‘Şüphesiz komünist’in ‘şüpheli’ ölümü
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

‘Şüphesiz komünist’in ‘şüpheli’ ölümü

01.10.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

İstanbul’da şüpheli gazeteci ölümü”. “ABD’li gazeteci Karaköy’de ölü bulundu”.

Geçen hafta medya benzer başlıklarla verdi. Haksız da değiller. Muhtemelen ihbar alan polis de meraklı vatandaşlar da benzer şeyler düşünüyordu.

ABD’li, gazeteci, şüpheli, ölü bulunmak... Oysa Andre Vltchek’in hikâyesi basit tanımları hak etmiyor. Gazeteci, yazar, düşünür, romancı, belgeselci diyorlardı. O ise en çok “savaş muhabiri” denilmesinden hoşlanıyordu.

Hatayla idam edilen dede

Vltchek, 1963 yılında Leningrad’da doğdu. “Komünistti, Sovyet hükümetinde bakandı ve Kazakistanlı etnik bir Çinliydi” diye anlattığı dedesi Husain Ischakov idam edilmişti. Suçlama casusluktu. Gerçek sonradan anlaşıldı. Alman istihbaratı, yaptığı sızıntılarla Sovyetler’i şaşırtmış, Ischakov’u “Japon ajanı” olarak takdim etmişti. İtibarı iade edildi. Vltchek’in anneannesi ise bir daha hiç evlenmedi. İkinci Dünya Savaşı’nın madalyalı gazisiydi.

Ailesinin pek çok üyesi savaşta ölmüş, savaş boyunca açlıktan ölme tehlikesi yaşayan annesi ise hayatta kalmış, bir bilim adamı ile evlenmişti. “Bana Einsteinın Görelilik Teorisi’ni öğrettiğinde 8 yaşındaydım” diye anlatıyor Çek babasıyla ilişkisini. Rus edebiyatını annesinden, Sovyet operalarını ve Rus tarihini anneannesinden, felsefeyi ve mantığı babasından almıştı.

Vltchek ailesi, Andre 3 yaşındayken babasının ülkesine, biralardan bildiğimiz Pilsen’e taşındı. Andre, sevmediği bu şehirde hiç bilmediği bir şeyle tanıştı: Yabancı düşmanlığıyla. “Teneffüslerde birkaç çocuk yanıma gelip sırf annem Rus olduğu için ya da Asyalılara benzeyen yüz hatlarım nedeniyle beni döverlerdi” diyen Andre ekliyor: “Kışın ayakkabılarıma işerlerdi ve çişleri donardı”.

1968 yılındaki Çekoslovakya olayları, aile için de bir kırılma oldu. Rusya’ya tepkili babası Komünist Parti’den ayrıldı. Annesiyle fikren de ruhen de yolları ayrılmıştı. Vatansız Andre’nin ailesi de dağıldı.

Çekler yeminli Rus/Sovyet düşmanlarıydı” diyen Andre, genç yaşında Batı medyasını takip ediyor, Sovyetler’i eleştiriyor, sistem karşıtı eylemlere katılıyordu. Asiydi, ergen yaşta içki şişesi elinden düşmüyor, günde iki paket sigara içiyordu.

Sovyetler’i soyan kapitalizm

İleri Sarayım” adlı ilk şiir kitabını Avrupalı yayınevlerine gönderdi. Ardından Çekoslovakya’yı terk etti. Önce İtalya’da yaşadı. Sonra ABD’ye iltica etti. 20’li yaşlarında artık New York’lu ABD vatandaşı Andre olmuştu. Üniversitede sinema okudu. İlk evliliğini, petrolcü ailenin kızı olan bir piyanist ile yaptı.

Andre, “Batı’nın gerçekliğinin medyanın propagandasından duyduklarımdan tamamen farklı olduğunu kavradım” diye anlatıyor yaşadığı kırılmayı. Harlem’de yoksul mahalle direnişlerini gördü. ABD’nin emperyalist müdahalelerinin içyüzünün, anlatılan kahramanlık öykülerinden farklı olduğunu anladı.

Sosyalizmin çözülmesi Andre’nin iyi para kazanması da demekti. Çok dilli bir çevirmendi. Küresel şirketlere Çekçe ya da Rusça yardım ediyordu. Ama o, depresyonda hatta intiharın eşiğindeydi.

Büyük Sovyet şehirlerinin ‘özelleştirilmesi’ ya da onur duyulan Sovyet bilimsel araştırma gemilerinin Şili ve Peru açıklarında derin denizlerde ıstakoz avlamalarına yardımcı olsun diye çokuluslu gıda şirketlerine üç kuruşa satılmaları için telefonla müzakereler yürütüldüğünde oradaydım” diye anlatıyor gördüklerini Andre. “Kapitalizm çıplak haliyle ortadaydı, eski Sovyet cumhuriyetleri soyulmaktaydı” sözlerini ekliyor.

Savaş berbattır ama...

Her şeyi bir anda bıraktı. Sovyetler Birliği yaşarken liberalleşen Andre, sistem çökünce komünist olmuştu. Eşinden ve işinden ayrıldı. “Bütün gemileri yaktım” diyen Andre, emperyalizmin kirli bir savaşın içine soktuğu Peru’ya doğru yola çıktı. “Hâlâ bir omurgamın, solda bir kalbimin olduğunu ispatlama zamanıydı” sözleriyle tarif ediyor ikinci hayatının başlama anını. Her şeyi vardı ama “diğerlerinin arzu ettikleri şeyler midemi bulandırdı” diye anlatıyor seçimini. “Entelektüel ve duygusal vatanım” dediği Küba dahil Latin Amerika ülkelerinde yıllarını geçirdi. Belgeseller çekti, haberler yaptı, emperyalist destekli diktatörlüklerin yıkımlarını, çetelerin vahşetlerini anlatan yazılar yazdı.

Latin Amerika; Afrika’dan Asya’ya, kısacası Batı dışı dünyaya açılan kapısı olmuştu. Onun çektiği “Rwanda Gambit” Afrika’da Ruanda soykırımını belgeliyordu. “Bir ülke değil, bir kavram” dediği Endonezya’daki katliamları anlattı. Yeminli bir emperyalizm karşıtı olarak Afganistan’da, Suriye’de, Irak’ta savaş muhabirliği yaptı.

Onu klasik bir “savaş karşıtı” sanmayın. “Savaş berbattır ama adalet ve özgürlük için savaşılması, Batılı sömürgecilerin yarattığı sahte barışlardan çok daha iyidir” ifadeleriyle özetliyor tavrını. “Ülke, doğal kaynaklarını Batılı şirketlerin kârlarına bütünüyle feda ettiğinde ve halk boyun eğerek geri çekildiğinde Batı için barış olur” sözleriyle kirletilmiş kavramı eleştiriyordu.

Kilyos’ta bizden bir mezarda

Noam Chomsky ile yazdığı ve 35 dile çevrilen “Batı terörizmi” dahil sayısız kitaba, belgesele, makaleye, habere imza atan, her birini belinde bir silah gibi kullanan bu savaşçının yorgun düşmesi belki de kaçınılmazdı. “Hiç emekli olmayacağım, bu benim sonum olurdu, hikâyem hayatımdır, yolculuğum hikâyemdir” diyen Andre, gezdiği 160 ülke içinde “bir türlü anlayamadım” dediği Türkiye’ye âşıktı. Eminönü esnafıyla Türkçe konuşuyor, Beyoğlu’nda bol kepçe lokantalarında yemek yiyor, Sirkeci’de martılara simit atıyordu. İstanbullu olmak için ev bakıyordu.

İleri derecede şeker hastasıydı. Son döneminde bacakları tutmuyordu. Güçten düşmüştü. İşin tuhaf yanı doktora gitmeyi de kabul etmiyordu. En büyük korkusu hastanede bir kaşıkla beslenmekti. “Ağzıma sıçıldığında ve kımıldayamaz duruma geldiğimde bile ben bir savaşçıyım. Enternasyonalist, komünistim. Biz kazanıyoruz. Yavaş yavaş, çok yavaş, ama kazanıyoruz” diyecek kadar umutlu ve iyimserdi.

Endonezyalı bir komünist yayıncı olan son eşi Rossie ile birlikte, önceki hafta İstanbul’dan Samsun’a dinlenmeye gitti. Eşinin anlattığına göre kendini kötü hissettiği için odasından bile çıkamadı. Bir arabaya binip İstanbul’a dönmeye karar verdi. Saat geç olmuştu. Yolda uykuya daldı, bir daha uyanamadı. Uzaktan bakanlar “şüpheli” bulsa da yakınları, sağlık sorunlarının onu öldürdüğünü düşünüyordu.

“Hiç çocukluğum olmamıştı, hiç aidiyet duygum olmamıştı, hiç vatanım olmamıştı” diyen Andre’nin ilk tercihi, yakılıp küllerinin dünyaya savrulmasıydı. Türkiye’de bu mümkün değildi. Hastalıkları ağırlaştığında İstanbul’a gömülmeyi de kabul etmişti.

Özlüyorum” dediği anneannesiyle yaz tatillerinde Leningrad’da yaşadığı güzel anılar onun gerçek vatanı mıydı, gerçek hasreti miydi, bilmiyorum. Dostlarından öğrendiğime göre İstanbul’un Karadeniz’e bakan kıyısında, Kilyos’ta bizden bir mezarlığa gömüldü. Yaşarken hep yapıyordu. Şimdi de kafasını kaldırabilse belki karşı kıyıya bakacak ve dalıp gidecekti.

Annenizi ya da babanızı ziyarete gittiğiniz bir mezarlıkta “Andre Vltchek” yazan Fatihasız bir mezar taşı görürseniz şaşırmayın. Kendisinden bahsettiği gibi, “antiemperyalistti, komünistti, dinozor olmayı göze alan bir savaşçıydı, ayakta öldü” deyin, o kadarı yeter.

Yazarın Son Yazıları

Yarının kavgasına bugünden bakalım

Hareket bilinirse doğa öngörülebilir hale gelir.

Devamını Oku
25.12.2025
175 milyonluk cevap

Cevap verilemeyen her soru yeni sorulara gebedir.

Devamını Oku
22.12.2025
İddianame aşamasında bir anda dosyadan çıkan fezleke!

İnsan ne anlatırsa anlatsın ancak eylemiyle anlaşılır.

Devamını Oku
18.12.2025
Askerlerin 175 milyonu nereye gitti

“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.

Devamını Oku
15.12.2025
Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025