Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Üç ‘izm’den sonra nostalji
Postmodernizm, neoliberalizm, globalizm düşünce akımları olarak artık tükendiler. Tabii ki bunların dayandığı maddi eğilimler daha bir süre ayaklarımıza dolanmaya devam edecekler.
KISA BİR UFUK TURU
ODTÜ’de lisans üstü öğrencilerine “küreselleşme ve yeni jeopolitik” dersini sunarken “Postmodernizmden sonra gerici aşiretçilik” başlıklı makaleyi okutmaya “çalışırdım” (50 sayfaydı). Şimdi, artık, o makalenin yazarının (Robert J. Antonio) öngördüğü noktadayız.
O makalenin bir değeri de postmodernizm ile neoliberalizmin aslında bir madalyonun iki yüzü olduğunu göstermesiydi. Gerçekten de zaman içinde önce postmodernizmin, siyasi seçenek üretmeye izin vermeyen, rölativist, “hakikatleri” (büyük anlatıları) yadsıyan yaklaşımı sönümlendi; Açılan boşlukta, etnik milliyetçilik (ırkçılık), dinci cemaatçilik, demokrasinin eleştirisi üzerine kurulu bir nostalji (“Karanlık Aydınlanma”: Dark Enlightenment) yükseldi. Bu yükselişe ben “süreç olarak faşizm” diyorum. Finansal krizi de (2008) 1980’lerde sermaye birikim rejiminin krizine cevap olarak şekillenen neoliberalizm ve globalizmin tükendiğini gösterdi. Burada da karşımıza, elitlere yönelik bir öfke, ticari korumacılık, sanayi politikası, toprak genişletme arayışı çıkıyor.
DEVLET, TOPLUM, KORPORASYON
Fukuyama, liberal demokrasi için “ABD kapitalizmin en gelişmiş örneğidir, modelinin benimsenmesi doğaldır” demişti. Bu savın merceğinden ABD’ye bakınca, 2016’dan bu yana, yukarıda “kısa ufuk turunda” değindiğim gelişmelerin hepsini, özellikle II. Trump döneminde, fazlasıyla görebiliyoruz.
II. Trump döneminde daha ilk günden, CIA, FBI, NSA gibi güvenlik bürokrasisinde, Adalet Bakanlığında, hatta Pentagon’da, başkanlık kararnameleriyle başlayan geniş çaplı tasfiyeler, atamalar, hassas personel verilerine el koyma girişimleri, Musk’ın Trump’ın yanında adeta 2. devlet başkanıymış gibi hareket etmesi, anayasayı yok sayan girişimleri, çevreyi, tüketici haklarını, LGBTQ bireyleri, kadınları ve siyahları koruyan yasaların hızla iptal edilmesi sıradan uygulamalar değil. Tüm bunlar, ABD’de “süreç olarak faşizmin” el kitabı “Project 2025” adlı dokümana dayanıyor. “Project 2025” de Curtis Yarvin, Peter Thiel, Marc Andreessen gibi Silikon Vadisi entelektüellerinin, Nick Land, Patrick Dineen gibi reaksiyoner felsefecilerinin geliştirdiği iki yaklaşıma:
(1) Devlet, bütün sınıfların birlikte yaşamasına sağlayacak bir korporasyon gibi çalışmalıdır.
(2)“Karanlık Aydınlanma”.
Birincisi, şirketlerin faaliyetini sınırlayan (çevreyi, tüketici ve işçinin sağlığını korumayı, küresel ısınmayı engellemeyi amaçlayan, iş güvenliğini sağlayan, çocuk işçi kullanımını yasaklayan) yasalar değişmelidir. Tüm sınıfların birlikte yaşayabilmesi için devlet de bir şirket/ korporasyon mantığı ile işletilmelidir.
İkinci yaklaşım da Aristotales ve Machiavelli’nin özgün bir okumasıyla, demokrasinin esas olarak kaosa açıldığını, bu kaosu aşabilmek için ABD halkının diktatörlük fobisinden kurtulması gerektiğini savunuyor. Dahası, neoliberalizm toplumu parçaladı, insanları yalnızlaştırdı. İnsanların esas olarak sosyal ilişkilere dayalı varlıklar olduğunu unutturdu. Şimdi bu ilişkileri canlandırmak gerekiyor. Din ve cemaat yaşamı bu konuda çok yararlı araçlardır. Eğitim sistemi de hep yeni bilgiler üretmeye odaklandı; geçmişin değerli bilgileri unutuluyor. Devlet başkanı da yetkileri itibarıyla bir kral, sultan gibi olmalıdır, iradesi yasalarla sınırlanmamalı, onu destekleyecek devlet bürokrasisine, çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık (siyahları, kadınları, engellileri korumayı amaçlayan) ilkelerine takılmadan en iyi eğitimli, yetenekli olanlar atanmalıdır. Kısacası esas olarak beyaz Hıristiyan bir aristokrasi (en iyiler anlamında) üzerinde yükselen bir monarşi. Ülkenin Yunan şehir devletlerinde görülen seçilmiş iki “tiran” yöntemi ile yönetilmesini önerenler; Musk, Vance gibi “Bize bir sulla (iktidarı rakiplerini öldürerek elegeçiren Romalı diktatör-general) lazım” diyenler de var.
Bunları bir araya koyduğumuzda ABD’de içeride “süreç olarak faşizm”, dışarıda Panama, Grönland, Kanada, Gazze bağlamında doğrudan toprak edinme çabalarıyla karşımıza sömürgeci bir emperyalizm çıkıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
En Çok Okunan Haberler
-
Gece kulubünde büyük facia
-
Bakanlık, ünlü bal markasını ifşa etti
-
ABD savaş uçakları harekete geçti!
-
Devlet Bahçeli neden fotoğraf vermiyor?
-
İmamoğlu 'turpun büyüğünü' Trabzon'da gösterdi
-
Cenazesine katılamadı: Nedenini gözyaşları ile anlattı
-
Tadilat için gelen usta cinayete kurban gitti!
-
Meclis’teki ‘torba’ ile ‘ek ödeme’ kapısı açılıyor
-
İmamoğlu'na memleketinde coşkulu karşılama!
-
Tutuklu Astrolog Hilal Saraç'tan 42 gün sonra ilk mesaj