1982 yılıydı. 12 Eylül karanlığının sürdüğü o günlerde, yayıncılık dünyasına aydınlık getiren Adam Yayınları’nda editörlük yapıyordum. 70’li yıllara parlak damgasını vuran E Yayınları’nın yaratıcılarından Aydın Emeç’le birlikte.
Aydın, bir sabah geldi ve “Hadi, Cumhuriyet’e gidiyoruz!” dedi. Gazeteden Kültür Servisi’nin başına geçmesi önerisi gelmişti; benim de yardımcılığını üstlenmemi istiyordu.
Uzun yıllar sürecek Cumhuriyet serüvenim böyle başladı. Aydın’ın gerçek anlamda erken ölümünün ardından onun gazetedeki görevini devraldım. 80’li yıllarda Cumhuriyet’in nitelikli gazetecilik açısından belki de altın çağını yaşadım.
Yıllarca çalıştığım Kültür Servisi’nden iki yıl kadar önce emekli ettim kendimi. Yeniden çeviri uğraşına daldım, ara sıra da yazıyorum Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet Kitap’a.
Şimdilerde, dönüp baktığımda, yıllarca her gün bir işe değil de, bir “kültür okulu”na gitmiş olduğumu fark ediyorum.
Bu “kültür okulu” bir tehlikeyle karşı karşıya bugünlerde. Pek çok şeyin yanı sıra “kültür”ün de ayaklar altına alındığı ülkede.
Ünlü ABD’li gazeteci Pulitzer’in bir sözü düşüyor aklıma:
“Ahlak ilkelerini bile bile çiğneyen, yalnızca kendi çıkarını gözeten, halk avcısı, fırsat düşkünü bir basın, önünde sonunda, kendisi kadar alçak bir halk yaratır.”
Cumhuriyet, ahlak ilkelerini çiğnemedi, yalnızca kendi çıkarını gözetmedi, halk avcılığı, fırsat düşkünlüğü yapmadı. Hep gazetecilik yaptı.
“Hadi, Cumhuriyet’e gidelim...”
‘Hadi, Cumhuriyet’e gidiyoruz...’
Yazarın Son Yazıları
Bir ‘Ali Gevgilili ironisi’
Irgat’ın Türküsü
‘Tüm iktidar hayalgücüne!’
Milos Forman: Mizah ve eleştirinin formeni
Kâr ve kapital
Hücrede bir ‘Kuyucaklı’
İyi ki varsın edebiyat...
Dünya Kupası’nda hangi gruptan elendik?
Orwell yaşasaydı...
Kitapla 1 dakika!
Konuş, belleğim!
‘Hayır’ diyen insan...
‘Cahil’den ‘Korkuyorum’…
Heybeliada’nın belleği
Edebiyatın kurduğu kardeşlik
Kaleci Yevtuşenko
Hayır de!
2017’de ‘1984’...
‘El pueblo, unido…’
Behey gafil...
Dans ve müzik Lorca için sevişti…
Şimdi uzak yakın...
Tek başına kalsan da...
Yaşar Kemal’i özlerken...
‘Ne gündüz biter, ne gece...’
‘Hadi, Cumhuriyet’e gidiyoruz...’
Hangisi?..
Aklımıza dolanan ‘Ağ’...
Wajda: Insanlığın sesi
Yazarları da yarıştırırlar…
Bayram ‘kurban’ı
Homo Sapiens ikilemleri...
Sanat her şeye iyi gelir
Darbe-i mesel...
Futbol topunun dayanılmaz hafifliği
Futbol bahane, şovenizm şahane…
Abidin Dino’nun attığı ‘Gol!’
Tam bir cehalet...
Ha asker, ha sivil...
Cinayetin müzayedesi…