Teğmenler neden atıldı?

Teğmenler neden atıldı?

06.02.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Beş teğmenimizin, Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu’nun oylamasında, bütün siyasi baskılara karşın, yalnız beş üyeye karşı dört üyenin oyuyla ihraç edilmiş olmasının tepkileri hâlâ sürüyor.

40 yıl önce biri bana Türk ordusunda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykıran teğmenler TSK’den ihraç edilecekler dese ben o kişiye şirazesi kaymış biri olarak bakardım. TSK’nin, hiçbir gücün yerinden oynatamayacağı şekilde Atatürk’e, onun devrimlerine, efsanesine, söylemlerine ve ebedi komutan sıfatına sonsuza dek bağlı, “dünyanın en sağlam kalesi” olduğunu söylerdim. Hem de en ufak bir tereddüt duymadan. Gelin görün ki işte o 40 yıl geçmiş ve benim sarsılmaz diye baktığım o kalede her şey değişmiş. Benim tanıdığım, gurur duyduğum “ordu”da, ancak “Mustafa Kemal’in askeriyiz” diye slogan atmayı reddedenler disipline verilebilir. Çünkü o, Türkiye Cumhuriyeti’nin yalnız kurucusu değil, ölümsüz önderi ve üzerinde yaşayan “onurlu insanların” tartışılmaz gururudur.

FETÖ’nün TSK’ye yönelik her türlü operasyonu 2007’de başlamış, orduya, polise ve yargıya sızmış olan alçaklar, gerek açtıkları hain ve utanmaz dava ve soruşturmalarla, gerek medya ve siyasetteki uzantılarıyla TSK’ye büyük bir darbe vurmuşlardır. Aslında ilk soruşturma için savcı geldiğinde, “Buyurun dosyanızı bırakın, iddialarınızı askeri yargıda değerlendiririz” denmeliydi. TSK’nin yıpratılması ve adım adım ana kimliğinden uzaklaştırılması o günlerde başlamış, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir numaralı bekçisi, hiç hak etmediği FETÖ’nün yalan ve iftiralarla dolu saçma sapan ve yüz kızartıcı kumpas davalarına doğru çekilmiştir. Dolayısıyla, tüm bu sürecin ardından yaşanan bu olay Cumhuriyetimiz için yeni bir göçüktür.

Başlangıcını hatırlattığımız olayların bir de son virajına bakalım.

Eski subay yemini: “Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!

15 Temmuz sonrası değiştirilen yeni subay yemini: “Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve Cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu, Türk sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.

Öncelikle “Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti” maalesef gitmiş! Cumhuriyetin “bağımsızlığı bölünmez bütünlüğü Türk ulusunun namus ve şerefi” birden gündemden düşmüş! “Aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller”in, “karşılarında subayların keskin kılıçlarını bulacağı” senaryo defedilmiş.

Atatürk milliyetçiliğinin ve ırkçılıkla savaşının en has tartışılmaz sloganı olan “Ne mutlu Türküm diyene” de kayıplar arasında! Onun yerine “millete ve Cumhuriyete doğruluk ve muhabbetle hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat” gelmiş. Cumhuriyetin bölünmez bütünlüğü yok, demokratik yapı yok, “şeref” vurgusu hiç yok!

Aslında yeni subay metnine bakarsak bence bu metin gayet rahat Osmanlı askerleri için yazılmış da olabilirdi. Muhabbetnizam-amirlere itaat-Türk sancağının şanı-hayat feda eylemek... Niye acaba? Belki diyebilirsiniz ki kötü niyet yoktur. Siz de fazla kurcalamayın işte!

Teğmenlerimiz, duruşlarıyla, asaletleriyle, ödünsüz Kemalist tavırlarıyla Cumhuriyetimizin ezici çoğunluğunun gurur odağı oldular. Türk milletinin onlara gösterdikleri sevgi, teveccüh ve koruma duygularını umuyorum üst mahkeme, yani Yargıtay, tabii ki hiçbir baskıya boyun eğmeden kale alacaktır.

Peki, Cumhuriyet değerlerini yok sayan yeni metni kim, neden yazmıştır? Türk ordusunda kim “demokratik, laik, bağımsız Cumhuriyet” vurgusundan korkmaktadır? Kim “Ne mutlu Türküm diyene” diye haykıran genç subaylarımızın “şerefli” duruşundan rahatsız olmuştur? 15 Temmuz sonrası bu metin yeniden yazılmışsa tam tersine bir daha böyle şeyler ülkemizde yaşanmasın diye o değerlere vurgu yapılmalıdır!

Geçtiğimiz pazar günü Fenerbahçe’nin “Mustafa Kemal Atatürk” Stadyumu’nda, 50 bin kişi tek yürek olarak toptan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye gururla haykırdı. Türkiye’nin ezici çoğunluğu teğmenlerimizin, komutanlarımızın saflarındadır ve onların şanlı ordumuzdan uzaklaştırılabilmiş olmalarını hiçbir şekilde kabullenmemektedirler. CHP milletvekillerinin, oluşabilecek tazminatı maaşlarından ödeme kararı da çok alkışlanacak bir harekettir. Ülkemizin huzuru açısından bu önyargılı kararın düzeltilmesi çok yerinde olacak, ülkeyi tüm kesimleriyle rahatlatacaktır.

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025