Ali Yücel’den Yerlikaya’ya dünkü ve bugünkü Türkiye
Erol Manisalı
Son Köşe Yazıları

Ali Yücel’den Yerlikaya’ya dünkü ve bugünkü Türkiye

29.12.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Çocukluk yıllarımda radyodan, ünlü sunucu Eşref Şefik’in ağzından, çok güçlü milli güreş takımımızın İsveç’le, Rusya’yla, Fransa’yla karşılaşmalarını dinledim: şampiyonlarımız Ali Yücel’in, Hamit Kaplan’ın, Celal Atik’in zaferlerinden, şampiyonluklarından gurur duyardım, sevinirdim.

1952 Helsinki Olimpiyatları öncesinde 52 kilo dünya şampiyonumuz Ali Yücel’in, adının hoş olmayan bir hırsızlık olayına karışması ve boykot alması rüyalarıma girmişti. Çocukluk yaşlarımdaki kahramanlarımdan biriydi, kahrolmuştum, 1952 Helsinki Olimpiyatları’na katılamamıştı. Herkes üzülmüştü: CHP’lisi, Demokrat Partilisi, Taksim Meydanı’ndaki simitçisi, Sahaflar Çarşısı’ndaki kitapçısı, herkes… Mütevazı saf bir Anadolu çocuğunun bir anlık şeytana uymasının yarattığı şoktu belki bu.

Ve bugün, şampiyon olurken gurur duyduğumuz Hamza Yerlikaya’nın Vakıflar Bankası’ndan siyasete kadar uzanan, “kanıtlanmış” olaylar dizisine gelmişiz. Saf, temiz Anadolu çocuğu Ali Yücel’den en üst siyasi ve iktisadi katmanlara kadar uzanan inanılmaz Yerlikaya olaylar dizisine…

Ünlü bir dünya şampiyonu oluyorsunuz, Türkiye sizinle gurur duyuyor, kalbine gömüyor, ne büyük bir ödül, ne büyük şan ve şeref; hayatta kazanılan en büyük “ikramiye”: parayla, pulla, danışmanlıkla, çakma diplomalar ve yönetim kurulu üyelikleri ile karşılaştırılması imkânsız bir ödül.

Ve bütün bunları bir kenara itiyorsunuz, sizi bağrına basan memleket halkına boş verip çakma belgelerle “başka ödüllere” soyunuyorsunuz: kazandığınız şampiyonluklarla halkın size verdiği en büyük ödülü çöpe atıyorsunuz.

Günlük siyaset eğitime, orduya, camiye, spora ve ekonomiye sokulduğunda “inançları ve manevi değerleri istismar edenlerin” en büyük zararı, bu toplumsal değerlere verdikleri hep görülmüştür. Aynen Giordano Bruno’nun daha 400 yıl önce dediği gibi.

Ali Yücel’den Yerlikaya’ya uzanan yolda, “kazandıklarımızı, nasıl bir bir kaybettiğimizi de yaşamaktayız”, hem bireysel hem de toplumsal olarak:

- Toplumsal olarak halkın yararı, kamunun yararı yerine azınlıkların, oligarşik yapının, bireysel çıkarların her şeyin önüne geçtiği: çoğunluğun sahip olduğu ormanlar, göller, kıyılar ve yeşil alanların yok edildiği: önce kamu iktisadi kuruluşlarından başlayarak toplumsal değerlerin çok özel yandaşlara ve yabancılara devredildiği bir sonuç.

- Bireysel olarak da halkın gönlünde yücelttiği şampiyonlarımız, kimi çok sevdiğimiz sinema yıldızlarımız, “bozuk düzenin çarkları arasına sıkıştırılarak” halktan ve halkın sevgisinden uzaklaştırılırlar. Dün toplumu “birleştiren” şampiyonlarımız bugün, toplumu “ayrıştırıcı” hale gelebilirler.

Birey ile toplum arasında ortak çıkarlar ve bütünleşme yerine “kamusal çıkarlara karşı bireysel çıkarlar işlemeye başlar”.

Uygarlık özünde, “ortak değerlerde ve ortak çıkarlarda buluşma ve bütünleşme” meselesidir. Vergi adaletinden haksız rekabeti ve yandaşlığı engellemeye kadar uzanan çok geniş bir hattır…

Azgelişmişlik kısırdöngüsü, “halkın gönlünde taht kuran şampiyonları bile kendi çarkları içinde öğütmeye başlar”. Yerlikaya’nın şampiyonluklarını izlerken ülkede istisnasız herkesin sevindiği gibi ben de çok sevinmiştim, gurur duymuştum.

Yerlikaya halkın kendisine sunduğu o olağanüstü büyük ödülü göremedi. Ya da sistem o kadar acımasız ki, onu önüne katarak istediği gibi kullandı, Yerlikaya, güreşte rakibine direndiği gibi direnemedi ve kazandığını sandığı bu son maçını halkın gözünde ve gönlünde kaybetti…

***

Ve Yılmaz Özdil’i camiye sokmayız diyen zihniyete gelince: bu dinciler camileri, evlerinin arka bahçesi sanıp “kullanan” kafalardır… Sevgili Yılmaz dua etmelisin, ya adam seni övmeye kalksaydı halin nice olurdu, kimsenin suratına bakamazdın…

Yazarın Son Yazıları

Sansür, demokrasi ve araçlar

Sansür, demokrasi ve araçlar

Devamını Oku
18.10.2022
Devlet olmanın nitelikleri

Devlet olmanın nitelikleri

Devamını Oku
11.10.2022
Örtülü iç savaş mı?

Örtülü iç savaş mı?

Devamını Oku
04.10.2022
Başarı mı, yoksa ...

Başarı mı, yoksa ...

Devamını Oku
27.09.2022
Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Devamını Oku
20.09.2022
Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Devamını Oku
13.09.2022
Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Devamını Oku
06.09.2022
Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Devamını Oku
30.08.2022
‘Ortak yararları’ yok etmek neden

‘Ortak yararları’ yok etmek neden

Devamını Oku
23.08.2022
AKP dış politikasını neden değiştiremez

AKP dış politikasını neden değiştiremez

Devamını Oku
16.08.2022
ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

Devamını Oku
09.08.2022
Siyasal İslamda dış politikamız

Siyasal İslamda dış politikamız

Devamını Oku
02.08.2022
Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Devamını Oku
26.07.2022
Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Devamını Oku
19.07.2022
Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Devamını Oku
12.07.2022
Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Devamını Oku
05.07.2022
Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Devamını Oku
28.06.2022
Bastonların karizmatik sahipleri

Bastonların karizmatik sahipleri

Devamını Oku
21.06.2022
AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

Devamını Oku
14.06.2022
Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Devamını Oku
07.06.2022
AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

Devamını Oku
31.05.2022
AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

Devamını Oku
24.05.2022
Tramvay da şık yayalar da...

Tramvay da şık yayalar da...

Devamını Oku
17.05.2022
Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Devamını Oku
10.05.2022
AKP bütün gemileri yaktı mı?

AKP bütün gemileri yaktı mı?

Devamını Oku
03.05.2022
AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

Devamını Oku
26.04.2022
Türkiye nereye mi gidiyor?..

Türkiye nereye mi gidiyor?..

Devamını Oku
19.04.2022
‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

Devamını Oku
12.04.2022
Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Devamını Oku
05.04.2022
Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Devamını Oku
29.03.2022
Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Devamını Oku
22.03.2022
Karadeniz, Doğu Akdeniz, Körfez üçgeni

.

Devamını Oku
15.03.2022
Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Devamını Oku
08.03.2022
Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Devamını Oku
01.03.2022
Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Devamını Oku
22.02.2022
Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Devamını Oku
15.02.2022
Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Devamını Oku
08.02.2022
Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Devamını Oku
01.02.2022
AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

Devamını Oku
25.01.2022
Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Devamını Oku
18.01.2022