‘Cepten yediğimiz’ Cumhuriyetimiz ve dünya

27 Haziran 2018 Çarşamba

Türkiye’de olanca kusurlarıyla, sağıyla-soluyla çoğulcu demokratik parlamenter sistemin epeydir altını oymakta olan karşıdevrim süreci, bir sene önceki tartışmalı referandumun tamamlayıcısı baskın seçimle, de facto ‘tek reis’ rejimine dönüştü. ‘Yeni Türkiye’ başlığı altında güya koalisyonlara geçit vermemek iddiasıyla tesis edilmiş ‘Türk tipi’ reislik rejiminde, AKP-MHP koalisyonuyla yönetileceğiz.
Ekonomik kriz altında IMF’li yahut ‘IMF’siz IMF’li ekonomi politikalarının pranga cezalısı olmaya yazgılıyız. Kaynakları küreselleşmeyle yağmalanmakta olan memleketimizde, hesap verme mekanizmaları da parlamenter sistemle birlikte neredeyse tümden gömülmüş durumda.
Memleketin ‘tek reis’ rejiminin neo-Osmanlı ideolojik zemini üzerinde ‘emperyalistlerle emperyalistçilik oynama’ temelli dış ilişkilerinin çok daha büyük güvenlik risklerini devreye sokacağı bir sürece girdik. Komşu ülkenin toprağında, müttefik ABD ile birlikte aleni ilhak politikaları yürütenlerin, icraatlarını marifet addedilen keskin üslup yüzünden ülke içinde ‘antiemperyalizm’ başlığıyla sunmaları karşısında şaşırmaktan artık vazgeçtik.
Neoliberal müdahaleci/küreselleşmeci/emperyalist dünyanın siyasal İslamcılıktan demokrasi devşirme projesinin deneme tahtasıyız. Ve meseleyi Batı’daki eşlikçileriyle birlikte ‘demokrasi sadece İslamcılar sisteme katılırsa gelir’ analizleriyle çözümleyiverenleri görüp asabileşiyoruz. Tunus’un İslamcılar sayesinde ‘demokratikleştiği’ hayallerini yansıtanlar görüyor, ‘beyinleri daha küçük ve üreme organları zarar görür’ diye kadınları otomobil direksiyonuna geçirmeyen Suudi aklına uzanan emsalleştirmeleri sineye çekiyoruz. 95 sene önceki Aydınlanma devrimini hor görmekten bıkmayan liberal aydınlarımızın, Suudi arkaik monarşisinin kadınlara bu hakkı tanımasını ‘devrim’ diye nitelemekle yetinmeyip Türkiye ile kıyaslamasını şaşkınlıkla izliyoruz.
Özetle ‘cepten yediğimiz’ Cumhuriyetimizde başımız dumanlı. Her şeye rağmen sandıkta direnen 20 milyon ile dik.

***

Teskin olun ey okuyucu! Dünyaya emsal teşkil ediyoruz. 24 Haziran’ın ertesi günü Amerikalı sol liberal Demokratların ‘Common Dreams’ isimli sitesindeki makale ‘içinize su serpsin’. MichiganÜniversitesi’nden Juan Cole ABD’ye uyarı’ diyerek ‘Erdoğan’ın Türkiye’yi demokrasiden geri döndürmek için Trump’la aynı taktikleri kullandığı’ başlığını atmış. Erdoğan’ın ‘otoriter güçlü adam’ olarak yükselişinin, Trump’ın ABD’yi benzer yöne taşımasına yol açabilecek kilit dersler içerdiğini anlatmış.
Cumhuriyet tarihimizin aşina olduğumuz liberal ‘çarpıtmalarla’ yansıtıldığı makaledeki Türkiye anlatısına girmiyorum. Bildik “Seküler ordu ve elitlerin belirlediği Türkiye’ye politik çoğulculuk getirmek için yola çıkarak hüsrana yol açan Erdoğan” teması. Asıl derdi Trump. Trump’ın ABD’de sığınmacı sorunu ve ırkçılık üzerinden yaptığı maskaralıklardan girmiş, aşırı sağcı ideologlara açtığı alan Obama döneminin atamalarını tersine çevirmesi eşliğinde yaratacağı iklime dikkat çekmiş. Yazılı ve görsel medyaya yönelik toplumda yarattığı güvensizlik eşliğinde, Hıristiyan dinci sağına dayanarak liberal özgürlükler Amerikası’nı vuracağını belirterek “İşte uygulamasını Erdoğan yaptı” demiş . Sonuç ‘sivil toplumu’ ve basın özgürlüğünü imkânsız kılacak ‘etkili bir diktatörlük’. ABD’yi bekleyen tehlike, Türkiye’deki durum.

***

Örnekleme pek sahici. Malum Türkiye’yi Sovyetler Birliği geçmişinden bihaber klişeler ve ‘otoriterlik’ üzerinden Rusya ile kıyaslamak modayken, asıl benzerliğin ve emsalin ‘özgür dünyaya’ varması ironik.
Yazıyı yazarken sosyal medyada gördüğüm video-haber de tam yerine oturdu. Beyaz bir Amerikalı kadın, Güney Kaliforniya’da doğup büyümüş Esteban Guzman isimli Hispanik gence bahçe işi yaparken ‘tecavüzcü’ diye çıkışıyor. Gencin, “Ben dürüst bir Amerikan vatandaşıyım. Kime tecavüz etmişim” sorusu üzerine yanıtı şu oluyor: “Başkan bile sizlerin tecavüzcü olduğunuzu söylüyor.” Türkiye toplumunun yarısını ‘terörist’ diye anan ‘tek reisin’ tebaasına ne çok benziyor. Balık baştan kokuyor. Eğitimsiz, dindar Amerikalılar dünyayı ‘Trump reyisle’ anlamlandırıyorlar. Neo-liberal âlemin modeli bu. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları