Parmaklıkların arkasındaki haksızlık ve hukuksuzluklar büyük bir vurdum duymazlıkla sürdürülüyor:

80-90 yaşlarındaki 28 Şubat mağduru komutanlar çeşitli hastalıklarla boğuşarak hücrelerinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Yeşili, kamu yararını korumaya, kentsel yağmayı, betonlaşmayı önlemeye çalışan Gezi Direnişi mahkûmları toplumsal çıkarları savundukları için hâlâ içerideler.

Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hâlâ bırakılmadı.

Yaşlılar, hastalar, lohusalar, çocuklar hâlâ hapiste.

İşten atılan KHK’lilerin sorunları hâlâ çözülmedi.

Ama iktidar, yargı bağımsızlığını yok edip, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini sarsınca, haksızlık ve hukuksuzluklar yargının ve parmaklıkların dışına da taştı.

***

Üniversitelerin özerklikleri yok edildi, bilimsel liyakat yerine kayırmacılık egemen oldu.

Buna karşı en kararlı ve sürekli direniş Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri tarafından sergileniyor.

Üniversite’ye dışarıdan, tepeden inme rektör atanıyor...

Kayyum rektör dayanamıyor, istifa ediyor...

Bu kez yine akademisyenlerin istemedikleri, siyasal iktidara yakın bir başkası rektör olarak atanıyor...

Tepeden inme Hukuk Fakültesi kuruluyor...

Buraya tepeden inme tayinler yapılıyor...

Üniversitenin önemli bir merkezi kapatılıyor...

Bazı akademisyenlerin işlerine son veriliyor...

Bazı akademisyenlerin Üniversite Yerleşkesi’ne girmeleri bile engelleniyor...

Ve üniversitenin akademisyenleri, bu yanlışlara karşı, bahçede rektörlüğe arkaları dönük biçimde ayakta durarak direnişe geçiyor.

Bu onurlu akademik direnişe yurtiçinden ve yurtdışından gelen destekler devam ediyor...

Örneğin, Türkiye Yazarlar Sendikası, direnen akademisyenleri nöbetlerinin 453. gününde ziyaret etti ve şu mesajı verdi:

“Bilimsel özgürlüğünüzü, üniversite özerkliğini elde etme direnişinizi desteklemek için yanınızdayız.

Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde her zaman bir aradayız, bir arada olacağız.

Bugün burada sizinle birlikte olmaktan, susmamaktan / susturulamamaktan mutluyuz. Karanlık günlerin sonu yakındır. Mutluluk sürecektir!”

***

Medyaya baskılar devam ediyor.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Ekim ayı raporunu yayımladı:

BirGün gazetesi muhabiri İsmail Arı’ya, Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a ilişkin belgeli haberi nedeniyle 2 yıl hapis cezası verildi.

İnternet haber sitesi Gerçek Gündem’in Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Faruk Eren ve haber sitesinin editörü Furkan Karabay, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) kararnamesinde yer alan yargı mensuplarına ilişkin haber nedeniyle 2 yıl 3’er ay hapse mahkûm edilirken cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler de uygulanmadı.

Ankara merkezli yürütüldüğü ifade edilen bir soruşturma kapsamında Mezopotamya Ajansı (MA) ve JinNews bünyesinde çalışan 11 gazeteci, evlerine ve basın ofislerine düzenlenen operasyonla gözaltına alındı.

Emniyet ve savcılıkta yapılan sorguların ardından mahkemeye çıkarılan gazetecilerden 9’u, “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı.

Geçen ay İfade Özgürlüğü Derneği (İFD) de “EngelliWeb 2021” başlıklı raporunu açıkladı.

Türkiye’de 2021 yılında:

107 bin 706 alan adı ve web sitesinin engellendiği...

150 bin URL adresine

8 bin 350 Twitter hesabına

55 bin 500 tweete

13 bin 500 Facebook ve Instagram içeriğine

Erişim yasağı konulduğu bildirildi.

***

Kadın cinayetleri devam ediyor:

Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber siteleri ile ajanslardan derlediği veriye göre:

Erkekler, Ekim’de en az 32 kadını ve dört çocuğu öldürdü.

Erkekler, en az 70 kadına şiddet uyguladı.

En az 18 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti.

En az 13 kadını taciz etti.

14 kadını da seks işçiliğine zorladı.

***

Toplumca adalete susadık!