Bu iktidarın refleksleri hiçbir zaman değişmeyecek. Hep baskı, tam baskı! Bilim insanı Övgün Ahmet Ercan’a gelmiş sıra anlaşılan... Amaç gözdağı vermek, muhalifleri tedirgin etmeye çalışmak. Ama tepki yağınca geri adım atılmış. Kendisine telefonla ulaştığımızda sevgili Ercan, Tunceli’de halkın sevgilisi Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu ile bir toplantıya girmek üzereydi... Kararlılığı, direnci ve çizgisinde tabii ki en ufak bir sapma yoktu, olamazdı!
Zülâl Kalkandelen’i düşman ilan edenler!
Gazetemizin yazarı Zülâl Kalkandelen ile dertleştik. Yaşadığı baskıların sebebi, sırtını AKP iktidarına dayayarak kendisine ve gazetemize akıl almaz tehditler yağdıran Erkin Erdoğdu’nun çıkışlarıydı. “Paw Guards”ın kurucusu olan bu zat, sosyal medya canlı yayınında “Bakın bu hafta nasıl bir tokat vuruyor Paw Guards! Zülâl Kalkandelen’e köşesini de bıraktıracağız, Cumhuriyet’e de ceza ödettireceğiz” gibi sözleri ağzından çıkarabiliyor. Kalkandelen, Erdoğdu’nun kabarık sicilinin geçmişten beri nelerle dolup taştığını kitlelere duyurdu. Çoğunlukla muhalif kesim bu hassas konulara daha duyarlı ve kimsenin aklına bu tipolojide birilerinin dernek yöneteceği gelmediği için suç duyurularına karşı Amerika’dan Kalkandelen’e “Ben dolandırılma hakkımı kullanmak istiyorum, siz niye karışıyorsunuz?” diye yazanlar bile çıkabiliyor! Ben Erdoğdu’nun canlı yayınının kaydını izledim, kulaklarıma inanamadım! Kalkandelen, “Bu adam hakkında yakalama kararı varken nasıl bu tehdit ve küfürleri açıkça yapabiliyor” diye soruyor. Erdoğdu’dan kendisine gelen yanıtsa: “Bakanım size bir yeri ile gülüyordur!” olmuş. Ayrıca Erdoğdu’nun ilk vukuatı bu değil, daha önce birçok derneğe ve inisiyatife de çirkin yalanlarla ve hakaretlerle saldırdı, haklarında atıp tuttuğu, yargıya zaten bu şekilde yansımış durumda. Sonuç: Sıfır! Amaç ise “Meclis’ten koltuk kapmak”(!).
İktidarın en taze hedefi: Büyük tribünler!
Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünleri manşet oldu. Tabii gerçek basından bahsediyorum, yandaş basından değil. Formül hemen bulundu, Kayserispor-Fenerbahçe maçına gitmeye hazırlanan 2000 Fenerli’nin önü kesildi. Bahçeli ise Beşiktaş’ı bırakıp, kendini Karagümrük taraftarı ilan etmiş! Ama maalesef biraz gecikmiş, çünkü zaten aidatlarını ödemediği için Beşiktaş Disiplin Kurulu kendisini daha önce üyelikten ihraç etmiş! Bahçeli bu olayın ardından, şimdi de değerli dostum, gazetemizin bir diğer yazarı Balbay’a en ağır sözleri sıralamış! Bu haberin ardından, sokaklarda halkın tepkisi karşısında Elbistan’da “bunalan” bir Bahçeli videosu geldi önüme... Bakalım daha nerelerden istifa etmek isteyecek, umarım bu sefer becerebilir!
Şimdi gözler Galatasaray tribünlerine merakla çevrildi.
Twitter’ı kapat, Instagram’ı kapat, bilim adamlarını sustur, futbol seyircisini sustur, niye eleştirildiğini anlamaya çalışma, özeleştiri yapma ve sana neden karşı çıktığını söyleyen herkesi düşman ilan et! İşte AKP siyasetinin özeti. Anlaşılan kendilerine yol gösterici olarak aldıkları tek örnek Abdülhamit ve istibdat!
Kızılay’ın adını değil, o zihniyeti değiştirelim
Kızılay’ın çadır satışı yapmasını ve bunun yandaşları bile dehşete düşürmesinden bahsetmeyen kalmadı. Kızılay adına canlı yayında yanıt veren beyefendi, nasıl o kadar fazla konuşup hiçbir şey söylememeyi başardı, henüz çözemedim.
Olaylara bakıp Ankara’nın Kızılay semtinin adını Hatay olarak değiştirmek isteyenler olmuş... Hatay’ı çok seviyoruz, yaralarının sarılması için her şeyi yapacağız ama Kızılay’ın adını değiştirmeyelim, o bizim için en güzel değerleri çocukluğumuzdan beri temsil ediyor... Onun yerine Kızılay’ı yöneten zihniyeti değiştirelim! Birazcık daha sabır...
