Bugün Berfo Ana’ları, onların oğullarını, kızlarını yazacaktım.\n

Hüznün o derin boşluğunda peşkeş çekilen dağlarımızı, ovalarımızı, koylarımızı, büklerimizi...\n

Türkiye’de siyasal iktidarın uyguladığı baskıyı ve zulmü...\n

AKP’nin yukarıdan aşağıya bir toplum mühendisliğine soyunduğunu; sosyal, kültürel yaşamımızı nasıl baskı altına aldığını, sanatı ve sanatçıyı aşağıladığını anlatacaktım.\n

Bir toplumun din bezirgânları tarafından nasıl soyulduğunu, saf Müslümanların “yeşil holdingler” ve “Jet Fadıl”lar, Fazıl’lar, Ahmet’ler, Mehmet’ler, Deniz Feneri e.V’yle dolandırıldığını belgelerle ortaya koyacaktım.\n

Yaşamımızın o ince dokusu içinde toplum olarak bunların tümünü görmüş, gizli kasaları, milyonlarca dolarlık “malı ve mülkü” olanları hepimiz öğrenmiştik.\n

***\n

Dinin siyasette nasıl araç olarak kullanıldığını, kimlerin köşeyi hangi becerilerle döndüğünü, başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinde yaşayan saf Müslümanları nasıl milyarlarca Avro “tokatladığını” kaç kez yazıp çizmiştik.\n

Demek ki bunlar, halkımızın gözünü açmamış hâlâ...\n

Siyasetin içinde olanlar ve bunlara dışarıdan destek verenlere bakınca inanın hiç şaşırmıyorum.\n

Bunların tümü yobaz...\n

Yobaz kelimesini de salt “düşünsel anlamda” kullanıyorum...\n

Eski faşistler, dindaşlar, yandaşlar, eski dönek Marksistler omuz omuza vermişler, sağa sola çamur atıyor, sermaye-emek çelişkisini vurgulayanlara “gerici” diyor.\n

“Birikim çatısı” altında toplanmış olan bu az sayıdaki topluluğun merkez medyada oldukça geniş bir kolu var.\n

Dönekler korosu ezilenlerin, zulüm görenlerin asla yanında değildir.\n

Vicdanı cüzdanla karıştıran düşünce yapıları, AKP iktidarı yanında “Hazır ol!” ve “Emret komutanım!” vaziyetindedir.\n

Bunlar aynı zamanda CIA’nın uşaklarıdır.\n

***\n

Berfo Ana’ların devrimci kızları, oğulları onları hiç mi hiç ilgilendirmiyor.\n

Hele hele “68 kuşağından olanların”, Deniz’in, Yusuf’un, Ulaş’ın, Mahir’in, İbrahim’in, Sinan’ın ve diğerlerinin adını duyunca tüyleri diken diken oluyor...\n

1 Mayıs 1977 kıyımı için “Solcular birbirini öldürdü” diyen salt Halil Berktay değil...\n

Adlarını say say bitmez!\n

Sola, devrimcilere, yurtseverlere kin ve nefretleri o denli büyük ki...\n

Kendilerine sorarsanız bugün bile sosyalisttir onlar...\n

Emekten, emekçiden yana değil; eski CIA Türkiye İstasyon Şefi Graham Fuller’den yanadırlar.\n

Bilmeyenler için, Fuller’in bir ay önce yaptığı açıklamayı anımsatayım:\n

“Türkiye’de daha çok sol hareket görmek isterdim. Bence en büyük ihtiyaç bu!”\n

Fuller, önemli bir noktaya daha değinmişti:\n

“İster AKP olsun, ister CHP, ister Gülen hareketi, devletin bir grup tarafından kontrol edilmesi arzulanan bir durum olmaz elbette. Birçok farklı sesi temsil eden bir denge olmalı. Cemaat üyeleri de niye hükümetin parçası olmasın ki!”\n

.............\n

“Ben Gülen hareketi ve Müslüman Kardeşler arasında bir benzerlik buluyorum. Gülen hareketi toplumu değiştirmekle ilgileniyor. Müslüman Kardeşler ise yasal düzeni değiştirmekle ilgileniyor.” (Radikal, 6.4.2012)\n

Fuller, ABD’nin sözünden çıkmayacak, emperyalizme teslim olacak bir yeni “sol hareket” mi istiyor?\n

“Ilımlı İslamcı Sol...”\n

***\n

Berfo Ana’ların kayıp devrimci kızlarını, oğullarını yazacaktım, olmadı...\n

32 yıldır, işkencede kaybolan oğlunun kemiklerini arayan 104 yaşındaki Karslı Berfo Ana, 12 Eylül davasına müdahil olarak katıldı.\n

Ankara Adliyesi’ne sedyeyle getirildi Berfo Ana...\n

Fotoğrafına baktım uzun uzun...\n

Sonra, Adonis’in bir dizesi geldi aklıma:\n

“Ey sözün külü,\n

Gecende bir çocuğu daha var mı tarihimin?”