17 Mayıs 2016 günlü gazetede “Cinayetin müzayedesi...” başlıklı bir yazım yayımlanmıştı. ABD’nin Orlando kentinde Trayvon Martin adlı 17 yaşındaki bir Siyah genci sokağın ortasında vurduktan sonra “aklanan” mahalle güvenlikçisi George Zimmerman’ın cinayet silahını internet üstünde açık artırmaya çıkarmaya kalkışmasından söz ediyordum...
Yazının sonunda da, “Umarım, yakında, Zimmerman’ı örnek alanlar çıkmaz bizde de” diyor; ama yine de ülkemizde yaşadığımız akıllara durgunluk veren gaddarlıkların yüreğime yüklediği kaygıyla, “Gezi Direnişi sırasında Ethem Sarısülük’ü, Ali İsmail Korkmaz’ı öldüren silahların ya da Ahmet Atakan’ın, Berkin Elvan’ın canına kıyan gaz fişeklerinin açık artırmaya çıkarıldığını görür müyüz?” diye sormadan edemiyordum.
Buraya kadar bir sorun yoktu. Amerikalı güvenlikçinin, mahkeme tarafından aklanmasıyla da bilenen cüretkârlığı karşısında kapıldığım ürküntüden kalkarak, ülkede yaşanan kıyıcılıklara yaptığım alaycı, acı bir gönderme.
Gelgelelim, yazı, şu iki cümleyle sona eriyordu: “Herkes üç ciltlik bir roman yazabilir. Tek gereken, hayat ve edebiyat konusunda tam bir cehalettir.”
Haydaa! Kötü yazarlara yöneltilmiş bu incelikli yerginin benim yazıyla ne ilgisi vardı? Elbette en küçük bir ilgisi yoktu...
Başka bir yazı için aldığım “not”u silmeyi unutmuştum ve o iki cümle “Cinayetin müzayedesi...” yazımın son sözleri olarak yayımlanıvermişti...
Üstelik o sözler benim de değildi; Oscar Wilde’a aitti!
Ne ki, benim dikkatsizliğim sonucunda yazının sonunda boy gösteren iki cümle kimi okurların büyük övgüsünü aldı.
Evet, yazıda bana ait olmayan yalnızca o iki cümle vardı ve gönderilen e-postalardan en çok da yazıya yanlışlıkla eklenen o sözlerin beğenildiği anlaşılıyordu!
Yüzümde acı bir gülümseyişin belirmesine engel olamamakla birlikte, bir süre önce dokunulmazlıkların görüşüldüğü kavgalı Anayasa Komisyonu’nda meydana gelen “
Oscar Wilde vakası”nı anımsamadan da edemedim. Oscar Wilde’dan alıntı yapmak isteyen HDP’li Mithat Sancar’ı susturmak isteyen AKP’lilerin, “O kim ya!”, “Oscar ödüllerinden bahset!”, “Necip Fazıl’dan örnek ver!” bağırtıları bir kez daha kulaklarımda yankılandı...
Gerek gözüpek yaşam tarzıyla, gerek yazdıklarıyla 19. yüzyılın ikinci yarısında tutucu Victoria döneminin ikiyüzlülüğüne başkaldıran bu İrlandalı yazar, parasızlıktan çok çekmiş, Reading Zindanı’nda yatmış, 46 yaşında Paris’te bir otel odasında can vermişti.
Yahu, dedim kendi kendime, nedir bu çektiği Wilde’ın; sağlığında çektikleri yetmiyormuş gibi, ölümünden 116 yıl sonra hâlâ çektiriyoruz adama...
Ona hâlâ çektiren, yine onun sözleriyle “hayat ve edebiyat konusunda tam bir cehalet” olsa gerek...
Tam bir cehalet...
Yazarın Son Yazıları
Bir ‘Ali Gevgilili ironisi’
Irgat’ın Türküsü
‘Tüm iktidar hayalgücüne!’
Milos Forman: Mizah ve eleştirinin formeni
Kâr ve kapital
Hücrede bir ‘Kuyucaklı’
İyi ki varsın edebiyat...
Dünya Kupası’nda hangi gruptan elendik?
Orwell yaşasaydı...
Kitapla 1 dakika!
Konuş, belleğim!
‘Hayır’ diyen insan...
‘Cahil’den ‘Korkuyorum’…
Heybeliada’nın belleği
Edebiyatın kurduğu kardeşlik
Kaleci Yevtuşenko
Hayır de!
2017’de ‘1984’...
‘El pueblo, unido…’
Behey gafil...
Dans ve müzik Lorca için sevişti…
Şimdi uzak yakın...
Tek başına kalsan da...
Yaşar Kemal’i özlerken...
‘Ne gündüz biter, ne gece...’
‘Hadi, Cumhuriyet’e gidiyoruz...’
Hangisi?..
Aklımıza dolanan ‘Ağ’...
Wajda: Insanlığın sesi
Yazarları da yarıştırırlar…
Bayram ‘kurban’ı
Homo Sapiens ikilemleri...
Sanat her şeye iyi gelir
Darbe-i mesel...
Futbol topunun dayanılmaz hafifliği
Futbol bahane, şovenizm şahane…
Abidin Dino’nun attığı ‘Gol!’
Tam bir cehalet...
Ha asker, ha sivil...
Cinayetin müzayedesi…