bu göreve getirilmesinde de bir katkım olmadı, tamamen Cumhurbaşkanımızın takdirindedir. Cumhurbaşkanımızın da çok sevdiği, takdir ettiği bir insandı. Ben kendisini iki kez Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak ziyaret ettim, kahvesini içtim. Türk savunma sanayinin ne durumda olduğunu, kendisine sormak için gitmiştim, yani ne SADAT konusu konuşuldu ne başka şey...”

Tanrıverdi, 2020 yılına kadar Külliye’de oturdu. Çok konuşulan “Mehdi gelecek, ortamı hazırlayalım” çıkışından sonra istifa etmek zorunda kaldı. Arınç, kitapta yaptığı açıklamada “lüzumsuz bir söz sarf etti”, “ona da hayret ederim” diyerek bu sözleri değerlendirmiş.

Gelgelelim...

SADAT’ın kurucusu Tanrıverdi’nin “lüzumsuz görülen” işleri bundan ibaret değil. Kitapta yer alan SADAT faaliyet raporunda SADAT’ın bazı yasal düzenlemeler için özel çalışma yaptığı, bunu hükümete de sunduğu görülüyor. 5201 ve 5202 sayılı kanunlar, savunma sanayi faaliyetlerini düzenleniyor. SADAT, kendisi için bu yasaları yetersiz bulmuş. Kitapta yer alan 2013 tarihli faaliyet raporunda şu ifadeler yer alıyor:

“5201 ve 5202 sayılı kanunlarda, ‘Uluslararası Özel Savunma Danışmanlık Şirketlerinin’ kurulması, yurtiçinde ve yurtdışında faaliyet göstermesine imkân verecek değişiklikler yapılarak ‘Savunma Sanayii Hizmet Sektörü’ adı altında yeni bir hizmet sektörü oluşturulması sağlanacaktır.”

Peki, SADAT bunu nasıl yapacaktı? Faaliyet raporunda ayrıntısı da var:

“5201 ve 5202 sayılı kanunların toplam 18 maddesinde, amaca uygun değişiklikler ve bu değişikliklerin genel ve madde gerekçeleri hazırlanmış, tamamı 8 sayfayı bulan değişiklikler ‘Kanun Tasarısı’ haline getirilerek bir üst yazı ile 23 Ocak 2013 tarihinde gereği için Milli Savunma Bakanlığı’na, bilgi için de Başbakan Yardımcılığı (Sn. Bülent Arınç), İçişleri, Dışişleri Bakanlıkları ve Savunma Sanayii Müsteşarlıklarına gönderilmiştir.”

Kısacası SADAT, hükümete kanun teklifi verecek kadar siyasetin içindeydi.

NE İSTEDİYSE VERİLMİŞ

Bu sadece bir örnek. FETÖ kumpaslarından kritik askeri düzenlemelere kadar… SADAT’ın TSK’yi ilgilendiren hemen her konuda parmağının olduğu görülüyor. Bugün 28 Şubat kumpasıyla tutuklanan askerler dahi SADAT’ın şikâyetiyle hapsedildi.

“Ne istediniz de vermedik” durumunu Adnan Tanrıverdi de kabul ediyor:

“Anayasa Komisyonu’na sunduğumuz Anayasa teklifindeki Silahlı Kuvvetler’in yeniden yapılandırılmasıyla ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra yürürlüğe girmiştir.

- Harp okulları, askeri okullar, sınıf okullarımızın dışındaki askeri okullarımızın tamamı Milli Savunma Bakanlığımıza bağlanmalı dedik, bağlandı.

- Jandarma Genel Komutanlığı’nın Genelkurmay’la göbeği kesilsin ve İçişleri Bakanlığı’na bağlansın dedik, bağlandı.

- Yüksek Askeri Şûra’nın yapısı değişsin dedik, eski yapısıyla Başbakan ve Milli Savunma Bakanı sivil iki kişi, onun karşısında on dört orgeneral vardı. Şimdi bunun yerine, yedi tane sivil; Başbakanımız, üç Başbakan Yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, Adalet Bakanı, İçişleri, Dışişleri Bakanı, Yüksek Askeri Şûra’nın içerisinde, dolayısıyla alınacak kararlarda, sivil iradenin hâkimiyeti var.

- Askeri yargı kalksın dedik, o da gerçekleşti.

- Başkanlık sistemi gelsin dedik, o da geldi.”

SAKALLI ASKER TEKLİFİ

Başkanlık Sistemi’ni bile “biz gelsin dedik” diye açıklayan Tanrıverdi’nin kitapta yer alan çalışmalarına, konuşmalarına, önerilerine bakınca, daha yapılacaklar varmış gibi görünüyor. Zira, SADAT, ASDER ve ASSAM’ın, 28 Aralık 2011’de hazırladığı anayasa taslağında henüz hayata geçmeyen önerilerden bazıları şöyle:

“Milli Güvenlik Kurulu kaldırılmalıdır, Anayasada değişmez maddeler bulunmamalıdır, Laiklik ilkesi Anayasadan çıkarılmalıdır, Tüm etnik gruplara anadilde eğitim imkânı sağlanmalı, İdam cezası gelmelidir, Anayasa’dan ‘Türk’ kavramı çıkarılmalıdır, Türkiye federasyonlara ayrılmalıdır.”

Tanrıverdi’nin “TSK’nin erkek mensupları sakal bırakabilmeli” gibi ayrıntılı önerileri olduğu hatırlanırsa önümüzdeki dönem “sakallı generaller” görmemiz sürpriz olmayacak.

“Gölge Ordu” kitabı, SADAT’ın asıl işinin, “Milli Ordu” misyonu taşıyan TSK’yi, “Ümmet Ordusu”na dönüştürmek olduğunu gösteriyor. Dış ülkelerdeki eğitimler, SADAT’ın bunu tamamlayan ikincil göreviymiş gibi duruyor. Kitaptaki parçalar birleştiğinde, Devlet Bahçeli ya da Hulusi Akar gibi isimlerin, Tanrıverdi’nin TSK üzerindeki gölgesinden rahatsız olduğu tezi de gerçekçi görünüyor.

Parmağıyla dışarıyı gösteriyor. Ama asıl işini burada yapıyor. Kar yağarken içinde olduğunuz su sürekli ısınıyorsa, farkında değilsiniz, belki de ateş üstündeki kazana alışıyorsunuz.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025