Fanteziler ‘tufan’da boğuldu
Ergin Yıldızoğlu
Son Köşe Yazıları

Fanteziler ‘tufan’da boğuldu

23.10.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir evrensel “iyi”yi (hakikati) savunurken etik sınırları aşan eylemler “kötü”yü üretirler. Hamas’ın “Aksa Tufanı” operasyonu, bir hakikati (evrensel iyi), “Filistin davasını” savunmak adına “kötü”yü üretti. Şimdi yalnızca Hamas’ın varlığı, işlevi ve geleceği üzerinde değil, Gazze’deki insanların yaşamları, geleceği üzerinde de uğursuz bir soru işareti oluştu.

“Aksa Tufanı”, Filistin direnişi bağlamında, çok “kötü” bir örnek sergiledi ama “iyi”nin gerçekleşmesini engelleyen kimi fantezileri de gözler önüne serdi. 

Fantezi 1: Filistin sorunu varken yerleşimci sömürgeci saldırılar sürerken İsrail devletinin askeri kapasitesi, istihbarat gücü sayesinde güven içinde, normal bir yaşam sürdürülebilir. Gerçek, sürdürülemeyeceğini, “Aksa Tufanı” aracılığı ile acımasız biçimde göstermiştir.

Bu gerçek iki boyutludur: Netanyahu ve faşist Ben Gvir-Smotrich ittifakının, devleti dönüştürme, yükselen muhalefeti etkisizleştirme çabaları içinde İsrail devleti istikrarını kaybetmeye başlamış, güvenlik bürokrasisinin uyarıları, siyasi ayrılıklardan dolayı gereken ilgiyi görmemişti. İkincisi, en temel hak ve özgürlükleri yok edilmiş, umudu iptal edilmiş, çözüme açılan yolları kapanmış bir halkın, bir dinci ideoloji egemenliği altındaki umutsuzluğunun, bir gün aşırı biçimler sergileyerek patlama olasılığı, yalancı bir “normalliği” sürdürme adına bastırılmıştı. Bastırılan gerçek 7 Ekim günü tüm şiddetiyle ve irrasyonel bir acımasızlıkla geri geldi.

Fantezi 2: ABD, İsrail ile Arap ülkeleri özellikle Suudi Arabistan arasında bir yakınlaşma örgütleyerek dikkatini Ortadoğu’dan Güney Doğu Asya ve Çin üzerine kaydırabilir. “Aksa Tufanı”, İsrail’in soykırıma varan tepkisi, Ortadoğu’da Filistin sorunu yok sayılarak yeni bir düzen kurulamayacağını gösterdi. 

Fantezi 3: Hamas İslam Aleminde yalnız değildir, İsrail’in “Aksa Tufanı”na tepkisi, İslam Aleminde infial yaratacak, İsrail karşıtı bir dalga yükselecektir. Ne yazık ki bu fantezi de gerçekleşmedi: İslam aleminin en kalabalık iki ülkesi Endonezya ve Malezya’dan kayda değer bir tepki gelmedi. Hamas’ın kuklacısı olduğu varsayılan İran bir süre sessiz kaldı, sonra sert demeçler vermekle yetindi. Suudi Arabistan’ın tepkisi de çok cılızdı. Dahası, İran ve Suudi Arabistan aralarındaki ilişkileri geliştirmeye devam ettiler. Mısır, Gazze halkını İsrail bombalarına terk etme pahasına, göçmen almamaya kararlıydı. Hizbullah’ın tepkisi henüz bir iki füze atmanın ötesine geçmedi. Bir zamanlar İslam dünyasına lider olmayı hayal eden AKP Türkiye’sinin tepkisi de “jest politikasının” (sonuçsuz hareketlerle iktidarsızlığı örtme) ötesine geçemedi. Kendini İslam aleminin merkezinde sanan Hamas’ın “birleşik direniş cephesi” fantezisi yıkıldı. İslam Aleminde yönetimler adeta “Hamas yok olsa, Filistin sorunu da gündemden çıksa da işimize baksak” havasında.

Fantezi 4: Netanyahu, “Güvenlik sorunu öne çıkınca kıymetimi anlayacaklar”, arkamda toplanacaklar fantezisinin zorunlu (hapse düşmemek için) tutsağıydı. Netanyahu, güvenlik sorununu öne çıkarmak ve yargıdan kurtulmak için, İsrail dinci-faşizmiyle ortak hükümet kurdu, yerleşimci zorbaları, faşist hareketi, İsrailli Araplar ve Filistinliler üzerindeki baskıyı artırmaları için serbest bıraktı. Bu nedenle, “Aksa Tufanı”nına ilişkin istihbarat zafiyetinin arkasında kasıt olduğuna ilişkin yorumlar da oluştu. 

Genelde Netanyahu’nun Likud Partisi’ni destekleyen Jerusalem Post’ta, “Aksa Tufanı” ertesinde, 12 Ekim’de yayımlanan bir kamuoyu yoklamasının bulguları, halkın yüzde 86’sının, hükümeti destekleyenlerin yüzde 76’sının, “felaketten” Netanyahu’yu sorumlu tuttuklarını gösteriyordu. Şimdi yorumcular Netanyahu’nun bir “zombi başbakan” (yaşayan ölü) olduğunu düşünüyorlar. Netanyahu’yu, geçmişte çözüm sürecini iptal etmek için sürekli Hamas’ı desteklediğini, beslediğini gösteren yorumlara (Adam Raz, Haaretz, 20.10.23) İsrail basınında da rastlanıyor.

Bir fantezi daha var: “Hamas’ı yok ederiz, Gazze’yi boşaltır yerleşimlere açarız”. Bu fanteziyi gerçekleştirme çabaları, bir soykırımın ardından kurulmuş olan İsrail’in bu kez bir soykırım yaratarak kendi varlığının meşruiyeti üzerine karanlık bir soru işareti koymasına yol açıyor.

Yazarın Son Yazıları

Mamdani, panik ve umut

Trump’ın başkanlığından hoşnut olmayanların oranı yüzde 60’ı geçti.

Devamını Oku
06.11.2025
Busan’da ‘büyük resim’

Busan’daki Trump-Şi zirvesi, yalnızca iki ülke arasındaki ticaret savaşında geçici bir ateşkes anlamına gelmiyor; aynı zamanda, 21. yüzyılın jeopolitik dengelerinde güç, liderlik gibi kavramların yeniden tanımlandığı bir döneme işaret ediyor. Zirvenin sonunda Trump’ın “12 üzerinden 10’luk bir görüşme” sözleri, Şi’nin ise “Dev gemiyi birlikte yönetiyoruz” vurgusu, ”yeni” bir durumu sergiliyor: Amerika artık “tek süper güç” değil.

Devamını Oku
03.11.2025
Noktaları birleştirmek

Gözlerimizi gerçeğe açmamız gerekiyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Teknoloji, oligarşisi ve faşizm

Z kuşağının emeğin, doğanın, LGBTQ ve kadın haklarının değersizleştirilmesine, ırkçılığa gözetim kültürüne ve kurumsal otoriterliğe karşı zaman zaman isyana varan direnişi, yalnızca bir kuşak çatışması değil, sermayenin denetim kapasitesini sınırlayan tarihsel bir başkaldırı biçimi. Tam da bu nedenle, işletmelerinde kontrolü yitirme korkusu, teknoloji sermayesini giderek demokrasi düşmanı, hatta faşizan reflekslere sürüklüyor.

Devamını Oku
27.10.2025
İsyan ve kriz çakışmaya başladı

İsyan ve ekonomik kriz dinamikleri tarihte zaman zaman çakışıyor.

Devamını Oku
23.10.2025
Yine bir finansal krizin eşiğinde

Geçtiğimiz günlerde, Altın 4 bin dolara ulaştı, piyasalarda “Borsa aşırı değerli” uyarıları sıklaştı. Jamie Diamond, Warren Buffet gibi ünlü yatırımcılar bu durumun sürdürülemezliğine işaret ediyorlar.

Devamını Oku
20.10.2025
Gazze’de ateşkes

Gazze’de savaşın yerini alan ateşkes, ilk bakışta bir nefes alma imkânı sundu.

Devamını Oku
16.10.2025
‘Yapılamaz’ kültü (The cult of can’t)

Cuma günü, Aurelien adlı bir yazarın “The cult of can’t” başlıklı denemesine rastladım. Perşembe yazımı okumuş olanların ilgisini çekeceğini düşünerek özetliyorum.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Aydınlanma’nın alacakaranlığında...

Kapitalizmin merkezlerinde (Anglosakson dünyada) uzun yıllar küreselleşmenin, teknolojinin (özellikle internet ve dijitalleşme) bizi “bugünden daha iyi” (özgür, demokratik, bolluk) günlere taşıyacağı anlatıldı.

Devamını Oku
09.10.2025
Bazen bir fotoğraf bin sözcüğe bedeldir

Bu kez şanslıyım, önümde iki fotoğraf var. Meclis’in açılışında ve akşamında verilen davet sırasında çekilmiş bu fotoğraflar bugünkü siyasi şekillenmenin, “sağını-solunu”, çok güzel betimliyorlar.

Devamını Oku
06.10.2025
‘Gizli (stealth) sömürgecilik’ ve Türkiye

Cumhurbaşkanının ABD ziyareti, MAPEG’in, 33 ilin topraklarını doğrudan madencilik yatırımlarına açması emperyalizm tartışmalarını yeniden canlandırdı.

Devamını Oku
02.10.2025
‘Aynanın’ öte yanında

Bilimde bazen bir sıçrama yalnızca araştırmacıların dar çevresini değil, tüm insanlığın geleceğini etkiler. 2020’de DeepMind’in geliştirdiği AlphaFold sistemi böyle bir andı.

Devamını Oku
29.09.2025
Yapay zekâ dünyayı yutuyor

“YZ dünyayı yutuyor” artık abartılı bir iddia değil.

Devamını Oku
25.09.2025
Güney Avrupa’da demokrasiye geçiş

Tsiridis’in çalışmasının en güçlü yanı, somut tarihsel analizleri belgelerle destekleyerek sivil toplumun (çoğunlukla göz ardı edilen) rolünü vurgulaması.

Devamını Oku
22.09.2025
Üzüm üzüme bakarak...

Dünya siyaseti ve ekonomisi, daha önce hiç görülmemiş bir biçimde birbirine benzeşen güç dinamikleriyle şekilleniyor.

Devamını Oku
18.09.2025
İsrail Gazze’de ne yapıyor?

Gazze’de yaşananlar, uluslararası medyada sıklıkla “çatışma”, giderek soykırım olarak tanımlansa da Prof. Jiang Xueqin olanların arkasında çok daha karanlık bir gerçeğin yattığını söylüyor.

Devamını Oku
15.09.2025
11/9/01: Nereden nereye

ABD yönetimi, yeni savunma stratejisi raporunu, (QDR2001), 11 Eylül 2001 “olayının” tozu yatışmadan açıklamıştı.

Devamını Oku
11.09.2025
Endonezya’da isyan

Endonezya, yaygın protesto gösterileriyle sarsılıyor. Başkent Cakarta’dan ülkenin dört bir yanına yayılan bu olaylar, sadece yerel bir huzursuzluk değil, aynı zamanda küresel kapitalizmin çevre ülkelerde yarattığı derin eşitsizliklerin, devlet şiddetinin bir ürünü. İsyanın temelinde rejimin tüm kilit kurumların, parlamento dahil, içini boşaltmasıyla, demokratik haklarını kaybetmekte olduklarını hisseden geniş kitlelerin tepkisi yatıyor.

Devamını Oku
08.09.2025
Küreselleşmeden sonra, üç fotoğraf

“Küreselleşme” yerini parçalanmaya bırakıyor, bir yeni-jeopolitik şekilleniyor.

Devamını Oku
04.09.2025
ABD’de faşizm ve direniş

Trump, seçim kampanyası boyunca, diktatör olmak dahil tüm arzularını açıkça söyledi. Dahası, Heritage Foundation “Project 2025” başlığı altında 900 sayfalık bir faşist devlete geçiş programı yayımladı. Bu program, devlet bürokrasisindeki özellikle de güvenlik bürokrasisindeki, “kurumsalcıları” ve “anayasalcıları” tasfiye ederek yerlerine başkana sadık olanları atamayı planlıyordu.

Devamını Oku
01.09.2025
Eski olguya yeni kavram

Uluslararası ilişkiler alanında yeni bir kavram var: “Ekonomik zorlama çağı” (Foreign Affaires).

Devamını Oku
28.08.2025
‘Yıllık yüzde 20 büyüme hızı’ ve diğer fanteziler

Peki bu “ekonomik patlama” yaşanırken, insanların yerini YZ ajanları alırken, artan çıktıyı karşılayacak, kârların gerçekleşmesine, alınacak yatırım kararlarına kaynak olacak tüketici talebi nereden gelecek?

Devamını Oku
25.08.2025
Buradan nereye?

Rejim, seçimlerde kaybettiği belediyeleri geri alıyor, CHP’li belediyelerin liderliklerini tutukluyor, CHP’de Özgür Özel liderliğini tasfiye etmeye çalışıyor.

Devamını Oku
21.08.2025
Bir gün, Spinoza sinagoga girer...

Amsterdam’da 1656 yılının temmuz ayında, 23 yaşındaki Baruch Spinoza, Avrupa’nın en güçlü sinagogunun önünde durdu, içeri girmeden derin bir nefes aldı.

Devamını Oku
18.08.2025
Başkan başkenti ‘geri almış’

ABD ekonomisinde, stagflasyon, “konut krizi” kaygıları artarken Trump, Ulusal Muhafızları, Washington DC sokaklarında konuşlandırdı...

Devamını Oku
14.08.2025
‘Hazırlıksız yakalandık’

Yaygın sıradanlaşmış, “veri hırsızlığı, sahte diplomalar (hoş değilmiş ama kazanç helalmiş), sahte imzalar” eşit (etnik) vatandaşlık topolojisi gibi çürüme semptomları üzerinde düşünürken aklıma eski bir yazımın başlığı geldi: “Hazırlıksız yakalanacağız”.

Devamını Oku
11.08.2025
Amerika’dan ithal faşizm

Köyler, dinler, mezhepler, tarikatlar, kabileler, fraksiyonlar...

Devamını Oku
07.08.2025
Avrupa’ya ne oldu?

İskoçya’da imzalanan ABD-AB ticaret anlaşmasını, bir yorumcu, İngiltere’nin “Süveyş anına” benzetti. İngiltere, 1956’da Fransa ve İsrail ile Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek için hamle yaptığında, ABD’nin, “Geri çekilmezsen finansal sistemini çökertirim” tehdidine boyun eğmiş, artık hegemonyacı bir güç olmadığını öğrenmişti. Sanırım, bu anlaşmayla, Avrupa Birliği de ABD ve Çin’in yanında 3. bir küresel hegemonya merkezi olmadığını anladı.

Devamını Oku
04.08.2025
Çin’de çifte yol ayrımı

Çin liderliğinin iki yol ayrımı önünde tercih yapması gerekiyor.

Devamını Oku
31.07.2025
‘Süreç’ üzerine notlar

Kürt hareketinin siyasi ve askeri temsilcileri uzun erimli bir proje bağlamında süreci ilerletebilecek bir fırsat yakaladıklarını düşünüyorlar. Haklı olabilirler. Ancak süreci doğru anlamlandırabildiklerinden emin değilim. Bugüne kadar Kürt halkının haklar ve özgürlükler taleplerini her zaman desteklemiş biri olarak düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Devamını Oku
28.07.2025
Batı’da yükselen dalga Japonya’ya ulaştı

Japonya’da pazar günü yapılan “Üst Meclis” seçimleri, ülkenin siyasi manzarasının değişmeye başladığını gösteriyor...

Devamını Oku
24.07.2025
Jeopolitik ve emperyalizm

Ortadoğu’daki gelişmeleri jeopolitiğin gözlükleriyle okuma alışkanlığı yaygın. Halbuki, “jeopolitik”, devletlerin, “coğrafya kontrolü” konusundaki arzularına, kaygılarına ilişkindir. Emperyalizm ise kapitalizmin andaki ve bu anı kapsayan dönemdeki özelliklerinin anlaşılarak eleştirilmesine...

Devamını Oku
21.07.2025
‘Cumhuriyet yıkılmalıdır!’

Roma İmparatorluğu’nun cumhuriyet döneminde muhafazakâr senatör, “Yaşlı Cato”, senatoda her konuşmasına “Carthago delenda est” (Kartaca yıkılmalıdır) diye başlarmış.

Devamını Oku
17.07.2025
Ulus-devlet, iki basınç

Yine emperyalizmin bir “yeniden paylaşım” dönemindeyiz.

Devamını Oku
14.07.2025
Faşizm ve kültür-II

Siyasal İslamın AKP rejimi, siyasi, ekonomik bir iktidardan öte, toplumu yeniden şekillendirmeye dönük kapsamlı bir kültürel mühendislik sürecidir.

Devamını Oku
10.07.2025
Faşizm ve kültür

Kanadalı kültür kuramcısı Prof. Henry A. Giroux, “Culture as a Pedagogical Battlefield in the Fight Against Authoritarianism” başlıklı yazısında kültürü pedagojik bir savaş alanı olarak tanımlıyor, faşizmin günümüzde estetik, medya, yapay zekâ gibi araçlarla nasıl normalleştirildiğini gösteriyor.

Devamını Oku
07.07.2025
Büyük sürüklenme

ABD ve İngiltere’de jeopolitik alanında rastladığım kimi çalışmalar önemli bir korkuyu yansıtıyordu: Dünya bir “Büyük Savaş”a doğru sürükleniyor.

Devamını Oku
03.07.2025
Lider, parti, rejim

Bu pazartesi yazımı yazamayacaktım: Gözlerimde geçici bir sorun var. Ancak CHP’de yaşananları izlerken dayanamadım. Kısa bir yazıyı bir başkasına dikte ettirebilirim diye düşündüm.

Devamını Oku
30.06.2025
Faşizm ve direniş

Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun hareketlerini anlamaya çalışırken aklıma geldi. Bilinçdışının azizliği olsa gerek.

Devamını Oku
26.06.2025
Kuyruğunu yiyerek…

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, “İran nükleer silah yapmıyor” dedi ama ABD’de bir irade, İran’ın nükleer tesislerini bombaladı. İngiliz başbakanı hemen desteğini açıkladı. Bu müstehcen resme uzaktan bütününü anlamaya çalışarak bakarsak ne görüyoruz? Emperyalist kapitalist uygarlık, kendi kuyruğunu yiyerek yaşamaya çalışan bir yılana benzemiyor mu?

Devamını Oku
23.06.2025