SETA’nın çocukları birbirini yedi
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

SETA’nın çocukları birbirini yedi

28.06.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yoklamaya alıştık. “Derin Mehmet”i, “Süslü Sülü”yü anladık. Ama bir de Pelikancılar var. Onu atladık.

Bugün değil, geçen yıl mayıs ayı…

Peker, bugünkü kadar meşhur olmayan videosunda şöyle söylüyordu: “Kesinlikle Berat Bey beni yok etmek istiyor.” 

Şaşırtıcı değil; Peker, İstanbul Savcılığı’nın hakkındaki dosyasını, Albayrak destekçilerine bağlıyordu. Öyle ya, savcılığı yöneten ekibin, Albayrak’ı ‘ikinci lider’ kabul ettiği, herkesin bildiği sırdı.

Sonra bir şey oldu. Birileri Peker’e “öyle değil” sözlerini uçurmuş olacak. Bir hafta sonra yeni bir video çekti: “Birileri tarafından, kendi dostlarımız da kullanılarak bize ‘Bunu Berat Albayrak yaptırdı’ diye şahsımızı devamlı kurdular.”

Peker, sözlerini böyle tadil ediyordu.

Aradan bir yıl geçti, kavga büyüdü, seri videolar başladı. Peker’in yoklama listesine tekmili birden isimleri eklendi. Açıkça söylediğine göre, Albayrak ya da Pelikancılarla düşman olması için onu dolduran Soylucular’dı.

Peki, AKP içinde hizip kavgaları olmasaydı, Peker’in sözlerinin bir kıymeti var mıydı? Kuşkusuz Peker’in sesi, iktidar içindeki gruplara çarparak yankılanıyor, fısıltı çığlığa dönüşüyor. Peker çatlağından süzülen ışık, çekilmiş baltalardan yansıyarak görünür oluyor.

KAVGANIN ORTASINDAKİ SETA

Son örneği mi?

Pelikan diplomasisinin düşünce kuruluşu SETA’dan toplu tasfiye…

Soylu’yu günlerce döven videoların ardından, Cumhurbaşkanı’nın 25 gün süren sessizliğini gördük. AKP’li vekillerin Soylu’nun en yakınındakilerden tepki gören umursamazlığını da. Yandaş medya bile onu sahipsiz bıraktı. Gelgelelim, elini çabuk tutan bir isim parlıyordu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 13 Mayıs’ta “Yılmadan çalışan bir devlet adamı” diyerek ona destek veren ilk büyük isim oldu.

Bu süreçte ilginç bir şey daha duyduk. İçişleri Bakanı, çıktığı televizyon programlarında, sistematik olarak, parti içindeki ‘bazı odakları’ hedef aldı. Bunlardan biri vardı ki ayrıca dikkat çekiyordu: Ahmet Davutoğlu’nun etkili olduğu think tank kuruluşlarından birisine bugün HDP’nin eş genel başkanı olan Mithat Sancar geldi. Bir şey söyledi orada. Özeti şu: Apo içeriden çıkacak. İki, Suriye’de, Kuzey Suriye’de bir devlet kurulacak, başına geçecek. Üçü, Türkiye’de özerk bir anayasa yapılacak, kendine ait bir anayasa yapılacak.”

Soylu’nun işaret ettiği ama adını anmadığı örgüt SETA’ydı. Bir zamanlar Davutoğlu’nun etkili olduğu kuruluş, Davutoğlu-Pelikan kavgasının ardından, Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın denetimine girmişti. Her kuş kendi sürüsüyle uçar ya. Davutoğlu’nun eski öğrencileri bu kez Pelikan sürüleriyle uçmaya başlamıştı.

Soylu’nun özetlediği harita, kuşkusuz ABD damgalıydı. Çözüm sürecinin bitişi, Trump ile “dostum” programı, MHP ile kurulan ittifakla çoktan rafa kalkmıştı.

SETA’NIN ABD İLE MUTABAKAT PROJESİ

Biçim değişir, öz ise çoğu zaman yerinde durur. Joe Biden’ın gelişiyle “ABD ile yeni mutabakat” programını savunanlar onlardı. Bir kez de değil. Her krizde sistematik şekilde ilişkilerin onarılmasını öneriyorlardı. Erdoğan’ın ABD ile anlaşarak iktidarını sürdürmesinin imkânlı olduğuna inanıyorlardı. İdlib karşılaşmasında, Libya’daki krizde, Afganistan bekçiliğinde, Ukrayna ya da Kırım meselesinde, ABD ile yeniden buluşmayı, Rusya ile karşı karşıya gelişin teorisini hazırlayarak yapıyorlardı.

Gizli de değil. SETA’nın Saray’daki seslerinden Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi de olan Sabah yazarı Burhanettin Duran, ABD seçimlerine sayılı günler kala kafalarındakini net şekilde ifade etmişti:

“Demokratların Ortadoğu ve Rusya politikaları Türkiye ile ilişkilerde sadece gerilimler üretmez. Aynı zamanda Karadeniz başta olmak üzere yeni işbirliklerini de tetikleyebilir.”

Reaksiyoner de değil…

Duran, geçen yıl şubat ayında, SETA’nın Kriter dergisinde, “Ankara’nın sabrı taşıyor”, “yeni bir politika arayışı devrede” demiş ve Batı’ya çağrı yapmıştı:

“Rusya’yı dengeleme yükünü sadece Ankara kaldıramaz, denge çöktüğünde Avrupa da ciddi zarar görür.”

Haliyle, Biden mecburiyet değil, SETA’nın beklenen Godot’suydu.

SETA’nın kimlerle iş tutabildiği sır da değil. 15 Temmuz’dan sonra AKP tarafından lanetlenen eski CIA Danışmanı Henri Barkey ile eski fotoğrafı çıktığında, Bülent Arınç meseleyi çok net açıklamıştı:

“SETA’da konuşma yapıyorum. SETA’nın temsilcisi de orada. Eğer Barkey tehlikeli bir adamsa onların davet etmemesi gerekir. Davet listesini ben hazırlamadım, SETA hazırladı.”

Kısacası Soylu, Peker’e SETA üzerinden yanıt verirken aslında devlet içindeki bir başka odakla kavgasını açığa çıkarıyordu.

Örneğin Soylu’nun ilk muhatabı gibi görünen Davutoğlu, anladığımız gibi tarif etti: “Benim üzerimden Berat Albayrak’a ateş etmeye çalışıyor.”

Cumhur İttifakı’na, özelikle Soylu’nun temsil ettiği kliğe verdiği destekle bilinen Doğu Perinçek de aynı günlerde parmağıyla tersinden aynı odağı işaret etti:

“SETA örgütünü beslemek, İsrail’i beslemek ve ABD’yi beslemektir.”

Perinçek’e göre, Sadık Albayrak’ın çocuklarının yönettiği kurum, ABD ve İsrail için çalışıyordu.

SETA’NIN ÇOCUKLARININ SAVAŞI

Fotoğrafta eksik kalan ayrıntı, “SETA’nın çocukları” arasındaki itişme. Bir süredir SETA’nın beyni olan Serhat Albayrak ile SETA’dan yetişen ve kurumun eski yöneticisi olan Fahrettin Altun arasındaki yol ayrımı kulislerde konuşuluyordu. Altun, ilk göreve geldiğinde, bu olay Pelikan ya da SETA ilişkileriyle açıklansa da Altun’un kendi düzenini kurduğu fısıltıyla söyleniyordu. Bu ayrım çeşitli açıklamalara, atamalara, politikalara hatta açıklamalara yansımıştı.

Peker’in açıklamaları sonrasındaki kırılmanın göbeğindeki SETA’daki ayrım, sonunda fiili bir tasfiyeye dönüştü. Geçen hafta Fahrettin Altun’a yakın 5 direktör ve 15 çalışan, toplam 20 kişi kurumdan tasfiye edildi. Ayrılanların adının, hatta yazılarının, kurum sayfasından silinmesi, “ayrılığın sevdaya dahil olmadığını” ortaya koyuyor. Gidenlerin başında gelen ve Batı medyasının Türkiye temsilcilerini fişleyen raporla hatırladığımız İsmail Çağlar, yakın zamanda Fahrettin Altun’un da isteğiyle, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na atanmıştı. Ayrılanların “yola devam” mesajları da arabadan inenlerin başka bir arabaya bineceğini de gösteriyor. Nitekim kulislerde, geçen yıl Üsküdar’da kurulan bir vakfın, bu sürece hazırlandığı konuşuluyor.

Öyle anlaşılıyor ki, Peker’in devlet içindeki çatışmaları derinleştiren açıklamaları, tasfiye dalgasını daha da büyütecek. SETA’daki kırılma, önümüzdeki dönem televizyonlardaki tartışma programlarında gördüğümüz kafaların bile değişebileceğini haber veriyor. Geriye yaslanıp baktığımızda, belki de parçayı değil bütünü görmeliyiz: Hem ABD’de hem Türkiye’de, son beş yılda kurulan düzen kendisini yeniden tanımlıyor. İki sistemi birbirine bağlayan ve çoğunlukla kapı arkasında ilerleyen ekonomik, siyasi, hatta gayri meşru aktörler yeniden diziliyor. Soylu’yu, SBK’yi ya da SETA’yı tartışırken kitabın özetini belki de böyle okumamız gerekiyor.

Hâlâ yanıt veremediğimiz soru: Doğa boşluk tanımadığına göre, düzenin yeni araçları kimlerle ve nasıl kurulacak?

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025